24 Saat Kız Kıza

32 4 0
                                    

Her şey umut etmekle başlardı.
Hayat yeni kapıları böyle aralardı...

Üzerimdeki beyaz elbiseyi silkeleyerek kalktım oturduğum yerden. Aylin melek ve ben kız kıza takılmak için alışveriş mağazasına gelmiştik. Ama aylin bowling oynamak istediğinden bowlinge girmiştik. Atış sırası bende olduğundan topu elime alarak atış alanına geldim. Dizlerimi hafif kırıp kolumu sallıyarak topu gönderdim. Top tüm labutları devirmişti. İkinci atışımda da iki tanesi kalmıştı sadece. Gülerek yerime geçerken aylin söyleniyodu.
-yaa kıza bak. Ben oynamayı bilmiyorum dedi. Ama nerdeyse en iyi oyuncu çıktı içinde.
Ayline gülerek göz kırptım.
-ne sandım kuzum. Dedim.
Sonra sırasıyla aylin ve melek de atış yapmışlardı. Süre dolduğundan ben birinci melek ikinci aylin ise sonuncu olmuştu. Dolaplardan eşyalarımızı alırken gülmemek için kendimizi zor tutuyorduk. Aylin ise çatık kaşlarla bize bakıyodu.
- gülün gülün. Rahatlarsınız. Dedi.
-kızım ama ne yapalım. Oyuna başlarken biz iyi değiliz diye dalga geçiyodun. Ben kazancam, çok kolay lokmasınız diye böbürleniyodun. Ama sonuncu oldun. Diyerek kahkahasını salmıştı melek.
Bende gülmeye başlamıştım tabi. Çantamı omzuma taktığımda üçümüzde hazırlanmıştık. Salondan cıkarak, tekrar alışveriş merkezinin içine girdik.
- şu mağazaya girelim mi? Diye soran melekle işaret ettiği yere baktım.
Bir spor mağazasını işaret ediyodu. Oraya ilerleyerek içeri girdik. Sonrasında kendimizi alışverişe kaptırmıştık. Saat ilerleyipte açıkmaya başladığımızda alışverişi sonlandırarak üst kattaki yemek alanına girdik. Ellerimizdeki poşetlerle bir masaya oturduğumuzda garsonda yanımıza gelmişti. İstediğimiz yemekleri sipariş ederek önümüze döndük. Bir kaç dakika sonra yemeklerimiz gelmişti zaten. Ben patates salatası siphariş etmiştim. Melek hamburger isterken aylin sezar salata ve cift menülü hamburger istemişti.
-galiba serhatıda çağırdın kanka. Yanlız kızlar günü bu gün erkekler giremez ya hani. Dedi melek. Amacı dalga geçmek değildi. Gerçekten merak ederek sormuştu. Çünkü aylin görünüşte incecik cıta gibi bir kızdı. Ama yediklerini görseniz... Yiyip yiyip kilo almayanlardandı yani. Ama mesela ben biraz bile yesem alıyodum.
-ne alaka ya. Ben yiyicem bir kere. dedi aylin.
-kızma kuzu biraz fazla değilmi? Sonra mideni bozma. Dedim.
- hiçte bile. Bu mu fazla? Ben bunlarla doymam ki!
-maşallah kuzum ya. Ye beni de. Dedim hayretle.
-hı yerim bak. Dedi aylin.
Sonra hepimiz gülmeye başlamıştık. Yemeklerimi bitiripte kalktığımızda artık eve gitme zamanıda gelmişti.
Ama tabiki bize gidiyoduk. Çatı katında pijama partisi vericektik.
Alışveriş merkezinden çıkarak bir taksiye bindik. Ancak ben ve melek eve yakın bir yerde taksiden inerken aylin devam etmişti. Çünkü markete gidicektik. Ama elimizdeki poşetlerle ilerleyemezdik.
Büyük markete girdiğimizde ben bir sepet alırken melek ayrı bir sepet almıştı. Ne kadar alıcaksınız ki? diye sorabilirsiniz. Ama bir pijama partisi için herşey olmalıydı. Sonuçta ne zaman neye iğtiyacınız olacağını bilemezsiniz. Ben aburcubur reyonuna giderken melek içiceklerle ilgileniyodu. Sebete cips, çikolata, ki bol miktarda çikolata alıyodum, bisküvi, kraker, lalipop, şeker, jelibon ve daha adını bilmediğim bir sürü şeyle doldurmuştum. Tabi şoğuk gida reyonundan iki kutu dondurma ve hazır pizza da alamyı unutmadım. Bu arada yanıma gelen melekte sebeti, kola, fanta, meyveli süt, meyve suları ve adını bilmediğim bir sürü içecekle doldurmuştu.
- abartık mı sanki? Diye sordu melek.
-sanmam. Unutma aylin var. Dedi gülerek.
-aynen. Aynen de inşallah sabah mide fesatı geçirmekten fenalaşmış bir halde bulmazlar bizi. Dedi melek de gülerek.
-inşallah. Dedim. Bende.
Sonra kasaya ileledik. Kasiyer aldığımız şeylere şaşkınca bakıyodu. Belkide bir anda bu kadar çok abur cubur alan bir müşteriyle ilk kez karşılaşıyodu. Aslında şöyle bir bakınca galiba baya abartmıştık. Aldıklarımızı poşetliyerek parayı ödedik ve cıktık marketten. Tabi ellerimiz kollarımız doluydu. Eve yakın olduğumuz halde poşetlerle yürüyemiyeçeğimizden taksiye bindik tekrardan. Taksiciye adresi söylediğimde tuhaf bir şekilde bakmıştı yüzüme. Ee üç sokak üste gitmek için taksiye bindiyseniz demek istediğimi anlarsınız sizde. Evin önünde inerek poşetleri içeri taşıdık. Sonra çatı katına çıktık. Aylin çoktan oturmuş film izliyodu. Elimizdeki poşetleri çatı katındaki mini mutfak tezgahına koyarken ayline seslendim.
-aylin hanım mümkünse şunları yerleştirmemize yardım edermisin acaba. Dedim.
  Uflayarak yerinden kalkan aylinin de yardımıyla hızla eşyaları boşaltmış buzlu olanları mini buz dolabına koymuştuk. Kızları orda bırakarak aşağı odama indim. Önce tavşanlı şortlu pijamalarımı giydim. Sonra kızlarada giyecek bişeyler alarak yukarı cıktım. Ben cipsleri ve mısırları kaplara boşaltırken kızlar da üzerlerini değiştiriyordu. Önce giyinen aylin yanıma gelerek içicekleri doldurdu. Bu arada melekte sehpanın üzerini boşaltıyodu. Tepsilerle koltuklara ilerliyerek oturduk. Melek televizyonu kapamış ışıklarıda loş haline getirerek yanımıza gelmişti. Telefonumdan güzel bir şarkı açarak sehpanın ortasına koydum. Ve kızlara döndüm.
-eeee o zaman milyonuncu kızlar geçesi başalasın. Dedim.
   Aylin çocuk gibi elini cırparken melek gülüyodu.
-peki ilk konuyu açıyorum. Dedi aylin.
-erkekler. Dedi melek.
-ben açıcaktım. Dedi aylin sahte bir kızgınlıkla.
-ne farkeder. Dedim.
-neyse. Eee aylin serhatla ne durumdasın. Dedi melek.
    Aylinin yüzüne yayılan gülümseme gidgide artarken tabaktan bir cips alarak ağzına attı ve geri yaslandı.
-valla çok iyi. Dedi.
-belli belli. Sözde birileri deniyelim diyerek başlamıştı. Maşallah aşık olmuş bu. Dedim.
   Melek gülerken aylin önündeki koladan büyük bir yudum alarak bana baktı.
-onu bunu bırakta, denizden ne haber?  Dedi.
  Yüzüm düşmüştü birden. Özlemiştim denizi. Vakıfın yardım etkinliğinde yetenek avcısıyla tanıştıhından beri pek görüşememiştik. Oysa aylinde yetenek avcısının keşfettiği biriydi. Ama o bize hep zaman ayırıyodu. Deniz ise... O son iki haftadır ortalarda yoktu. En fazla bir  kere  görüşmüş, iki üçkerede telefonla konuşmuştuk. Özlemiştim. Ama sürekli meşkul olduğunu söylüyodu.
Üzüldüğümü çaktırmamak için yüzüme sahte bir gülümseme yerleştirerek ayline baktım.
-aynı be aylinim?
-haber alamadınmı hala? Dedi melek.
-yok. Kızlar anlamıyorum aynı yoğunluğa aylinde sahip ama bize zaman ayırabiliyo. O neden uff. Dedim  Ellerimi saçlarımın arasından geçirirken. Masadan aldığım çikolatalardan birini açarak yerken,
-belkide geçerli bir nedeni vardır. Dedi melek. Gülmemek için kendini kasıyodu.
-siz bişey mi biliyosunuz? Dedim.
-ne bilebilirizki? Dedi aylin.
    Doğru ne bilebilirlerdiki.

Rengarenk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin