-11-

313 22 0
                                    

Kimsenin rahatsız etmemesi ne güzel şey öyle. Yatağımdan kalkıp tuvalete falan gittikten sonra yine aynı yerime en sevdiğim yatağıma geldim. Yatma hayallerim varken bu hayallerimi çalan telefonum bozdu! Ekrana baktığımda yabancı numaranın aradığını görünce açıp açmamak arasında kaldım. İnsan meraklı olunca napsın duramıyor açmadan acaba kimdi soruları kalacağına açsam mı acaba diye düşünürken açmamaya karar verdim. Telefonumu sessize alıp yattım. Çok geçmeden yine çalmaya başladı ve yine aynı numaraydı sinir olmuştum.
-Efendim!
-Bücür sen daha uyanmadın mı hadi kalk sana mesaj atıcam oraya gel tamam mı ama hemen kalk hadi
-Banane yaa gelemem ben işim var benim.
-Ne işin var?
-Uyucam.
-Bak bücür vaz geçtim ben gelicem alıcam seni o yüzden kalkıp hazırlanmazsan seni yarım saat sonra öyle dışarı çıkarmak zorunda kalırım.
Dedikten sonra yüzüme kapattı. Ben bununla bir yere gitmek istemiyorum ki yaa neden böyle bu çocuk allahım ya diye söylenmeye başlamıştım bile söylenmenin bir yararı olmadığı için kalkıp hazırlanmaya başladım. Bu halde dışarı çıkmak bir daha rezil olmak istemiyordum. Klasik bir pantolon bir de tişört giymiştim. Makyaja gerek duymamıştım. Bu yüzden saçlarıma şekil versem çok iyi olurdu. Düzleştiriciyi fişe takıp ısınmasını beklemeden yapmaya başlamıştım. Hazırdım çok fazla sadeydim telefonumu falan çantama koyup hırkamı da hazırlamıştım. Bu çocuğun beni nereye götürdüğünü bilmiyorum neden böyle birşey yapıyor onu da bilmiyorum gerçi ya. Zil çalmıştı sonunda mal mal oturup beklemeye gerek kalmamıştı. Eşyalarımı alıp aşağıya indim kapıyı açtığımda karşımda denizi bekliyordum ama beklediğim kişi yoktu.
- ee şey sen dışarı mı çıkıyordun. Elleri saçlarına gitmişti düzelttikten sonra gülümsemişti. Çok fazla tatlıydı yaa
- Denizi bekliyorum Uraz gel istersen.
Bu çocuğa hayır denmez valla billa yaa onu bütün gün izlerdim yani böyle gülümserse hep bana olmaz valla ya kapıya yaslanmış ona bakıyordum karar vermesini bekliyordum.
-Bilemedim ki yaa sorun olmaz mı?
-Yoo gel gel hadi..
Uraz nerden çıkmıştı bilmiyorum ama gelmesi hiçte fena olmadı yani.
-Birşey içermisin?
-Yok teşekkürler yaa içmesem iyi olur.
-Şey ben kahvaltı etmedim yaa sorun olmazsa.
sözümün bitmesini beklemeden
-Yoo neden olsun yaa et sen kahvaltını.
Ne anlayışlı çocuk yaa koltuğa oturmuş bacağını diğer bacağının üstüne atmış oturmuştu. Mutfağa gittiğimde masa hazırdı masaya bir bardak daha koymuştum. Odaya gidip Uraz ın yanında dikildim.
-Hadi gel!
Anlamayan gözlerle bakıyordu canım yaa
-Nereye?
-Kahvaltıya hadi kalk.
Diyerek koluna yapıştım kaldırdım ve mutfağa kadar sürükledim ne kadar aç değilim tokum dese de aldırmadan sürükledim. Masada boş olan sandalyeye oturttum. Yanına da ben oturmuştum.
-Çay meyve suyu?
-meyve suyu içerim o zaman.
Karşımda ki meyve suyuna uzandım kapağını açarak bardaklara boşalttım. Ekmeklere yağ sürüyordum ve Uraz da meyve suyunu yudumlarken dikkatle beni izliyordu. Bıçağı tabağımın kenarına koydum.
-Neyli yersin?
-Tokum ben sen ye meyve suyu içiyorum ya yeter.
İlla zorluk çıkaracak ben de üstesinden gelirim yani bıçağı tekrardan elime aldım çikolatalı ekmeğe bayılıyorum o yüzden çikolata sürdüm. Isırmadan ikiye böldüm ve bir yarısını ona vericektim ki o bana öyle dikkatli bakıyordu ve kendi kendine gülümsüyordu. Ekmeği ona uzattım.
-Tokum demiştim.
-Ben yerden sen bakamazsın Uraz bey.
Dedim ve ekmeği onun ağzına götürdüm başta kendini geri çekti ve biraz arkaya yattı sonra pes etmediğimi görünce elimden aldı başımı kaldırdığımda çok fazla yakındık. Utanmıştım yine anlamış olacak ki ısırdığı ekmeğinden bir yudum kopardı ve benim ağzıma götürerek gülümsedi. Onun uzattığı ekmeği yememiştim kendi ekmeğimi yemiştim. Tam ısırdım ki kapı çaldı. Kalkıp kapıya baktım..
-Hazırmısın bücür!
-Hazırım kahvaltı ediyoruz Uraz da sana bakmaya gelmiş bende içeri çağırdım.
İçeri girdi ve Urazla selamlaştıktan sonra o da oturdu.
-Uraz sen de gel bizimle.
Diyen denize döndüm. Uraz bana bakıyordu hayır dicek gibiydi ama deniz yine olaya atladı Hayır diyemezsin bak! dedi ve güldü.
-Neden böylesin? nereye götürceksin?
Ben gelmek istemiyorum seninle!
Dedim Denizin yüzü düşmüştü.
-Abinin sana sürprizi var bücür sende geliceksin o yüzden.
-Ben senden sürpriz istemedim ki!
-Sürpriz istenmez zaten bücür çok konuşma sen git giyin düzgün birşeyler giy.
Ben böyle iyiyim ama yaa oturduğum yerden duymamazlıktan gelerek yemeğe devam ettim.
-İnsan dinle bir kere de bücür ya git giyin işte hadi.
Diyerek oturduğum yerden kaldırdı. İlla rahatsız edecekti. Odama çıkıp dolabımın kapağını açtım. Ne giysem diye bakıyordum ki gözüme siyah salaş eteğim çarptı onu alıp beyaz bir tane de bluz aldım. Aldıklarımı giydim ve Takı takmaya karar verdim. Kolye taktım biraz makyaj da yaptım. Üzerime salaş hırkamı aldım ve giydim. Aşağı indim mutfağa girdiğimde ikisininde gözleri üzerimdeydi. Deniz ayağı kalkarak ellerimden tutup beni olduğum yerde döndürdü. -Kim demiş Uraz benim bücürüm güzel değil diye. Şuna baksana..
Derken döndürmeye devam ediyordu. Uraz da kalkıp Denizin kolundan tuttu. Tamam döndürme yeter. Dedi gülüştüler. Bu kadar makara yeter beyler çıkalım hadi. Diyerek ikisininde koluna girip onları dışarıya çıkarttım. Arabaya gidene kadar ikisinide kolundaydım. Geldiğimizde Uraz kapımı binmem için açmıştı. Buyrun hanımefendi. diyerek göz kırptı. Teşekkürler beyefendi diyerek bindim. Kendiside binince Deniz arabayı çalıştırmıştı. Urazla Deniz muhabbete dalmış beni unutmuşlardı bile benden camdan dışarıyı seyrediyorum. Deniz arada dikiz aynasından bana bakıp gülüyordu. Araba durmuştu ormanın ortasındaydık. Bunun aklında başka birşey mi vardı acaba korkmaya başladım ikisi inmişti. Deniz burdan sonrasını yürümemiz gerekiyo hadi Derya in bakalım. Kapımı açtığında inmek istemesem de indim. Onlar önden hızlı hızlı beni beklemeden gidiyorlardı. Bende onlara yetişmeye çalışıyordum ki yolların bozuk olması yavaşlamama neden oluyordu biraz daha söyleyip yürürken karşıma büyük iki Katlı çok güzel bir ev çıktı. Olduğum yerde öylece durdum evi inceledim yorulmuştum da zaten çok büyük ve güzel bir yere benziyordu burası. Deniz arkasına dönüp Hadisene bücür içerde seni bekliyorlar. Diyerek göz kırptı.
-Nasıl yani beni neden bekliyorlar ki.
-çok konuşma bücür hadi al şunu.
Derken elime anahtar attı.
Şimdi aç ve içeriye gir. Dedi çok heyecanlandım bu evde ne vardı ki böyle en önemlisi de kim neden beni bekliyordu. Elimde ki anahtarla yavaş yavaş kapıya yaklaştım. Anahtarı kapının deliğine geçirip döndürdüm. Karşıma ne çıkacağını bilmediğim için kapıyı yavaş yavaş açmaya karar verdim. Ohaaa!! diye bir tepki verebildim sadece..

EKSİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin