DOMİNO-2 BÖLÜM 22: TSUNAMİ

6 4 0
                                    

BÖLÜM 22: Tsunami

Nazlı'dan 20.10.2019-14.24
İstanbul

Aybüke gittikten sonra kimsenin sesi çıkmadı. Hiç kimse konuşmadı, belki de konuşamadı. Hiçbirimizi böyle planlamamıştık. Aybüke'nin bildiğini bilmiyorduk. Bu hepimizi hüsrana sürüklemişti. Başka türlüsünü beklerdik belki ama böylesi... Çok büyük hayal kırıklığıydı.

O bir anda gelen tsunamiydi, biz ise tsunamiden önceki depremi fark etmeyecek kadar kördük. Belki de hiçbirimiz bu yüzden konuşamıyorduk. Herkes gelen depremi fark edememenin pişmanlığı içerisindeydi.

Bir süre sonra üzerimdeki şoku atlatıp konuşmaya karar verdim. Toparlanıp bir plan yapmamız gerektiğini biliyordum fakat nasıl toparlanacağımız hakkında bir fikrim yoktu.

"Şimdi ne yapacağız?"

Doruk kafasını kaldırıp bana baktı. Görkem'den çıt çıkmıyordu. Ece ve Ege birbirine somurtkan bakışlar atıyorlardı, Alper ise kendi âleminde dolaşıyordu.

"Arkadaşlar, ne yapacağız?" diyerek tekrar ettiğimde bakışlarım Görkem'deydi. Ondan bir cevap bekliyordum, bir nevi tepkisini ölçmeye çalışıyordum fakat Görkem'den çıt çıkmıyordu. Onun yerine Doruk'tan cevap geldi.

"Bilmiyoruz Naziko! Keşke bilsek ama bilmiyoruz."

Gözlerim hala Görkem'deydi, Doruk'un cevabını çok kale almadım. Cevap vermiyordu, bakışlarını yerden kaldırmamıştı. Korkarak sordum, şu an beni duyup duymadığından emin bile değildim. Bir tür şok yaşıyor olabilir miydi?

"Görkem?"

Cevap vermedi. Kafasını da kaldırmadı. Koltukta yanına doğru yaklaşıp elimi omzunun üzerine koydum.

"Görkem, iyi misin?"

Görkem kafasını kaldırıp bana baktı. Gülümsedi. Sonra tekrar kafasını eğdi. Herkes bizi izliyordu, daha doğrusu Görkem'i. Aradan geçen saniyelerin ardından Görkem bir anda doğrularak ayağa kalktı ve ellerini iki kere birbirine vurdu.

"Hadi! Herkes dağılsın! Aybüke'yi boş verin! Şu an onunla konuşmak çok saçma olur, özellikle de sen Alper. Evine gittiğini duyarsam çok kötü olur, bilesin. Hadi! Şimdi dağılalım! Herkes kendi evine!"

"Görkem, iyi misin kuşum?" dedi Ece. Görkem'den böyle ani bir tepki beklemiyorduk, Ece de benim gibi endişeliydi.

"İyiyim Ece, iyiyim güzelim. Hadi, sen de git evine. Ege bırakırsın, değil mi?" dedi Ece'yi düşünerek.

Ege usulca kafasını salladı. Ece'nin elini tutup birlikte odadan çıktılar. Dış kapının açılıp kapanma sesi, sessiz evde yankılandı. Sonrasında Alper de ayağa kalkarak bize bakındı, hiçbir şey söylemeden o da çekip gitti. Doruk bana bakıp eve gidip gitmek istemediğimi sorgular gibiydi. Kalmak istiyordum, Görkem'in bize ihtiyacı vardı. Ama öte yandan da Aybüke eve gelebilirdi ve benim onunla konuşmam gerekiyordu. Kararı benim yerime Görkem verdi.

"Naziko, Doruk seni bıraksın, olur mu? Benim biraz işim var." Dediğinde itiraz edemedim. Ama içten içe Görkem için endişeleniyordum. Kendini suçladığını biliyordum, yalnız kalmasının iyi bir fikir olduğunu düşünmüyordum. Üstelik bu ara psikolojik olarak pek iyi değildi, kafası karışıktı. Yanında kalırsam yardımcı olabilir miydim, bilmiyordum ama gidersem de içim rahat etmeyecekti.

"T-Tabi. Olur. Ama..." dedim fakat devamında ne diyeceğimi bilemedim. Görkem kendisi için endişelendiğimi fark ettiğinde önümde eğilerek ellerimi tuttu.

"İyiyim güzelim." Dedi derin bir nefes alıp. Ardından üstüne basarak ekledi.

"Gerçekten. Bana tekrar tekrar iyi misin diye sormanıza gerek yok. İyiyim. Merak etmeyin beni siz. Tamam mı Doruk? Sözlerim sadece Nazlı'ya değil. Aybüke eve gelirse beni haberdar et Nazlıcığım. Oldu mu? Hadi gidelim."

DOMİNO Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin