DOMİNO-2 BÖLÜM 21: BEN VE YAĞMUR DAMLALARI

5 4 0
                                    

BÖLÜM 21: Ben ve Yağmur Damlaları

Aybüke'den 20.10.2019-14.07
İstanbul

"Beni çağırmayı unutmuşsunuz!"

Bana şaşkınlıkla bakan grup arkadaşlarım ve o, söyleyecek hiçbir şey bulamamış gibiydi. Nazlı'nın yutkunduğunu gördüm, siyah göz bebekleri her zamankinden daha kocamandı. Ece'nin eli ağzına gitti. Görkem oldukça sakin bir şekilde gözlerimin en derinini görmeye çalıştı. Doruk etrafına bakıyordu. O, abim ise beni gördüğü an oturduğu koltuktan ayağa fırladı ama adım atamadı. O da oldukça şaşkındı. Tüm bu bakışlara karşılık gözlerimi devirdim. Ah, gerçekten bu kadar aptal mıydınız? Ya da hayır, soruyu değiştiriyorum.

Gerçekten beni bu kadar aptal mı sandınız?

Adımlarımı Görkem'le Nazlı'nın oturduğu koltuğa doğru ilerlettim. Aralarına geldiğimde hızlıca Nazlı ve Görkem'in arasına oturdum. Herkes bana bakıyordu Görkem hariç... Çünkü bakmaya yüzü yoktu, biliyordum.
Etrafımdaki insanların şaşkınlıktan konuşamayacaklarını fark ettiğimde ben söze girdim.

"E hadi! Ne konuşacaksak konuşalım! Sonra herkes kendi yoluna!" dedim. Bunu özellikle abimin mavi gözlerine bakarak söylemiştim. "Ben gelince neden sustunuz, büyük bir merakla sizi dinleyecektim?"

Yine sessizlik... Kimse konuşmadı beklediğim gibi. Ben devam etme kararı aldım. Ne de olsa aylardır biriktirdiğim, şimdi söylemem gereken tonlarca söz vardı.

"Küçük dilinizi mi yuttunuz? Alo! Burada mısınız? Hadi diyorum, ne konuşacaksak konuşalım sonra işim gücüm var benim. Sevgilimi sinema salonunda bırakıp geldim, ayıp! Yanına dönmem gerekiyor." Dediğimde umursamaz ve güçlü tavrımın herkesi şaşırttığından emindim. Oysa bunlar nefes alabildiğim son saatlerdi, biliyordum.

Yine ve yine sessizlik... Kimse konuşmadı. Birkaç dakika herkesi tek tek süzdüm. Bana bomboş bakıyorlardı, hiçbir anlam ifade etmeyen bakışları vardı. Görkem bakmıyordu bile, yüzsüzlüğü dibe vurmuştu.

"Konuşmamakta kararlıysanız Yağız'ı da arayayım, o da gelsin. Yazık, merak etmiştir beni salonda göremeyince. Sinirlenecek büyük ihtimalle, bana kızacak hatta onu tek başına bıraktığım için. Sırf sizin için sevgilimle aram bozulacak, aferin size! Sizin birlikte bir şey konuşacağınızı duyar duymaz geldim. Yağız, onu getirmediğim için çok kızacak."

Bu sefer uzun bir sessizlik olmadı. Nazlı elini sırtıma doğru uzattı ve dudaklarını araladı. Sadece ismimi söyleyebildi, gerisine izin vermedim. Elimi kaldırıp, bana doğru uzanan elini engelledim. Nazlı çaresizce elini geri çekti. Ona bir an olsun bakmadan gözlerimi abimin mavi gözlerine odakladım. Çok değişmemişti, ama oldukça olgunlaşmıştı normal olarak. Karşımdaki adamın abim olduğuna inanmıyordum, daha çok bir yabancı gibiydi. Gerçi ben onu en son gördüğümde 24 yaşındaydı, Görkem gibiydi. Ama bu karşımdaki adamı tanımıyordum, üzerinden koskoca altı yıl geçmişti.

Ben boş bakışları durdurmak için yeni bir şey söylemeye kalkıştığımda Asuman teyze kapının eşiğinden bizi izliyordu.

"İzle, Asuman teyze izle." Dedim içimden "Bu gösteri çok tutulacak. Bilet bulmakta zorlanırsın, gösteriyi direkt canlı canlı izle."

"Eee, daha daha nasılsınız? Bir şeyler konuşacağız değil mi? Böyle boş boş bakmayın bana, hiç hoş karşılamayacağım bakın."

Doruk dudaklarını oynattı, hiçbir şey söyleyemedi. Görkem yandan bir bakış attı. Nazlı ortamı yumuşatacak bir şeyler arıyordu. Ece ise fazlasıyla suskundu. O an en beklemediğim kişi, yüzsüzce dudaklarını araladı. Sesini duymayalı çok uzun zaman olmuştu. İçimin yumuşadığını hissettim ama direncimi düşüremezdim. Hemen toparlanarak elimi kaldırdım.

DOMİNO Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin