Hava aşırı sıcaktı. Sanki çöldeydiler. Sıcak zor nefes aldırıyodu. Saatlerdir yürüyordu 6 genç. Kasabaya yürüyerek gidecek orada otobüse bineceklerdi. Kasaba kampa çok yakındı aslında. Varmışlardı da kasabaya ama otobüsü kaçırdıkları dan bir sonraki kasabaya gitmek zorunda kalmışlardı. Çünkü bu kasabadan tek sefer kalkıyodu. Kasabadaki amcalar diğer köyün bir kaç kilometre sonra olduğunu söylemişti aslında. Ama bir türlü varamamışlarıdı kasabaya. Yorgunluktan ölceklerdi neredeyse.
Bir traktör sesiyle durdular. Deniz traktördeki adama durması için işaret etti. Traktör durunca koşarak adamın yanına gitti.
-kolay gelsin. iyi günler amca.
-iyi günler oğlum.
-amca biz bir sonraki köye gitmek istiyoruz. Ama yol bir türlü bitmedi.
-bende oraya gidiyorum atlayın isterseniz gençler.
-valla çok makbule geçer be amca.
-iyi atlayın kasaya.
Gençler traktörün arkasına bindiler. Önce erkekler binmişti. Sonra kızların binmelerine yardım etmişlerdi. Ellerindeki çantaları bir kenara koyarak oturdular kırmızı kasaya. Sallana sallana ilerlemeye başladı traktör.
Bu arada su 'yun bakışları caktırma dan denizin üzerindeydi. Sevdiği adam denizmiydi yani. Sonra diğerlerine baktı. Arkadaşlarına kardeşleşlerine... Gülümsedi hafifce. Nasıl unutmuştu bu insanları. Peki iki yıldan beri neredeydi bu insanlar? Neden gitmişlerdi?
Deniz ise kızın kendisine baktığını farketmişti aslında. Ama farketmemiş gibi davranmak işine geliyordu. Biliyodu çünkü tanıyordu kızı. Eğer utandırırsa su'yu bir daha bakmazdı kız. Ve çoçuk kızın ona böyle gülümseyerek bakmasını özlemişti.
Traktör durduğunda aşağı indi gençler. Adamda inerek yanlarına geldi.
-çok teşekkür ederiz amca. dedi mert.
adamın yanından ayrılarak durağa ilerlediler. Otobüse son anda yetişmişlerdi. Boş buldukları yerlere oturdular. Suyun yanına bu sefer mert oturmuştu.
Genç kız yanındaki Mert'e dönerek merak ettiği şeyleri sordu.
-mert bişey sorabilirmiyim?
-sor.
-siz bizim kampüse gelmeden önce neredeydiniz?
-izmir.
-neden oradaydınız? Ve neden sonra geri geldiniz?
Kafasını genç kıza çevirdi mert. Niye şimdi bunları soruyordu bu kız. Neyi öğrenmek istiyordu. Bu sorular onu köşeye sıkıştırıyodu. Ne cevap vericeklerdiki. Senin yüzünden gittik, senin için geldik diyemezdi ya.
-ailevi bir sorun yüzünden gitmiştik. Sorun bitince geri döndük. Dedi.
Kısmen doğruydu zaten su kardeşi gibiydi. Onlar birbirlerinin ailesi sayılırdı. Ayrıca suyun hatırlama iğtimali için gelmişlerdi.
Kafasını salladı su. Ne sorarsa sorsun mertin kaçamak cevaplar vereceğini anladığı için daha fazla soru sormadı. Bu arada deniz arka çarprazında oturmuş suyu izliyordu. Genç kızın her hareketi gülümsemesine neden oluyordu._________________
Sonunda yolculuk bitmiş eve gelmişti genç kız. Diğerleri de kendi evlerine dağılmıştı. Evdekilere kampta olanları söylemiyecekti. Diğerlerine de tembih etmişti bunu. Sadece sıkılıp döndüğünü söyliycekti. Boşu boşuna ailesini telaşlandırmak istemiyordu. Çalışma odasına çıktı genç kız. Yine önce şarkı açtı. Ama bu sefer klasik müzik yerine normal bir şarkı açmıştı. Çok sevdiği ve hatıralarından birinde duyduğu şarkılardan birini. Sonra cizmeye başladı. Yine saatler sürmüştü cizimi. Ve bittğinde geri çekilerek baktı eserine. Bunu cizmeye çalışmamıştı. Ama karşısında traktördeki 6 gençsin resmi vardı. Sanki o anın fotoğrafını çekmişler gibi. Güldü genç kız kendine. Normalde soyut resimler cizerdi. Ama hatırlamaya başladığından beri kendinin bile farketmediği yetenekleri cıkmıştı ortaya. Ve soyut resim değil portreler çizmeye başlamıştı. Bu sefer kuruması için kenara kaldırmadı resmi. Duvardaki tuvali kaldırarak resmini astı yerine. Onun için en güzel eseriydi bu. Sonra aklına bir anda hastanedeki rüyası geldi. Fazla düşünmemişti o rüyayı. Ama şimdi bakınca o rüya en gerçeğiydi. Bu odada da yatak odasıdada eksik olan şeyler vardı. Boş ponaya baktı neredeydi o eşyalar. Sonra aklına hiç cıkmadığı çatı katı geldi. Depo gibi kullanıyorlardı orayı. Gerçek neden oranın depo olduğunu da bilmiyordu. Çünkü son iki yıldır orası depoya çevrilmiştir. Hiç cıkmamıştı oraya. Kilitliydi zaten. O yüzden gerek görmemişti. Ama şimdi içinden bir ses oraya gitmesini söylüyordu. Anahtar annesinin odasındaydı. Daha önce annesinin kolyesini ödünç alırken takı kutusunda görmüştü. Odasından cıkarak annesinin odasına girdi. Anahtarı alarak sessizce çatı katına çıktı. Derin bir nefes alarak anahtarı çatının kapısına taktı. Ve kilitte çevirdi. Kapı gıcırdayarak açılırken kendini yavaşca içeri attı genç kız...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rengarenk
ChickLitHer gidiş bir kaybediş değildir. Ve bazen kazanmak için, Önce kaybetmek gerekir... Hatırladığımızı sandıklarımız unuttuklarımızın küçük bir parçasıymış sadece. Boşa geçen iki yılı bizimle yeniden yazmaya varmısınız?... İyi geceler canım derdin...