- merhaba. Hayatımda ilk defa konuşma yapıyorum bu yüzden hatam olursa şimdiden özür dilerim. Öncelikle hepiniz hoş geldiniz. Ben küçükken pek arkadaşım yoktu. Sonra annem sayesinde yeni çocuklarla tanıştım. Gerçek arkadaşlarımı buldum. Ve bu vakfı birlikte yönetmeye karar verdik. Hayat taşlı bir yol bence. Tökezleriz. Düşeriz, an gelir vazgeçeriz. Sonra kalkarız, savaşırız. Dik dururuz. Ama bunları yapabilmekm için yanımızda sırtımızı yaslıyabileceğimiz insanlara iğtiyaç duyarız. Ben ilk okula giderken öğretmenimiz ilk okulumuzun evimiz, ilk öğretmenimizin ailemiz olduğunu söylerdi. Ancak dünyada sırtını yaslıycak, sıcak bir yuva vericek aileleri olmayan yüzlerce insan var. Zor durumda yaşayanlar, sokakta kalanlar...
Bana göre insanlar doğuştan iki şekilde gelirler. Ama bu toplumun bildiği gibi zengin fakir değil, aileli ailesiz. Ne yazık ki içinde bulunduğumuz dünyada insanlar yanlız kendi hayatlarını önemsiyor. Etrafındaki insanların yaşadığı sorunları takmıyor. Oysa sessiz cığlıklardan geçilmiyo dünya. Biz insanlar sağır ettiğimiz kulaklarımızı açabilirsek duyarız o insanların seslerini . Şimdi diyceksiniz ki bu durumda milyonlarca insan var. Hangi birine yetişecez. Tek bir kişinin hayatını değiştirseniz bile yeter aslında. Sizin gibi düşünen her insan bir kişinin hayatını kurtarsa dünyada açlık mutsuzluk, hatta hırsızlık ve kötülük bile kalmaz. Hırsızlık ne alaka diyceksiniz. Diyin. Ama biz insanlar bazı şeyleri tek yönlü düşünmeye çok alışmışız. Sonuçta hiç bir bebek doğduğunda hırsız katil, suçlu değildi. Onları o hale belki sevgisizlik belki yoksulluk getirdi. Bilyomusunuz ben küçükken süper kahraman olmak isterdim. Hatta babama gidip derdim ki neden benim süper güçlerim yok? Oda olabildiğince anlatırdı. Ama çocuk aklımla anlamak istemezdim. Sonra bir gün bir film izlemiştim. Aynen şöyle bir söz geçmişti filmde. "büyük güçler, büyük sorumluluklar getirir. Allah bize fazlasıyla imkanlar veriyosa bunun nedeni iğtiyacı olanlarla paylaşmamız içindir. " cocuktumya anlayamamıştım anlamını. Koşarak sormuştum babama nedemek bu diye. Demiştiki "mesela biz kızım. Zenginiz. Kullanamıyacağımız kadar çok paramız var. Allah bize bu kadar parahı zor durumdakilerle paylaşmamız için verdi." demişti. O zaman para bana büyük bir güç gibi gözükmüştü. Ve demiştimki "o zaman benim süper gücüm kocaman para. O halde ben o parayla insanlara yardım edicem." 7 yaşındaydım bunları söylerken kullandığım kelimelerin anlamını bile bilmiyodum. Ama tamamen saf bir niyetle istemiştim. Tabi sadece para yeterli gelmez bir insanın hayatını değiştirmek için aynı ölçüde sevgide gerekir. Bazen bir insan paradan çok sıcak bir gülümsemeye, sırtının sıvazlanmasına iğtiyac duyar. Unutmayın bir minik kelebek kanadından cıkan rüzgar dünyanın öbür ucuna katlanarak gidiyo ve vardığı son noktada fırtına cıkarıyor. Her neyse konuyu çok dağıttım. bundan iki ay önce biriyle tanıştım. 5 yaşında bir cocukla. O zaman bana deseydiniz ki, O cocuk senin hayatını değiştirecek diye gülerdim herhalde.
Ançak şimdi kafam dik ve grurla söyliyebilirimki hayatımı değiştirdi.
Ben su peri dağcı. Bu gün sizlere gururla sunabileceğim vakfın %50 hissedarıyım. Ve ben tamamen emin olarak söyliyebilirimki bazen biz büyükler küçüklerden daha cok şey öğreniyoruz. Ben o 5 yaşındaki çocukdan umut etmeyi güçlü kalmayı öğrendim. Ondan öğrendiğim bu iki gücü zor durumdaki tüm çocuklara öğretmek istedim. O yüzden bu gün bulut umut vakfını açmaktan büyük bir haz duyuyorum. Bunun için herbirinizin desteğini bekliyorum. Unutmayın birinizin attığı minik adım bir insanın hayatını değiştirebilir. Hadi bize katılın. Ve bir insanın hayatını kurtarın. Unutmayın birine yardım etmek başta sizi mutlu eder. Düşünsenize küçük bir cocuğun yüzündeki tebessüm kadar güzel bir şey varmı bu dünyada. Bence yok...
Diyerek sözlerini bitirmişti genç kız. Fazla heycanlaşmıştı. Konuşması sırasında. Ama yinede başarmıştı. Sözlerini bitirdiğinde salonda alkış tufanı kopmuştu. Herkes gruru duyuyodu suyla. Ama en çok annesi ve babası gurur duymuştu bu gün kızlarıyla.
Benim küçük kızım büyümüş demişti eşine ele hanım. Büyümüş.
Bu arada suyun babasına gözünden akan tek damla yaşı çaktırmadan silmişti. Göğüsü kabarmıştı insanın ortaya cıkıp işte benim kızım diye bağırmak istiyodu.
Diğer tarafta bulutun dedesi vardı. Ağlıyodu koskoca adam. Torunun adını taşıyan bu vakıf için çok bağış yapmıştı yaşlı adam. Zaten onun bağışları sayesinde bu kadar çabuk açılış yapmışlardı. Cünkü ilk bağış için yeterli parayı toplamışlardı. Okumaya gücü yetmeyen Bir çok öğrenci burs alıcaktı o parayla. Sonra yetimane ve bakım evlerine gönderilecek ekstra yardım kolileri hazırlanıcaktı.- bir çok ressam arkadaşımızın bzizat vakıfa bağışladığı tablolar canlı müzik eşliğinde satışa sunulcaktık. Gelir tamamen umut evlerine bağışlanıcaktır. Herkese açık olan bu etkinliğe hepinizi davet etmek isterim. Diyerek sözlerine devam etmişti su.
Üniversteden çok destek almışlardı. Bir çok kişi az çok demeden yardım etmeye çalışmıştı. Zaten önemli olan da buydu. Öyle değilmi.
Canlı müzik ünivertenin müzik grubu tarafından tamamen üçretsiz olarak yapılacaktı. Zaten grubun piyanisti deniz, solisti aylindi.Alkışlar eşliğinde sahneden inen genç kız arkadaşlarının yanına gitti.
- başardık. Dedi melek.
-başardık. Dedi mert.
-daha çok işler başarıcaz. dedi aylin.
Sımdıkı sarıldı 6 arkadaş birbirine.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rengarenk
Chick-LitHer gidiş bir kaybediş değildir. Ve bazen kazanmak için, Önce kaybetmek gerekir... Hatırladığımızı sandıklarımız unuttuklarımızın küçük bir parçasıymış sadece. Boşa geçen iki yılı bizimle yeniden yazmaya varmısınız?... İyi geceler canım derdin...