DOMİNO-3 BÖLÜM 10: KAZA

10 4 0
                                    

BÖLÜM 10: Kaza

Ece'den 01.02.2021–16.59 İstanbul

"Hoş geldin!"

"Hoş bulduk!" dedim emniyet kemerimi takmaya çalışırken. "Hayırdır, apar topar çağırdın? Az vaktim var, bugün dayımlar bize gelecek. Sekiz gibi evde olmam gerek."

"Tamam, ne güzel işte. Üç saatimiz var birlikte dolaşmak için. Hatta daha fazla. Ben de size gelirim. Hem dayınla da tanışmış olurum."

"Yüzümü buruşturdum. "Abartma istersen. Daha neler!"

"Niye ya, dayınla aran kötü mü?" dedi Ege ciddiyetinden ödün vermeden. "Düğünümüze davet etmeyecek miyiz?"

Nutkum tutuldu. Emniyet kemerimi bırakıp ellerimi çantamın üzerine götürdüm. Ege ilk defa böyle bir şey söylüyordu.

"Ne?" diyebildim.

"Düğün... Yani düğünümüz... Seninle gönül eğlendirmiyorum ya hani..."

Söylediği sözcüğün mucizevî etkisinden kurtulup omzuna bir tane geçirdim. Ege gülmeye başladı. Somurtarak kollarımı göğsümde kavuşturduğumda yanağımdan bir makas alıp gülüşlerini durdurmaya zorladı kendini.

"Tamam ya, kızma. Ama ne? Ciddiyim ben. Yani hem bu konuda hem de seninle aramızda olanlar konusunda..."

Sözünü kesip konuyu dağıtmaya çalıştım. Utandığımı fark etmesini ve konuyu uzatmamasını diliyordum. Onu kırmak istemiyordum ve bana göre henüz çok erkendi. "Doruk mu soktu bunları aklına? Ben ona sorarım ama!"

Çirkefçe konuştuğumda Ege hemen araya daldı.

"Yok ya, ne Doruk'u? Doruk karşıda bugün, hiç görüşmedik onunla."

"Karşıya niye geçti ya, hiç söylemedi?"

"Kardeşi için, okuluyla ilgili bir şeyler varmış sanırım."

"Ha, anladım. Tabii ki benim çok sonra haberim oluyor."

"Doruk sana böyle bir şeyi haber vermediği için ona kızmana iznim var. Yeter ki bugün güzel bir akşam geçirelim."

Ege vitesle oynayıp arabayı çalıştırdığında vitesin üzerindeki eline dokundum. Morali bozuktu, hissetmiştim. Gülüp eğlenmesi, şakalaşması, benle uğraşması hiçbir şeyi ifade etmiyordu. Ege park ettiği yerden arabayı çıkarırken bana kaçamak bir bakış attı. Bir şey olmuştu, yüzü düşmüştü. Kaşlarımı çatarak sordum.

"Ne oldu? Neyin var senin?"

Ege derin bir iç çekti. "Boş ver ya, senin de canını sıkmayayım."

Öfkeyle gözlerimi devirdim. "Abuk sabuk konuşma da söyle?"

Ege aynaya bakıp şerit değiştirdikten sonra ışıklarda durdu. Bana dönerek bacağımın üzerinde duran elimin üzerine elini koydu. Buz gibiydi.

"Görkem'e üzüldüm biraz."

Şaşkınlıkla sesim biraz yüksek çıktı. "Niye?"

"Bugün... Şey ya... Onun... Deniz'in ölüm yıldönümü bugün. Unutmuştu, ben hatırlattım. Unuttuğunu bilmiyordum."

Sustum. Trafikte bir korna sesi duyuldu. Yeşil ışığın yandığını görmemiştik. Ege hızla hareket ettiğinde hala korna çalan bir şoföre bir küfür savurdu. Ege günlük hayatında ağzını bozan biri değildi, gerçekten sinirleri bozuk olmalıydı.

Sessizce arkama yaslanıp camdan dışarıyı izlemeye başladım. Ege hızını biraz azalttığında elimi tuttu. Hızla cama dönük olan kafamı Ege'ye çevirdim.

DOMİNO Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin