Our baby 👪 | Taekook

seni seviyorum

"Geçen gün bir rüya gördüm."dedi jungkook büyüğüne yemesi için bir çilek uzatırken.

Taehyung memnuniyetle kabul etti ve devam etmesi için dolu ağzına aldırmadan "Eee?"demesi üzerine kıkırdadı pembe saçlı.

"Biz evleniyorduk. Ben baştan aşağı siyaha bürünmüşken sen bembeyaz adeta melek gibi süzülüyordun kollarımda Taehyung. Zıtlığın içerisinde o kadar uyumluyduk ki, herkes bayılarak izliyordu dansımızı."

Gözlerini çekti büyüğünden, masmavi gökyüzüne çevirdi neden sonra. Taehyung ise bunu sevmedi.

"Düğün pastamız Namunun yaptığı limonlu kekti. Hoseok hyung düğün hediyesi olarak bizi kaleme aldığı kitabı hediye etti ve sen ağladın. Mutluluktan olduğunu bilsem de içim yandı o an. Sen hiç ağlama tamam mı Taehyung?"

Taehyung uzanıp pembe saçlara kokulu bir öpücük kondurduğunda karşılığında bir gülümseme kazandı jungkook'tan.

"Neyse işte papaz geldi yeminleri etmemiz gerektiğini söyledi. Biz çoktan hazırdık zaten ve ben bir an önce seni öpmek istiyordum. Gerçi onu hep istiyorum."

Yalandan birkaç yumruk attı küçüğüne, jungkook ise bundan oldukça keyif alır gibiydi.

"Benden sonra sen yeminini edip evlendiğimizi ilan edecektin fakat tam o anda..."

"Ne oldu?"

"O geldi. Sen elimi bıraktın ve kayboldun bir anda. Yemin ederim korkudan ağladım Taehyung, seni yine benden aldı sandım. "

"Hyerin miydi ?"

Jungkook sessizce başını sağladığında derin bir iç çekti esmer oğlan.

"Sana bu travmayı yaşattığım için kendimden o kadar nefret ediyorum ki."

Kısa bir sessizlik sonrası devam etti sözlerine.

"Onu aşmalısın artık jungkook, eskide çok eskide kalmış bir hata sadece. Senin rüyalarına misafir olacak kadar değerli birisi değil o."

"Biliyorum ama..."

"Ama ?"

"Onu öptün mü hiç?"dedi ve bunu sorarken bir an bile çekinmedi.

Gülümsedi büyük olan.

"Seni öptüğüm gibi mi ?"

"Beni nasıl öpüyorsun ki ?"

"Dünyanın sonuymuş gibi."

Kaçırdı gözlerini jungkook, gülümser gibi oldu fakat yeniden büzüldü dudakları.

"Onunla el ele tutuşmaktan öteye gitmedim."

"Ama onunla uyudun değil mi ?"dedi daha çok kendine hatırlatır gibi.

"Hayır."

"Ne ?"

Sepetin kenarında ki papatyayı küçüğünün saçları arasına koydu ve oluşan görüntüden memnun şekilde gülümsedi.

"Birlikte uyuduğum tek kişi sendin jungkook. Sendin ve sen olacaksın."

Saçlarında gezinen parmakları kavrayıp birer öpücük kondurdu her birinin ucuna. Taehyung titredi fakat jungkook sevmeye devam etti.

"Her daim duygularımın karşılıksız olduğunu düşünmüştüm. Ve seni unutamayacağımı da biliyordum bu yüzden ölene dek acı çekeceğimi sandım. Fakat şimdi... yanımdasın, bana dokunuyorsun, bana çok güzel bakıyorsun Taehyung. Hayalimden bile daha güzel bu."

Ortalarında ki sepeti bir kenara itip küçüğünü kendine çekti ve jungkook çok sevdiği göğsüne yasladı başını.

"Sen gittikten sonra kayboldum ben jungkook. İlhamını kaybeden bir hayalperesttim ve oradan oraya savruldum amaçsızca. Kimse fark etmedi çöküşümü çünkü suçlu olarak bunu hak ettiğimi düşündüler. Ama suç, suçluyu bir başına bırakarak ifa edilmiş olur mu ?"