Kamp

44 8 0
                                    

Hastaneden döneli 1 hafta olmuştu. Ama herkes hiç bişey olmamış gibi davranıyodu. Sanki hiç tuhaf söyler olmamış, sanki bayılıp hastaneye kaldırılmamıştım. Kimse bu konuda konuşmuyodu. Bende soru sormuyorum zaten. Bir haftadır başka bişey hatırlamamıştım. Açıkcası son öğrendiklerimden sonra daha fazlasını kaldırabileceğimden emin de değildim.

_______________

Genç kız kampüsün bağcesinde oturuyordu. Bir anda yanına fatih oturmuştu. Fatih iyi biriydi ama tuhaftı. Sürekli heryerde karşısına nasıl cıkıyo bilmiyordu kız. Fatihle konuşmaya başladılar.

Bu arada onları uzaktan izleyen beşli, sinirden patlıycaklardı. Onlar gidemezken kızın yanına fatih hangi yüzle gidiyordu. Bir gün herşey ortaya cıktığında nasıl yüzüne bakıcaktı. Daha fazla katlanamadılar. Ve kızın yanına ilerlediler. Hiç müsaade istemeden daldılar aralarına. Melek ikisinin arasına oturmuştu. Denizse carpık bir gülümsemeyle meleğe teşekkür ediyordu. Fatih içten içe sinir oluyor, bunların yine nereden çıktığını düşünüyordu.
  
  Bu arada su boş boş etrafına bakıyordu. Bir haftadır görmediği ve pek tanımadığı insanlar yine nereden cıkmıştı. Fatih kafasını uzatarak su ya baktı.
- su yarınki kampa geliyorsun dimi? Dedi fatih.
-emin değilim.
-bencede gitme. Dedi mert.
  Bir anda sinirlenmişti su. Ne hakla karışıyodu ki ona. Normalde huyu olmamasına rahmen merte inat yaparak,
-yada yarın ki kampa katılıcam. dedi.

Başkadı bir şey demesine müsaade etmedi kimsenin. Hızla yerinden kalktı ve gitti.
  Ertesi gün kampüsün önünde kalkmak üzere olan otobüste oturmuş fatihi bekliyordu. Otobüse doğru gelen fatihe camdan el salladı. Yan koltuhundaki cantayı kaldırdı. Ama daha ne olduğunu anlamadan biri oturdu kızın yanına. Kaşlarını çatan genç kız yanındaki denize baktı.
-orası doluydu ama.
-pordon biletlemi ayırtılmıştı.
-hayır ama...
  Konuşmak istememişti kız. Ve kalkmak için ayaklandı. Madem deniz kalkmıyodu o kalkardı. Ama daha ayağa yeni kalkmıştıki otobüsün hareket etmesiyle geri düştü koltuha. Gözleri fatihi aradı. Ama binmemişti otobüse. Arkasından can' in sesini duydu.
-fatihe bakıyoson son anda işi cıkmış gitti o. Binmeden önce telefonla konuşurken duydum. Dedi.
  Şaşırmıştı genç kız. Fatih bir haftadır bu kamp için ısrar ediyordu. Şimdi bir anda vaz geçmesi tuhaftı. Bişey söylemedi ama. El mecvur koltuha iyice sindi. Kuçağındaki çantaya sanki biri alıcakmış gibi sıkıca sarıldı. Yanında oturan orman gözlü çoçuğu düşünmemeye çalışıyordu. Ama toprak kokusu burnundan gitmiyordu. Kendini koltuğun köşesine iyice çekti. Başını cama yasarken gözlerini kapattı. Uykuya dalan kızın arabanın sarsılmasıyla başı genç çocuğun omzuna düştü.

Bir anda kalbi durdu denizin. Papatya kokusu burnuna dolmaya başladığında hiç değişmeyen bu kokuyu ne kadar özlediğini bir kez daha farketti. Çekingen bir şekilde içine çekti mübdelası olduğu kokuyu. Gözleri istemsiz yaşarırken kendine gülüyordu. Ne yapıyordu bu kız ona, Neydi bu dengesiz ruh hali?
O da başını yavaşca su'yun başına yaslıyarak gözlerini kapattı. Huzur mu? Deniz şu an kendini hiç olmadığı kadar huzurlu hissediyordu.

     Omzunun dürtülmesiyle açtı gözlerini genç kız. Karşısında Aylin vardı.
-geldik hadi inelim. Dedi.
  Kafasını sallayan kız ayağa kalktı. Otobüs neredeyse boşalmıştı. Yanında en son deniz yok muydu? Neden uyandırmamıştı onu? Otobüsten inerek iki gün kalıcakları kamp alanına geldiler. Çadırda değil iki kişilik bungolowlarda kalıcaklardı. Kura sonrası su ve Aylin aynı odaya düşmüşlerdi. Bungolowlarına giderek eşyalarını yerleştirdi ikili. Sonra yemek alanına gittiler. Yemekte sonra zaman cabuk geçmişti. Büyük ateş yakıldığında toplandı herkes ateşin başına. Deniz tam yanında oturuyordu kızın. Buda kızı tedirgin ediyordu. Nereden cıktığını anlamadığı bir gitar elden ele dolaşarak denizin elinde durmuştu. Tabi ateş başında kamptaysanız gitar olmasa olmazdı. Deniz çalmaya başladı. Yaşlı amcadan kediler ve şarkılar şarkısını çalarken su yanındaki gençi izliyordu. Hoş denizde yanlızca kızın gözlerine bakarak söylüyordu şarkıyı. Gözlerini kapayan kız derin bir nefes aldı. Bu sefer içine dolan huzur gözleri önüne getirmişti görüntüleri.

________________

-korkuyorum.
-korkma.
-ya ameliyat başarısız olursa.?
-olmıycak hem daha iki hafta var ameliyata su. Düşünme bunu. Hem ben varım. Sana bişey olmasına asla izin vermem. Sevdiği adama baktı su. Vernezdi tabi. Denize koşulsuz güveniyordu genç kız.

   Başını sevdiği adamın omzuna yaslıyan su gökyüzündeki yıldızlara cevirdi gözlerini. Ne  güzel parlıyolardı. Bir an yıldız olmak istedi. Ordan yanlızca insanları izlemek.
-keşke yıldız olsaydık. dedi.
-neden?
-hiç bir derdimiz olmazdı. Şimdi bişey eksik ne olduğunu bilmediğim.
-sana ben gerek.
- ne!
-ben kendimi eksik hissettiğimde sen geliyorsun ya tamamlanıyor sanada ben gerek.
  Güldü genç kız. Sevdiğinin gözlerine baktı sonra.
-bencede bize en çok biz gerek.
Orman yeşilleri, gökyüzü mavileriyle buluştu. Yüzlerindeki gülümseme artarken yavaşca yaklaştı deniz su'ya. Aralarında milimler vardı şimdi. İki gençinde kalbi ağzında atıyordu sanki. Ve hayatlarında ilk defa bir ilklerini birlikte gerçekleştirdiler. Aralarında ki mesafe kapanırken dudakları da birbiriyle buluştu. Bu masum nir öpüstü ama. Hazdan çok koşulsuz ve sonsuz bir sevgi içeriyordu. Geri çekildiklerinde iki gençinde gözleri parlıyordu adeta...

_____________

Gözlerini tekrar açtı genç kız. Ve karşısında şarkı söyleyen orman yeşili gözlere baktı. Orman yeşilleri kalbini hızlandırırken, bazı şeyler akın etti aklına. Olmamasını istedi. Çünkü bu orman gözler ana aşk değil hüznü anımsatıyodu. Oysa rüyalarında o gözlerin içinde tüm hayat vardı. yutkundu genç kız ve yan yana oturan beş arkadaşa baktı. Mor saçlı ayla, rüyasındaki mor saçlı kız... Bir işaretmiydi bu?

Hızla kalktı yerinden. Uyumaya gidiceğini söyleyerek uzaklaştı yanlarından. Ama ayakları Bungolowa değil ormana doğru gitti. Karanlıkta yürüyordu genç kız. Ama nereye gittiğini bilmiyordu. Çok dalgındı. Ve bir kurt uluduğunda ançak fark etmişti olduğu yeri. Ama etrafta kampa dail hiç bişey yoktu. Kurt tekrar uluduğunda sırtını ağacı sert gövdesine yasladı. Nefes alışları hızlanırken gözünden yaşlar usul usul akmaya başladı. Kaybolmuştu...

Rengarenk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin