DOMİNO-2 BÖLÜM 10: HÜSRAN

4 3 0
                                    

BÖLÜM 10: Hüsran

Görkem'den
25.09.2019-08.04
İzmir

Elimdeki gitarımla dert bulutlarının altında oturuyorum. Yıldızlara yakalamaya çalışıyorum ama onlar benden uzaklaşıyorlar. Yıldızlara sesleniyorum, gelmiyorlar. Tek başıma kalıyorum. Bulutlar yüzünden karanlıkta kalıyorum. Üşümeye başlıyorum. Güneş doğsun artık istiyorum. O an bulutlar yok olmaya başlıyor. Ay ortaya çıkıyor. Güneş gibi ısıtıyor beni. Neşeli şarkılar çalıyorum Ay'a. Sonra arkamdan seslenen birini duyuyorum. "Gece!" diye bağırıyor bana. Gitarımı bırakıp arkamı dönüyorum. Birilerini görmeye çalışıyorum ama kimseyi göremiyorum. Ayağa kalkıp etrafı kolaçan ediyorum. Yine kimseyi göremiyorum. Ağaçlığa doğru yürüyorum. Çalıların arkasından tekrar bir ses duyuyorum. Tekrar aynı ses... "Gece!" diyor bana yine. Çalıların arkasına yürüyorum. Çalının arkasına bakıyorum. İrkilip yutkunuyorum. Yerde yatan sarı saçlı kadına bakıyorum bir süre. Yaklaşıp yüzünü kendime doğru çeviriyorum. Bu kadını gözüm bir yerden ısırıyor ama bulamıyorum kim olduğunu. Nabzını kontrol ediyorum. Atmıyor. Nefesini hissetmek için elimi burnuna götürüyorum. Nefes almadığını anlıyorum. Korkuyla geri çekiliyorum. O an tekrar aynı sesi duyuyorum. "Gece!" diye bağırıyor bana. Ayağa kalkıp arkamı dönüyorum. Birini görüyorum, bir kadın daha. Kadına doğru koşmaya başlıyorum. O an yıldızlar ortaya çıkıyor. "Gitme!" diye bağırıyorlar bana. Arkamı dönüp yıldızlara bakıyorum. Hiçbir hareketlilik yok. Tekrar aynı ses, "Gece!" diye sesleniyor. Bana seslenen kadının peşinden koşuyorum. Koşuyorum, koşuyorum, koşuyorum. Yetişemiyorum. Bir süre sonra gözden kaybediyorum. Çevreye bakıyorum. O an Ay ışığında parlayan bir el görüyorum. Yaklaşıyorum. Çalının arkasına bakıyorum. Demin bana seslenen kadını görüyorum. Yaklaşıp yüzünü kendime çevirerek tanımaya çalışıyorum. Kıvırcık turuncu saçlarını inceliyorum. Gözleri kapalı olduğundan olsa gerek tanıyamıyorum. Nefesini ve nabzını kontrol ediyorum. Bu kadın da yaşamıyor. Korkuyorum. O an Ay ışığı, ben ve yerde yatan kadına vuruyor. Kadının bileğinde parlayan bir şey görüyorum. Bir künye... Yeniden yaklaşıp kadının soğuk bileğini tutuyorum. Üzerinde bir isim yazıyor. Tahminimce bu isim, bu kadının adı. Künyedeki isme tekrar göz gezdiriyorum. Bu künye çok tanıdık geliyor. İsmi bir kez de dışımdan okuyorum.

"Pınar..."

Nefes nefese uyandığımda korkuyla kendime gelmeye çalıştım. Gördüğüm rüya gerçek gibiydi, bayağı ürkmüştüm. Yanı başımdaki komodinin üzerinde duran su şişesinin kapağını açıp şişeyi kafama diktim. Şişeyi tekrar bıraktığımda komodinin üzerine bıraktığım başka bir şeyi daha fark ettim. Dün gece falezde bulduğum künye... Benden kaçan kızın künyesi... Künyeyi elime alıp üzerindeki isme tekrar baktım. Bu kız benim rüyama girecek kadar ne etki bırakmıştı bende?

Anlaşılan benim bu genç bayanı bulmam gerekiyordu. Ama elimde yalnızca ismi vardı, bu şekilde onu nasıl bulabilirdim ki?

İçim sıkıldı, hızla ayağa kalkıp künyeyi tekrar komodinin üzerine bıraktım. Rüyamdan o kadar etkilenmiştim ki çok terlemiştim. Otel odasının banyosunda duşa girip çıktıktan sonra çantamdan birkaç parça kıyafet çıkarıp giydim. O an telefonum titredi. Yaklaşıp kimin aradığına baktım. Arama değildi, evet, cevapsız aramalarım da vardı ama bu arama değildi. Ege, mesaj atmıştı.

Ege: Kuzen, iyi misin?
Ege: telefonun kapalı galiba, aradım ama ulaşamadım.
Ege: beni ara, olur mu?
Ege: seninle konuşmak istiyorum.

Telefonumda Whatsapp uygulamasından çıkıp aramalarıma girdim. 9 Cevapsız Arama

Beni 9 kere kim neden aramış olabilirdi ki?

DOMİNO Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin