DOMİNO

DOMİNO-2 BÖLÜM 13: GİZLİ KAPAKLI İŞLER

Şu bölüme başlamadan yıldız işaretine dokunsanız çok makbule geçer canlarım benim🥰🥰

BÖLÜM 13: Gizli kapaklı işler

Görkem'den 06.10.2019–07.04
İstanbul

Yatağımdan sıçrayarak uyandığımda kendime gelmem biraz zaman aldı. Her sabah gibi bu sabahta gördüğüm kâbus yüzünden uyanmıştım. Bu ara çok fazla tekrarlayan hareketim vardı.
Uyuyamamaktan yorgun düşüyordum. Kâbuslarımın konusu ise o yeşil gözlerin sahibiydi. Pınar...

Onu gördükten sonra üç gün daha İzmir'de kalıp falezde zaman geçirmiştim fakat gelen giden olmamıştı. Şarkımı dinleyen gökyüzündeki bulutlar olmuştu. Arada bir ay ışığı parlıyordu o kadar. Yalnızdım yani...

O kızda beni ona çeken bir şeyler vardı. Sadece tek bir kere göz göze gelmemize rağmen o kızda bir gariplikler seziyordum. Rüyalarıma girecek kadar etkilenmiştim o gözlerinden. Kâbuslarıma hep farklı şekillerde giriyordu. Bazen bir akşam yemeğinde, bazen birlikte şarkı söylerken, bazen yine uzaktan, bazen de... Onu ilk kâbusumda gördüğüm gibi ölü... Neden böyle kâbuslar gördüğüm hakkında hiçbir fikrim yoktu. Ama o kızı merak ediyordum İstanbul'a döndüğümden beri. Neden o gün kaçtı benden? Neden gözleri bir garip bakıyor? Neden rüyalarıma giriyor?

Bu sorularımın hepsinin cevabı Pınar'da, ama ona da ulaşamadım işte.

Künyesi ise hala bende. Ne olur ne olmaz diye yanımda taşıyorum. Arada bir çıkarıp düşünüyorum demin söylediğim soruları cevabını. Ama sonuç yok. Yine boşluk işte. Her zamanki gibi...

Diğer taraftan Aybüke de iyi değil gibi. Ona da üzülüyorum. Yağız'la olan ilişkisinde birtakım sorunlar yaşadığı belli. Ama araya girip girmemek arasında tereddüt ediyorum. Şey gibi yani, kulağını çeksem mi çekmesem mi?

Doruk ise fazlasıyla mutsuz. Onu bir tek Nazlı'dan haber alamadığımız zaman böyle görmüştüm, bu da iki oldu. Nazlı hiç yumuşamıyor. Aslında benimle de arası iyi değil. Ama Doruk'la son konuştuklarında Doruk Nazlı'ya benim olanları anlatmamam için tembihlediğini söylemiş. Nazlı bana yumuşadı gibi, ama hala soğuk. Sessiz. Aybüke ve Ece ile konuşuyor her zamanki gibi. Ama yine de bu olanlar, Nazlı'nın tavırları ve Doruk'un mutsuzluğu beni çok üzüyor.
Ayrıca Cem'den, yani Gökhan denen o...

Küfretmeyeceğim. Ağzımı bozduğuma değmez. Ondan da haber yok. Bulamadık. Polisi karıştırmak istemedik, yani Nazlı istemedi. O ara çok kötü olduğundan polisle uğraşmak istemedi. Ama ben de yaptıkları yanına kar kalsın istemedim. Peşine düştük Doruk'la. Ama maalesef, hiçbir iz yoktu. Bu da ayrıca canımızı sıkıyordu, benim de Doruk'un da.

Tabii bir de bulduğum için pişman olmak üzere olduğum Alper var. Adam Aybüke'yle görüşmek istiyor. Aybüke'nin hazır olmadığını anlamıyor. Ne yapsak da durduramıyoruz. En son Doruk gidip görüştü Yağız'la birlikte, onda da herhangi bir değişim olmamış. Yani adamı ikna edememişler. Alper'i tekrar Aybüke'yle karşılaştırabilmemiz için güvenmemiz gerek ama adam en ufak bir adım dahi atmıyor. Ne yapacağım, hiçbir fikrim yok maalesef. Aybüke'yi hazırlayacağım gibi görünüyor. Ama önce kendim hazır olmalıyım. Ece Nazlı yüzünden bana kızgındı ama kızgınlığı kısa sürdü. Aybüke de keza öyle. Nazlı desen yüzüme bakmıyor diyebilirim. Doruk da yaşam belirtisi vermiyor. Ege ile görüşüyoruz. Onun dışında Yağız'la da irtibat halinde değiliz. Yani hemen hemen yalnızım. Bu yüzden gerçeklerin ortaya çıkması için önce kendim hazır olmalı, sonra Aybüke'yi hazırlamalıyım.
Ama önce Aybüke'nin mutlu olmasını sağlamam gerekiyor. Bunu için de Nazlı, Doruk ve Yağız'la konuşacağım bugün. Aybüke bir yerlerden başlasın ki, artık Alper ile uğraşmak zorunda kalmayayım. Zaten sonra hayatımda bir Aybüke'nin kalmayacağına eminim. Hayır, beni abisine satmayacak. Ne abisinin ne de benim yüzüme bakacak. Bunun için ona destek olacak birileri olmalı çevresinde. Bunlar da Nazlı, Ece ve en önemlisi Yağız olacak.