FİNAL - BÖLÜM 22: GERÇEKLER

411 228 38
                                    


"Bu gece tutmayın ateşi
Yanacak biraz daha
Biraz daha cehennem olsun hayat
Kurtulurum sabaha
Bu gece tutmayın beni
Denizlere akarım belki
Ağlarım haykıra haykıra
Gönderirim sulara
Bu gece tutmayın beni
Gözlerimde kanlar olsun
Hiç kimse silmesin gözyaşımı
Bana ders olsun
Bu gece acısın canım
Bi' daha acımasın
Bunu bana yaşatan
Her gece böyle kahrolsun"

(Bu şarkı bu bölümü yazarken bana çok ilham verdi. Özellikle bu kısmı benim için çok değerli...)

FİNAL

BÖLÜM 22: Gerçekler

Aybüke'den
22.09.2019-09.24
İstanbul

"Alo! Görkem! Günaydın, Naber nasılsın?"

"İyiyim güzelim, sen nasılsın?"

"İyiyim, kahvaltı yapıyorum. Sonra da Yağız'la buluşacağız."

"Hmm, ne zaman buluşacaksınız?"

"Onun ufak bir işi varmış, bitince arayacak. Neden sordun ki?"

"Sana gelmek istiyorum. Konuşmamız gereken önemli bir şey var çünkü."

Görkem'in söylediği son cümle kaşlarımı çatmama sebep oldu. Elimdeki çatal ve bıçağı bırakıp omzumla tuttuğum telefonu elime alarak konuştum. O an bana dikkatle bakan Selma teyze ve Sertaç amca da dikkatimden kaçmadı.

"Ne konuşacakmışız? Neyle ilgili?" dedim ciddiyetle.

"Gelince konuşuruz, yoldayım ben, on dakikaya gelirim."

"Aç mısın?" diyerek başka bir soru yönelttim.

"Yok, kahvaltı yaptım. Bir kahveni içerim ama."

"Peki, sen gelene kadar yaparım."

"Tamam, görüşürüz."

"Görüşürüz, öptüm."

"Ben de güzelim, ben de."

Telefonu kapattıktan sonra haşlanmış yumurtamın son parçasını da ağzıma atıp Selma teyzeye bakarak konuştum.

"Selma teyze, Görkem geliyormuş."

"Hayırdır inşallah kızım, bu saatte. Bir şey mi olmuş?" dedi Selma teyze merakla.

"Benimle konuşmak istiyormuş."

"Hayırdır Aybüke, bir durum mu var kızım?" diye ekledi Sertaç amca.

"Yok, Sertaç amca, ne olsun ki? Klasik Görkem işte, Allah bilir gene ne söyleyecek." Dedim önemsememelerini sağlamak için.

"Peki kızım."

"Selma teyze, Sertaç amca izninizle ben kalkayım. Görkem'le kendime kahve yapacağım. Siz de ister misiniz?"

"Yok kızım, afiyet olsun size."

"Peki."

Masadan kalkarak mutfağa doğru ilerledim. Selma teyze ve Sertaç amcanın evi Nazlı'nın evine nazaran daha büyüktü. Dubleksti. Üst katta üç oda vardı. Biri misafir odası, yani benim kaldığım odaydı. Odalardan diğeri Aslı'nın odasıydı. Öbürü ise Doruk'un odasıydı. Alt katta ise Selma teyze ve Sertaç amcanın yatak odası ile mutfak, oturma odası ve salon vardı. Evleri gayet geniş ve ferahtı. Her ne kadar bu evde yalnız olsam da...

DOMİNO Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin