"Bebeğim müsait misin ?"
"Gel hyung."
Oynadığı bilgisayar oyununu durdurup kulaklığını çıkardı ve kapıya döndü yüzünü. Günler sonra ilk kez gördü büyüğünü jungkook. Saçlarının çok az da olsa beyazladığını fark etti.
Seokjin oğlunun önüne diz çökerken bile iki gece öncesinin pişmanlığını yaşıyor, biricik kocasıyla konuşup özür dilemek için yanıp tutuşuyordu. Öyle ki Namjoon o geceden beri eve gelmediği gibi telefonlarına da cevap vermiyordu.
"Bir sorun mu var ?"diye sordu jungkook.
Nitekim ellerinde büyüdüğü bu adamı çok iyi tanıyordu ve oldukça bitkin görünüyordu büyük olan.
"Biz, biliyorsun Joon ile kavga ettik ve o telefonlarımı açmıyor. Sana çok düşkün ve ben seninle konuşacağını düşündüm nerede olduğunu biliyor musun ?"
Başını her iki yana salladı jungkook.
"Bir süre evde olmayacağını söyledi sadece."
"Bu kadar mı ?"
"Ha bir de aşkım yara aldı gibisinden bir şey dedi ama ben anlamadım hyung."
Kalbine çöken ağrı, nefesini kesti Seokjinin. Sevgilisi acı çekiyordu ve bu duruma sebep kendisinin olduğunu bilmek mahvetti onu.
Uzanıp bir öpücük verdi oğluna. Saçlarında hissettiği dudaklarla gülümsedi tavşan oğlan.
"Hyung bir şey sorabilir miyim ?"
"Elbette."
"Ben çirkin bir çocuk muyum ?"
"Elbette hayır ! Nereden çıkartıyorsun bunları ?"
"Sivilcelerim var, burnum kocaman ve dişlerim de beni hala bebek gibi gösteriyor. Bundan hoşlanmıyorum."
Elinden tutup yatağa oturttu oğlunu ve ardından kendisi de tekrarladı aynı hareketi.
"Büyüme çağında olduğun için sivilcelerin var, burnun ve dişlerin de oldukça güzel, tatlı gösteriyor seni."
"Ben tatlı değil yakışıklı olmak istiyorum zaten."
Bir kahkaha savurdu büyük olan. Jungkook, seokjinin mutluluk formülüydü ve her durumda kendisini güldürmeyi başarıyordu küçüğü.
"Gülme ! Taehyung ve jimin çok yakışıklı oldu bende olmak istiyorum."
"Dinle beni, büyüme aşama aşama gerçekleşir. Eskiden okuma yazma bile bilmiyordun ama şu an her gün bir tane roman bitiriyorsun değil mi ? Okula başlamak için bir an önce büyümek isteyen senle şuan ki sen aynı mı ?"
"Hala büyümek istediğim doğru."
"Jungkook, neden sürekli bunu istiyorsun oğlum ?"
Kucağındaki ellerine çevirdi başını.
"Taehyung."
"Ne olmuş taehyung'a ?"
"Artık büyüdüğünü ve benimle oyun oynayamayacağını söyledi. Ben oyun oynamasını istemiyorum zaten ki ! Eskisi gibi konuşamaz mıyız sadece ? Okuldan, derslerden ya da okulundaki kızları anlatsa bana yine olmaz mı ?"
"Tek arkadaşın taehyung değil bunu biliyorsun değil mi ?"
Islak kirpiklerini birleştirdi jungkook.
"Bir keresinde sahilde bisiklet sürüyorduk taehyung ile. Hyung o kadar çok eğleniyordum ki fark etmemişim önümdeki taşı, kaza yaptım. Kolum kanıyordu ve bacağım çok ağrıyordu. Ağlamaya başladım korkuyla. Koskoca insanlar öylece bakıp izledi ama hiçbiri yardım etmedi. Ama taehyung küçük olmasına rağmen gelip sarıldı kocaman hiç bırakmadı. Eve kadar da taşıdı beni. O gün bende söz verdim kendi kendime. Taehyung'u hiç üzmeyeceğim dedim, ama şimdi yanında olmam bile onu üzüyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Our baby 👪 | Taekook
Fanfiction"Jungkook bizimle gelmek ister misin ?" "Hayıy." "Neden ?" "Ben çok ağlayım başınız ağyıy." "Ağrı kesici içerim." "Ne diyorsun Namjoon ya ?" "Başımız diyorum seokjin, gerçekten de ağrıyacak." | Namjin | | Sope | #1 sope 191121 #1 namjin 131221