Yazar'dan
Herkes ateşin başından ayrılıpta odalarına dağıldığında ayla anca farketmişti suyun odada olmadığını. Bir saat olmuştu yatmak için yanlarından ayrılalı. Ama yoktu yatakta. Korktu genç kız. Doktor onu yanlız bırakmayın ne zaman fenalaşacağı belli olmaz. Demişti. Acaba bayılmışmıydı Bi yerde.
Her saniye daha da arttı korkusu. Önce odanın etrafına baktı. Sonra tuvaletlere ama yoktu. Herkes yatmaya gitmişti. Kimsede yoktu ortalıkta. Koşarak denizle can 'ın odasına gitti. Bir yandanda melekle, mert'e mesaj atıyordu Denizin odasına gelmeleri için. Ve yanlızca beş dakika sonra hepsi kampın etrafında suyu arıyorlardı. Onların sesine tüm kamp ayaklanmış su'yu aramaya başlamışlardı. Kampın etrafi, göl kenarı, yemekhane, yürüyüş patikaları... Yoktu. Artık iyice endişelenen öğretmenleri jandarmaya haber verdiler. Yanlızca 20 dk sonra insanlar ellerinde fenerlerle ormana girmiş genç kızı arıyordu.
Bu arada su bir ağacın üstüne cıkmış kendini olası bir vahşi hayvan saldırısına karşı korumaya almıştı. Geri dönmeyi aklından bile geçirmemişti. Zaten karanlıkta yolunu asla bulamaz, ormanın dahada derinliklerinde kaybolurdu. Korkuyordu genç kız. Ama bir ağacın üzerinde yıldızları izlemek kendini biraz olsun güvende hissetmesini sağlıyordu. Duyulan kurt ulumaları işleri daha da cıkmaza sokarken, dua ediyordu kız. "lütfen beni bulsunlar. Ne olur Aylin yokluğumu farketsin. Lütfen deniz bu sefer bulsun beni!"
Duasını bitiren kız dalın üzerinden eline cıkan örümcekle cığlıhı basmıştı. Bu dünyada hiç bişey den korkmazdı örümcekler dışında. En büyük fobisiydi örümcek. Aniden elini cekip sallamasıyla dengesi bozuldu kızın. Ve düştü ağactan. Dizi ve kolları kan içince kalırken can acısından ağlamaya başladı genç kız. Her yeri sızlıyodu.Kıza çok da uzak bir mesafede olmayan deniz ise genç kızın çığlığını duyduğunda korkuyla sese doğru koşmaya başladı. Bir yandanda bağırıyordu.
-suuuu!
Suyun sesini duydu sonra.
-deniiiiz!
Sonunda kızın yanına vardığında deniz yerde her yeri yara bere içindeki suyu buldu karşısında.
Su korkmuştu. Ama denizi görmesi sinirlerinin boşalmasına neden olmuş ağlamaya başlamıştı. Deniz ise derin bir nefes almıştı. Bulmuştu kızı. Koşarak yanına çöktü. İki eli arasına aldı kızın yüzünü,
-iyimisin? Dedi.
-iyiyim. Ama dizlerim sızlıyor. Dedi kız.
Tek bir hamleyle kucağına aldı kızı. Su kollarını denizin boynuna sararken, denizde sıkıca tutmuştu kızı.
-deniz korkuyorum. Dedi su bakışlarını karanlıkta en koyu tona bürünmüş orman yeşillerine cevirirken.
-korkma. Sena bişey olmasına bu sefer izin vermiycem. Dedi deniz su'yu daha da sıkı tutarak.Kampa vardıklarında herkes etraflarını sardı. Aylin ve melek ağlıyarak birbirlerine sarıldılar. Sonunda bulunmuştu arkadaşları. Kampdaki revire yatırılan genç kız hemşirenin pansuman yapmasından sonra uyuya kalmıştı. Bu arada deniz bir dakika ayrılmamıştı yanından kızın.
___________________
-Su seni seviyorum! Dedi genç adam.
-bende. dedi kız utanarak.
Biraz önce aşkını itiraf etmişti cocuk kıza. henüz 16 yaşındalardı. Babası görse kızın bacaklarını kırardı. Ama işte elden ne gelirdi. Seviyolardı.
Arkadaşları alkışlamaya başladı ikiliyi.
Kız tekrar etti,
-Seni seviyorum deniz!
___________________"Deniz!" Diyerek uyanmıştı kız yattığı yataktan. Hala revirdeydi. Karşısındaki deniz ise koltukta iki büklüm uyuyordu. Hatırlıyordu kız. Henüz tam olmasada hiç olmasa unuttuğu insanların kim olduğunu hatırlıyordu. Zaten nasıl unutabilmişti birlikte büyüdüğü bu insanları. Babasının şöförü işe başladığı zaman tanışmıştı bu insanlarla. 15 yıl önce yani. Önce deniz girmişti hayatına sonra diğerleri. Koskoca villadaki zengin küçük kıza arkadaş kardeş olmuştu bu insanlar. En önemlisi aralarından biri hayatının aşkı olmuştu. İnat etti genç kız her ne olursa olsun eksik olanlarıda hatırlıycak öyle geçiçekti sevdiklerinin karşısına.
Bu arada boynu tutulan genç cocuk uyanmıştı. Genç kızın uyandığını farkedince oturduğu koltuktan kalkarak kızın yatağına yaklaştı.
-nasılsın? Dedi.
-iyiyim.
-biyerin ağrımıyo dimi. Bu gün dönücez. Hemen hastaneye gideriz.
-gerek yok deniz iyiyim ben. Hem neden bu gün dönüyoruz. İki gece kalınmıycakmıydı. Benim için tatilleri bozulmasın kimsenin kasabadan otobüse biner giderim ben.
-olmaz tek başına gidemezsin?
-neden gidemiyim? Bal gibi Giderim.
-iyi madem o zaman bizde gelicez.
-ya gerek yok bozmayın tatilinizi.
-gelebilirmiyiz demedimki gelicez. Sen Üstünü giyin. Bende gidip diğerlerine tatili bırakmamalarını bizim gidiceğimizi söyliyim. Dedi.
Ve kızın bişey söylemesine fırsat vermeden gitti genç cocuk.
Kız ise yataktan kalkarak Bungolowa gitti. Üzerini değiştirerek eşyalarını topladı. Bu arada aylinin eşyaları da topluydu. Ne ara hazırlamışlardı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rengarenk
ChickLitHer gidiş bir kaybediş değildir. Ve bazen kazanmak için, Önce kaybetmek gerekir... Hatırladığımızı sandıklarımız unuttuklarımızın küçük bir parçasıymış sadece. Boşa geçen iki yılı bizimle yeniden yazmaya varmısınız?... İyi geceler canım derdin...