Gecenin karanlığı tüm gücüyle kendini gösterirken ay hiç olmadığı kadar parlıyordu o gece. Havuzdaki su usul usul salınıyor nerede olduğu bilinmez bir ateş böceğinin sesi karışıyordu sessizliğe.
Uzak değil, yalnızca iki adım ötede evin salonunda desibeli yüksek kahkahalar yankı bulurken, bahçede sessizliğin vuku bulduğu dakikalardı.
Jungkook, yıllardır kendinden bile sakladığı sırrını bir anda söylemenin getirisi utançla harmanlanmış rahatlığı yaşarken, taehyung cephesi çok daha karışıktı. Öyle ki dakikalar geçmesine rağmen tek bir tepki verememişti.
"Şaşırdın öyle değil mi ? Ben de şaşırmıştım ilk farkına vardığımda."
Kendine gelip konuşabilmeyi başarabildiğinde "Ne zaman ?"diye sordu.
"Ne zaman fark ettin ?"Gülümsedi jungkook, fakat çokça kırgınlık vardı kıvrılan dudaklarında asılı duran.
"Bilmeyi istiyor musun gerçekten ?"
"Anlat."
"Kaldıramazsın taehyung, benim aşkım sana ağır gelir."
Taehyung bir kez daha duydukları altında ezilirken ambale olmuş zihnini toparlayıp konuşamıyordu bile.
"Ben eskiye dönen o yolları kendi ellerimle kapattım anla artık bunu. Sen ve ben arkadaş olamayız bunu isteme benden."
"Benden nefret ettiğini sandım."
"Ben kendimden nefret ediyorum taehyung. Yıllar geçmesine rağmen kokunu hiç unutmayan, sesini duymak için can atan kendimden nefret ediyorum."
"Jungkook.."
"Ağlama, neden ağlıyorsun ? Aksine mutlu olman lazım senin, ne yaparsan yap bu kalp senden vazgeçemedi."
"Özür dilerim."
"Ne için bu özür ? 8 yaşındaki jungkook'tan utandığın üzre arkadaşlarının yanında onu tanımazdan geldiğin için mi yoksa, 14 yaşındaki jungkook'u kendi doğum günü partisinde saatlerce pencerenin önünde beklettiğin için mi ? Ya da dur, aşkıma karşılık veremeyeceğin içinse eğer gerek yok buna, herhangi bir karşılık beklemiyorum senden."
Kendisi de ağlıyordu artık. Yıllarca sırtında biriktirdiği yüklerini bir bir atıyordu şimdi ve bu sancılı geçiyordu çokça.
"Ben geldim."dedi taehyung ağlamaktan çatlayan sesiyle.
"Doğum gününde, elimde hediye paketiyle defalarca çaldım kapıyı fakat kimse açmadı.""O gece evde değildik çünkü, zerre eğlenmediğim bir lunaparka götürdüler beni. Sabahına evdeydim neden gelmedin peki ? Neden gelecektin bende ki de soru ! Sırf sıkılmamak için takıldığın bir çocuktum ben."
"Hayır !"
"Bunu bana sen söyledin ! Kendinle çelişiyorsun."
"Bende küçüktüm ! Neden anlamak istemiyorsun ? Sana onları söyledikten sonra eve gidip resimlerini çizerdim ben jungkook !"
"Neden jimine davrandığın gibi davranmadın bana ?"
"Ne ?"
"Ona bir kez sesini yükselttiğini bile duymadım, onu üzgün görmekten o kadar korkardın ki, üstüne titrerdin. Madem ben de arkadaşındım senin neden alelade biriymisim gibi davrandın bana ?"
"Saçmalıyorsun."
İçeriye bir göz attığında Namjoon'un pür dikkat kendisini izlediğini gören jungkook ondan cesaret alır gibi dikleştirdi göğsünü ve yeniden döndü esmere.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Our baby 👪 | Taekook
Fanfic"Jungkook bizimle gelmek ister misin ?" "Hayıy." "Neden ?" "Ben çok ağlayım başınız ağyıy." "Ağrı kesici içerim." "Ne diyorsun Namjoon ya ?" "Başımız diyorum seokjin, gerçekten de ağrıyacak." | Namjin | | Sope | #1 sope 191121 #1 namjin 131221