-7-

419 27 0
                                    

Elimdeki kağıda birde anneme bakıyordum. Kağıtta yazanları okuyunca başımdan aşağı kaynar sular dökülmüş gibi hissettim. Hiç birşeye anlam veremiyordum. Ne demek oluyordu bunlar. Annem bana bu yaşıma kadar hep yalan mı söylemişti. Hangi gerçekleri oğrenmem gerekiyordu bilmediğim
neler vardı? Kendi içimde boğuluyormuşum gibi hissediyordum. Elime çiçeği de alıp çantaya koydum anneme bunları sorucaktım ama sırası değildi. Önüme düşen saçlarımı arkaya attırıp odada bulunam cam kenarına geçtim ve dışarıyı izlemeye başladım. Ne çok hasta vardı öyle birileri geliyor diğerleri gidiyordu. Yollar hiç boş kalmıyordu. Kapı açılmıştı başımı hafif bir şekilde kapıya doğru çevirmiştim. Kapının ucundan biri kafasını uzatmış bana gel işateri yapıyordu. Ama bunların burda ne işi vardı. Yanına gidip dışarı çıkartırken kapıyı sessizce kapattım. Onları karşımda görünce çok şaşırmıştım.
- Siz nerden çıktınız?
(Şaşkınlığımı gizleyememiştim onları görünce kendimi bir parça iyi hissetmiştim.)
-Okula gelmedin seni aradık aradık ulaşamadık. Annenin telefonu da kapalı olunca size gittik evde kimse yoktu yoldan geçen bir amca annenin merdivenlerden düştüğünü sizinde buraya geldiğini söyledi ve bizde hemen geldik.
(Hızlı hızlı anlatıp, anlattıkları da bitince bana sarılmıştı kulağıma sessizce korkma biz yanındayız. Diyerek bana destek olmaya çalışıyolardı.Dramatik ortamı bozup ee ne içiyoruz? Çay kahve? Diyerek gülümsedim.)
Kantine inip içeceklerimizi alıp bir masaya oturduk. Hilal elindeki bardağa bakıp bardakla oynarken başını kaldırmadan senin burda olduğunu öğrenince okula gidip izin kağıdı aldık senin adına da aldık. Diyerek kafasını kaldırmadan gözlerinle bana bakıyordu. Sözlerine devam etti. Ama umut hoca hastahane diyince raporları imzalayıp benim gitmem lazım diyerek bizi odasında bırakıp okuldan çıktı. Onun dediklerini dikkatle dinliyordum. Elifte lafa karıştı evet öyle oldu bizde şaşırdık neden öyle yaptı anlamadık melisayla birbirimize baka kaldık sadece. Diyerek Melisaya baktı ve Melisa onaylarmış gibi başını sallayıp tebessüm etmekle yetindi. Kızlara çiçekten bahsetmek istemedim belki yanlış odaya gelmiştir diye tahmim ediyordum. Bu yüzden susmak en iyisi diye düşündüm. Melisanın telefonu çalınca Melisa ayağa kalkıp telefonla konuşmaya başladı. Kısa süren görüşmenin ardından benim gitmem gerekiyor annem çok merak etmiş haber vermeyi unuttum diyerek çantasını koluna takıp koşmaya başladı. Elifle Hilalde Melisanın arkasından gitmişlerdi. Bende bir bardak daha çay alıp annemin yanına çıktım. Kapıyı açıp içeri girdiğimde annem uyanmış oturduğu yerde bakınıyordu. Annem iyimisin diyerek yanına gidip sarılıp öpmeye başladım. Annem yüzümü ellerinin arasına alıp parmaklarıyla göz yaşlarımı siliyordu. Zorla gülmeye çalışarak ağlamak yok iyiyim ben diyerek başımı göğsününe bastırdı. Sen gidip şimdi bana tekerlekli sandalye getir de eve gidelim artik diyerek beni dışarıya yönlendirdi. Anneme sandalyeyi götürdüm ve oturması için yardım ettim. Kucağına çantayı koydum. Annem telefonunu açıp taksi çağırdı. Bizde çıkış işlemlerini halledip hastahanenin çıkışına yöneldik. Dışarı çıktığımızda taksi gelmişti annemin arabaya binmesi için yardım ediyordum ki şöför inip ona bırakmamı onun annemi otutturabileceğini benimde arabayı bırakmamı söylemişti. Dediğini yaptım koşarak annemin yanına oturdum ve söföre adresi verdim. Anneme bakarak bana söylemen gereken birşey varmı anne? Diye soru yönelttim ciddi bir şekilde sormuştum . Annem hiç düşünmeden yoo yok kızım ne olabilir ki dedi gülümserken. Eve gelmiştik kapının önünde duran arabadan inerek annemin kapısını açtım inmesine yardım etmek için çantayı da alıp koluna girmiştim alçılı olan ayağını basmamaya çalışarak seke seke gidiyordu. Tam kapıyı açıcaktım ki kapı açıldı. Ananem ve dedem anneme sarılıp telaşlandıklandırdıklarını belli eden hareketler yapıyolardı. Anneme hazırlamış olan yatağa annemi dikkatlı bir şekilde yatırdılar. Ananem mutfağa gidip birşeylerle uğraşıyordu. Dedemde televizyonda haber izliyordu. Bende odama çıkıp duş almıştım. Telefonumun hayla kapalı olduğu aklıma geldi gidip hemen açtım. Ohaaa 38 cevapsız arama vardı 15i özel numara yine aramıştı diğer aramaların biri yabancı diğer aramalarda kızlardı. Yabancı numaraya sonra geri dönerim diye telefonumu şarja bıraktım ve giyinip aşağıya annemin yanına indim. Çiçek olayını konuşmam gerekiyordu. Koşarak aşağı indim ve ananemle dedemden bizi yanlız bırakmasını rica ettim. Dedem hava almak için dışarıya çıkarken ananemde mutfağa yemek yapmak için girdi. Yanlız kaldığımıza göre annemle konuşmamızın sırası gelmişti. Annem oturduğu yerden bana bakıyor ne yaptığımı izliyordu. Ben ise çantanın fermuarını açıp elime çiçeği ve notu almış çiçeği anneme uzatmıştım. Annemde çiçeği alıp benim ona aldığımı düşünmüştü büyük ihtimal. Çiçeği koklamak için burnuna götürmüştü koklamak için. Bu çiçeği ben sana almadım diyerek notu anneme attım ve senden hemen geçerli bir açıklama bekliyorum burda yazanlar ne demek oluyor bunlar benden birşey saklamadığını söylemiştin ne anlama geliyor bunlar bana niye yalan söylüyorsun anne diye bağırmaya başladım. O kadar sinirliydim ki gözlerim dolmuştu ve evin içinde gidio geliyordum. Annemin gözleri dolmuştu kafasını önüne eğip bbbu nerden çıktı kim verdi bunu diyerek gözlerini yumdu ve gözlerindeki yaşların akmasına izin verdi. Hiç inkar etmemişti demek ki gerçekti gerçek olmasaydı inkar ederdi çünkü. Anne bunu kimin getirdiğinin ne önemi var ben görmedim ama kim ulaşıcak bana babam madem hayatta bana neden hayla öldü diyorsun. Diye kükrüyordum ellerimle başımı kavrayıp saçlarımı çekiştiriyordum. Ananem gelip kollarımdan tutuyor sus sus diye bağırıyordu. Annemde bakıp
-Anne tamam bırak Deryaa hemen odana çık hemen baban hakkında konu açılmıycak diyerek dişlerini sıkıyor gözlerini yummuştu açmıyordu. Bu konu burda kapanmıyor anne ben çocukmuyum 16 yıldan beri kandırıyorsun neden izin vermiyosun madem babam yaşıyor hayla öldü diyebiliyorsun 16 yıldan beri baba özlemi çekiyorum onun hayalleriyle uyuyorum ben yaa hayaller kurup uyuduğumu biliyorsun nasıl yapabiliyorsun bunu anne benim hayallerimin senin için bir önemi yok zaten dime kimim ben yıllarca kandırabildiğin küçük bir kız değilmi ama anne ben küçük bir kız değilim büyüdüm ben de yokum artık beni nasıl kandıysan kendini de kızım öldü diye kandır.
Diyerek odama çıkıp küçük bir çanta hazırladım lazım olabilecek o an aklıma gelebilecek herşeyi koydum aşağı indiğimde annem kalkamadığı için arkamdan derya gitme dur anlatıcam bekle diye bağırıyordu artık dinlemek istemiyordum yalanlarını daha fazla ananemde kolumdan tutmaya çalışıyordu ama izin vermiyordum. Her defasında kolumu çekiyordum Bırak beni diyerek bağırdım askıdan montumu alıp kapıyı açtığımda karşımda biri elini zile basmak için uzatmış diğer elindede bir buket çiçek ve çikolatayla ciddi bir şekilde dikiliyordu ..

EKSİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin