Uzun bir şiirin ilk satırlarını okumuşuz seninle ben. Şimdi sıra yeni kıtalarda...
Üzerime geydiğim cübbe içimde bir mutluluk oluşturmuştu. Bu mutluluğu en son 18 yaşıma girerken yaşamıştım galiba. Özgürlük gibiydi. Büyümüşlük gibiydi. Mavi elbisemin üzerindeki cübbe çok hoş duruyodu. Tepeden topladığım saçımı ve hafif yaptığım makyajımı kontrol ederek cıktım tuvaletten ve bağceye geçtim. Herkes arkadaşlarıyla aileleriyle bu güzel anlarını paylaşıyodu. Annemler ve teyzemlerde diğerlerinin aileleriyle arkada durmuş bizi izliyolardı. Arkadaşlarımın yanına ilerliyerek beklemeye başladım. Bu arada hocalar ve dekan kürsüde ki yerini almıştı. Mikrofonu eline alan dekan konuşmaya başladı.
- güzel sanatlar fakültesi mezuniyetinize hoşgeldiniz.
Dediğinde bağcedeki herkes alkışlıyarak ıslık çalmaya başlamıştı.
-öncelikle hepinizi tebrik ederim. Dedi. Sonra nefes alarak sözlerine devam etti.
-fazla konuşarak sizi sıkmıycam. Bölüm bilincisi arkadaşımızı konuşmasını yapması için kürsüye davet etmek istiyorum. Demişti. Heycanla yerimden kalkarak kürsüye ilerledim. Dekanla el sıkışarak yerime geçtim. Derin bir nefes alarak yutkundum. Gözlerimi bir kaç kere kapayıp açarak kendimi toplamaya çalıştım. Sonra kafamı kaldırarak kalabalığa baktım. Ve kendimden emin bir şekilde konuşmaya başladım._____________
-Merhaba. Ben su peri dağcı. Öncelikle bu konuşmayı yapmama fırsat verdiğiniz için sayın hocalarıma Dekana ve sevgili arkadaşlarıma teşekkür ederim.
Buraya gelmeden önce bu konuşmanın provasını çok yaptım.
Kendi kendine gülerken sözlerine devam etti genç kız.
- Emin olun aynanın karşısında çok konuştum. Tuhaf öyle değilmi. Bitti. Yada biz bittiğini düşünsekte yeni bir dönem başladı. Tek bildiğim şey eğitimin asla bitmiyeçeği. Bakmayı bilirseniz hayat size her dakika başka şeyler öğretir. Unutmayın iş bakış açısında biter. Bu üniversteye başlarken tek amacım ressam olmakta. Sonra hayat bana farklı yönlerini gösterdi. Ve şimdi grurla söyliyebilirim ki ben bu üniversiteden mezun olurken yanlızca ressam değilim. Bir vakıf kurumunun yöneticisiyim. Çok iyi bir arkadaşım. Birinin biricik yiğeni, birilerinin gurur duyduğu kızıyım. Ben burdan bu gün mezun olurken tek bir kişi değilim. Olmak istediğim herşeyim. Hepiniz öylesiniz. Hepiniz birçok şeysiniz. O yüzden kendinizi asla kısıtlamayın. Unutmayın herşeyde istediğiniz kadar ilerlersiniz. Ve burda sözlerimi tamamlarken herkese yeni hayatlarında mutluluklar ve huzur diliyorum. Daha iyi bir yerde daha iyi şartlar altında görüşmek üzere.
Diyerek sözlerini tamamladı su. Bağcedekiler onu alkışlarken o gururla bakıyodu etrafına.Diğer yandan denzi ve diğerleri suyun sözlerini dinlerken sabırsızlıkla bitirmesini bekliyolardı. Ve nihayet su konuşmasını sonlandırdığında deniz arkadaşlarına işaret vermişti ki, mertte telefondan mesajı göndermişti. Okulun en üst katında ellerinde kovalar dolusu gül yapraklarıyla bekleyen bir grup genç aldıkları mesajla birlikte kovaları aşağı boşaltmışlardı.
Daha kürsüden inmeyen su kafasından aşağıya dökülen gül yapraklarıyla dona kalmıştı. İnsanlar alkışlarken suyun bakışları denize kaymıştı. Deniz gülümseyerek bakıyodu suya. Çok güzel görünüyordu sevdiği kız. Gğzel gök yüzü mavisi gözleri bu kadar uzaktan bile parlıyodu. Kalabalığın içinden cıkan deniz kürsüye doğru ilerledi. Bu arada bağcede su ve denizin şarkısı çalmaya başlamıştı. "dolu kadehi ters tut - madem" evet herkes gibi romantik değildi şarkıları. Ama bu şarkıyı ikiside seviyodu. Eee küçükken az bu şarkıyı açıp delicesine dans etmemişlerdi aynanın karşısında.
Tam suyun karşısında durdu deniz. Diğerleri de denizin arkasında durmuş Heycanla izliyolardı olanları.
-deniz ne oluyor ? Diye sordu su şaşkınca.
Deniz ise sadece gülümsedi. Bu arada iki yandan koşarak gelen çocuklar ki hepsi vakfın yardım ettiği yetimanedeki çocuklardı, ellerinde papatyalarla gelmiş önce birer tur suyun etrafında dönmüş sonra papatyaları suya vererek uzaklaşmışlarsı yanlarından. İşin asıl kısmı. Her çocuğun üzerindeki tişörtte su ve denizin bir sürü fotoğrafı olmasıydı. Deniz kürsüye çıkarak iyice suya yaklaştı. Suyun elindeki papatyalardan birini alarak saçına taktı.
- işte böyle tam peri gibi oldun. Dedi deniz.
- deniz bunlar ne demek. Dedi su.
-seni seviyorum dedi. Deniz.
- bende. Dedi su.
Bağırarak tekrar etti deniz,
-seni seviyorum.
Sonra sesini daha da yükselterek tekrar etti.
-seni seviyorum.
Sonra etrafında dönerek tekrar etti.
- seni seviyorum su perisi.
Aynı anda mert ve can bir pankart açmıştı. Üzerinde benimle evlenirmisin yazan bir pankart. Elleriyle ağızını kapayan su şaşkınca ve heycanla denize bakarken devam etti deniz.
- ilkler asla unutulmazmış. Ben unutmak istemiyorum. Seni deli gibi seviyorum. Senden hiç ayrı kalmak istemiyorum. Su hatırlıyomusun küçükken bulutları bişeylere benzetirdik. Yine benzetelim. Ama bu sefer çocuklarımız olsun aramızda. Bak öyle filmlerdeki gibi aşırı romantik şeyler söylemeyi beceremiyorum. Sen anla beni. Su benimle evlenirmisin? Demişti deniz.
Şaşkınca gözlerini kırpıştıran su bu anın rüya olup olmadığını anlamaya çalışıyodu. Cünkü daha önce buna benzer çok rüya görmüş, çok hayal kurmuştu. Ama bir kaç dakika sonra işin gerçekliğini kavramış ve heycanla yerinde zıplayarak denizin boynuna atlamıştı.
- evet. Dedi su
-evet!! Diye bağırdı.
Deniz sevdiği kızı kuçağına alarak hızla çevirirken etraflarındaki insanlar alkışlıyo ve delicesine ıslık çalıyolardı. Deniz suyu indirdiğinde başını suyun anlına yasladı ve gözlerini kapadı. Suda gözlerini kapatmıştı.
- herşey çok güzel olucak dedi. Deniz.
-herşey çok güzel olacak. Dedi su.İkiside buna inanıyodu. İnanmakta haklıydılarda. Sonuçta neye fazla inanırsak o gerçek olurdun öyle değilmi.
Suyun elbisesi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rengarenk
ChickLitHer gidiş bir kaybediş değildir. Ve bazen kazanmak için, Önce kaybetmek gerekir... Hatırladığımızı sandıklarımız unuttuklarımızın küçük bir parçasıymış sadece. Boşa geçen iki yılı bizimle yeniden yazmaya varmısınız?... İyi geceler canım derdin...