-36-

76 9 0
                                    

URAZ'DAN DEVAM:
Aras mesaj atınca çocukların yanına eşyalarımızı almak için Derya'nın yanından ayrıldım. Koridorda ilerlerken annesini görünce birden duraksadım ona gerçekten çok üzülüyorum . Ne olursa olsun hep burada iyi de kötü de olsa Derya 'dan bir haber bekliyordu onu bu halde görünce içim daha çok yanmıştı. Yanına doğru ilerlemeye başladığımda beni görünce ayağa kalktı telaşlı bir şekilde konuşmaya başladı.
-Ne oldu? Kızıma kötü bişey mi oldu yoksa?
Telaşı her halinden belliydi sakin olması için elimi omzuna yerleştirirken tebessüm ettim. Bir an kendi annemi görmüştüm sanki. İçimden sarılıp annem demek gelmişti ama sonradan annemin öldüğünü hatırladım.
-Hayır hayır keyfi yerinde odasında dinleniyor.
Sözlerimi duyunca rahatladığını belirtip tekrardan oturdu elini kalbine götürüp başını yukarı doğru kaldırdı.
-Allahım sen koru yavrumu.
Gözleri ağlamaktan kan çanağına dönmüş bitkin düşmüştü. Cebimde titreyen telefonu hissedince elimi cebime götürüp telefonumu çıkarttım yazan isme baktığımda telefonu meşgule atıp annesinin yanından da sessizce ayrıldım. Kadını o halde görünce çocukların beklediğini unutmuşum. Hızla merdivenleri inip kapının önündeki arabaya doğru hareket ettim. Kapıyı açıp inen Can yanıma geldi birşeylerin olduğu belliydi dudaklarını birbirine bastırdı Aras a doğru dönüp onayını alınca bana tekrar döndü. Ben ise bir yandan bavullarla uğraşırken bir yandan da onları izliyordum.
-Derya nın babası, Almanya da Denizle birlikte babanın yanına gidip olay çıkarmışlar biz de ilk uçakla almanya ya gidiyoruz.
Oflayıp Can' a baktım bir yandan da bagajdan bavulları indirmeye çalıyordum.
-Aklınızda ne var?
Her olay için farklı planlarla gitmeliydiler yoksa harcanıp gelirlerdi. Aras oturduğu yerin kapısını açıp yanıma geldi. Başını sallayıp ellerini açtı.
-Hiç birşey.
Aras ' ın bu kadar rahat olmasını anlamıyorum nasıl bu kadar rahat olabilir.
-Uraz biliyorsun o adamın sana ne yaptığını?
Birden hatırlatınca duraksadım gözlerimin önünden o gün yaptıkları bir bir aklıma geldi. Gözlerimi kapatıp onlara arkamı döndüm. Beynimden sıcak sular boşalmıştı sanki. Yine çok sinirlenmiştim.
-Aklınızda hiç birşey yok! ve siz o adamın yanına böyle mi gidiyorsunuz! onun neler yaptığını annemi nasıl gözlerimizin önünde acımdan öldürdüğü sen hatırlarsın abi bu şekilde gidemezsiniz! Deryayla ilgilenin benim meselem bu ben giderim!
İkiside sessiz kalmıştı. Onlara fırsat vermeden hızla arkamı dönüp ilerledim.
-Ben gidiyorum siz burda bekleyin ben bunları bırakıp geliyorum hemen.
Bavulları kavrayıp hızla odaya çıkartmaya başladım. Odanın koridoruna gelince yardım sesleri duydum bavulları olduğu yere bırakıp koşarak odaya girdim. Annesi, Deryayı kucağına almaya çalışırken bir yandan da yardım için çırpınıyordu. Hemen yere diz çöküp kucağıma almaya çalışıyordum ki henüz kendinde olduğunu anlayınca içim çok rahatlamıştı. Odadan çıkarmaya çalışırken dudaklarını araladı.
-Ölünce sevemezsem seni.
Zar zor nefesini alırken bir de bunları söylemeye çalıyordu. Yüzüne baktığımda gözleri dolmuştu. Ne dediğini anlamaya çalışıyordum.
Ben bu yerde ölsem de ay yüzlüm yine elde muhtaç olayım namerde ölünce sevemezsem seni.
Şarkının ritmini tutturmaya çalışırken birden nefesini hızla çekince birşey oldu ve tıkandı yavaşça gözlerini kapatıp yanaklarını ıslatan yaşlar yavaş yavaş yere damladı. Kucağımda öylece yatarken hızla sendye arıyordum. Hemşireler sedyeyi getirince Yavaşça Deryayı sedyeye yatırırken bacaklarım titremeye başlamıştı olduğum yere oturup arkasından bakıyordum. Son söyledikleri beynimde sürekli tekrarlanıp duruyordu. Birden bire nasıl böyle olduğunu anlayamıyordum. Gitmeden önce çok iyi görünüyordu. Kollarım dan tutup beni kaldırmak için çekeleyen kişiye doğru baktığımda Can ve Aras 'ın gitmemiş olduğunu gördüm.
-Benim yüzümden..
Onlara suçluymuşum gibi baktığımda ne olduklarını anlamamışlardı birbirlerine boş boş bakıyorlardı. Aras elini omzuma koyup yanımda oturur pozisyon da sarıldı.
-Kendini suçlama bunlar senin sebebin değil sen en iyisini yapmaya çalıştın. Toparlanıp ayağa kalktım sanki küçük çocuk kandırıyordu ameliyathanenin kapısının önüne doğru ilerleyip oturduk. Gözlerim dolmuştu annemi de burada tam da burada beklemiştim. Babam annemi kucağına alıp sedyeye bırakacakken bizde abimle el ele tutuşmuş onları takip ediyorduk. Annemin son sözleri de ' Ben ölürsem çocuklarımıza çok iyi bak ' olmuştu sonra da apar topar ameliyat' a alınmıştı. Saatlerce bekledikten sonra ölüm haberini almıştık. Ya şimdi de aynısı olursa? İçimi belli belirsiz korku kaplamıştı. Aras ' a doğru baktığımda elleriyle oynuyordu. Yanına oturup yere odaklanmıştım.
-Annemi de burda saatlerce beklemiştik. Bana bakıp dudaklarını bastırdı gözleri dolmuştu.
-Sonra da ölüm haberini almıştık. Şimdi ise Derya' yı bekliyoruz.
Gözlerine daha fazla dayanamayıp izin vermişti. Can ise sessiz kalıp bizi dinlemeyi tercih ediyordu.
-Ben Deryayıda aynı şekilde kaybetmek istemiyorum abi. Benim yüzümden bu halde. Hepsi benim suçum!
Artık bende ağlıyordum. Benim yüzümden olduğu için kendime daha da çok kızıyordum. Ne kadar değil deseler de bir anlamı yoktu. Bana doğru baktığında. Yüzüne zoraki gülümsemesini takındı.
-Senin yüzünden değil dediğim gibi sen elinden en gelenin en iyisini yapmaya çalıştın. Merak etme burdan çıkıcak ve düzelicek yine o cadılığına bütün sakarlıklarına devam edicek.
Buna inaniyormuydu bilmiyorum ama ben nedense hiç inanmıyorum. Ameliyathanenin kapısından gelen sesi duyunca hızla ayağa kalkıp kapıya yöneldim. Hemşire ağzından maskeyi çıkarıp yere doğru baktı yüzü düşüktü. Kesin birşey olmuştu.
-Nasıl geçti ameliyat iyiymi?
İçimi kara bulutlar kaplamıştı. Gözlerimi kapatıp birşey demesini bekliyordum. Ağzını bıçak açmıyordu. Üzerine doğru yürümeye başladığımda gözlerini kaçırıyordu. Belki de korkmuştu.
-Lan hadisene bir şey söyle!
Üzerine daha fazla ilerlediğimde gözlerini yumup başını sağına çevirip aşağı baktı.
-Tüm müdahalelere rağmen kurtaramadık.

EKSİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin