Anahtarı ile kapıyı açan su sessizce içeri girdi. Arkasındanda diğerleri.
Direk çatı katına çıktılar. Henüz temizlememişti su orayı ama zaten fatih gittikten sonra arkadaşlarıyla temizliyceklerdi. Camın önündeki koltuklara oturdu 7 genç.
- ee ne içersiniz? Dedi su.
Herkes bişeyler söylediğinde su içicekleri almak için mutfağa gitti. Tabi melek ve ayline peşinden geldi. Esma hanıma izin vermişti su. Ona planlarını anlattığında Esma hanımda gençlere katılmış ve gitmişti. Ee belki gençlerin ailelerine söylese daha iyi olurdu ama, oda bir an içindeki çoçuğa katılmış desteklemişti suyu. O yüzden evde değildi . İçicekleri tepsiye koyan su çebincen cıkardığı peçeteyi açtı. Bir gün önce Esma sultanın odasından gizlice almıştı. Esma Sultan bilse bacaklarını kırardı kızın. Planını anlatırken bazı şeyleri atlamıştı. Sonuçta o bir yetişkindi öyle değilmi? Peçetenin içinden çıkarttığı bir hapı fatihin kolasına attı ve karıştırdı. Yinede tedirgindi Aylin.
- bunun işe yarıyacağına eminmisin? dedi.
Kafasını salladı su. ve,
- kızım bu ilaç Esma sultanın sinir hapı. Valla ne zaman bundan alsa pamuk gibi gevşer. Bide çenesi düşer. Valla küçükken bu ilaçı içtiğinde kaçıyorduk Esma sultandan. Çünkü hiç susmuyodu. Aklına ne gelirse söylüyordu. Dedi su.
- yani bu ilaç sayesinde Fatihe herşeyi itiraf mı ettircez. Dedi melek.
-evet.
-iyide ilaç içiriyoruz ya bişey olursa. Dedi Aylin.
- sorun yok kızlar ilaçın recetesini okudum herhangi bir yan etkisi yok. İçerisinde alerji yapıcak bişey de yok. Yani zarar vermez o pisliğe. Dedi su.
Tepsiyi alarak tekrar çatıya cıktılar. İçicekleri dağıtan suda yerine oturduğunda bir süre öylesine konuşup durdular. İçicekler tamamen bittiğinde ise, fatih yavaş yavaş gevşemişti. Deniz ayaklanır piyonanın başına gittiğinde Diğerlerinde yanına gitti. Tabi fatihte yalpalayarak yanlarına gitmişti.
- abi piyona güzelmiş ha. Gerçe su çalsa daha güzel olurdu. Bu odanın duvarları mavi değilmiydi, neden bu kadar parlıyo? Dedi fatih.
-ben şimdi çalcam seni dedi deniz sinirle.
Fatih boş konuşuyordu işte. İlaç dilini cözmüştü.
- su hatırlamıyorsun dimi bişey. Bak hatırlama sakın önce seni Bi elde etmeliyim.
Yavaş yavaş istedikleri kıvama geliyordu fatih.
-beni neden elde etmeye çalışıyorsun seni sevmediğimi söylemiştim. Dedi su masum ve üzgün bir sesle.
-çünkü sen sadece benim olabilirsin.
Onun değil. Dedi fatih ebenizi işaret ederek.
Deniz ise o uzattığı parmağı kırmamak için zor duruyordu. Ne zaman bu kadar şiddet yanlısı olmuştu. Kendine şaşırdı deniz. Ama işte işin uçunda insanın sevdikleri olunca şaşırmamalıydı.
Üzgün sesiyle oyununa devam etti su.
- ama bana araba çarptı. O zaman sen tutmadın beni deniz tuttu.
-güzelim tutamadım seni çünkü sana çarpan arabanın içindeydim ben. Dedi fatih sonra çok komikmiş gibi bir saat güldü. Mert de gülüyordu. Ama fatihe deyil. Onun aptal gibi herşeyi itiraf etmesine.
-nasıl yani bana sen mi çarptın arabayla? Dedi su sanki yeni öğrenmiş gibi bir şaşkınlıkla.
-evet. Dedi fatih ağzını yayarak.
- ama bana çarpan yakalanmıştı. Dedi su.
- hadi ama o adamı ben tuttum. Dedi fatih.
Zaferle gülümsedi su. Bu kadar kolay olacağını bilmiyordu. Ama bitmişti herşey.
- ya öylemi? Dedi su dalga geçercesine.
-öyle. dedi fatih.
İşte o an herşey ağır çekime alınmıştı sanki. Deniz oturduğu tabure den kalktı. Ve piyonanın yanındaki raftan kitapların arasına gizledikleri minik kamerayı alarak merte uzattı. Sonra fatihe doğru ilerledi ve iki yakasından tutarak alnının ortasına büyük bir güçle kafayı gömdü. Fatih açıyla yere düşerken deniz burnunu çekerek arkasını döndü. Bir yandan da sırıtıyodu. Suyla göz göze geldiklerinde omuzlarını silkerek,
- bunu yapmasaydım içinde kalırdı. Dedi.
Herkes gülmeye başladı. Can Fatihi yakasından kaldırıp götürdü. Evine götürüyordu onu. İlaçın etkisinde olduğunda sonraki gün olanları hatırlamıyacaktı nasıl olsa. Başındaki izin nasıl olduğunu bile bilmiycekti.
Mert kamerayı daha sonra babasına götürmek üzere çantasına koydu. Babası cinayet büro amiriydi. Ee ortada cinayet yoktu ama cinayete teşebbüs vardı sonuçta. Ayrıca iki yıl önceki davayı kolaylıkla açabilecek tek kişi mertin babasıydı. Yarın sabah götürürdü. Şimdi arkadaşlarıyla çatı katını temizliyceklerdi. Sonra burada kalıcaklar ve sabaha kadar konuşacaklardı. Hem sabah Esma sultanın kahvaltısını yemek için sabırsızlanıyordu.
Canda geldiğinde temizliğe başladı 6 genç. Önce atılacakları cıkardılar. Sonra rafları boşaltarak temizlediler. Heryeri dip buçak temizleyen gençlerin işi bittiğinde akşam olmuştu. Ve hepsi aşırı yorulmuştu. Su ve ailesiyle akşam yemeğini yedikten sonra çatı katına cıkarak karşılıklı oturdular ve konuşmaya başladılar...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rengarenk
ChickLitHer gidiş bir kaybediş değildir. Ve bazen kazanmak için, Önce kaybetmek gerekir... Hatırladığımızı sandıklarımız unuttuklarımızın küçük bir parçasıymış sadece. Boşa geçen iki yılı bizimle yeniden yazmaya varmısınız?... İyi geceler canım derdin...