-... tranva geçiriyo. O yüzden konuşmuyor çocuk . Diyen doktor yanımızdan ayrılmıştı.
Çocukla birlikte bizde hastaneye gelniştik. Geçirdiği küçük bir operasyondan sonra uyanmıştı küçük cocuk ama konuşmuyodu. Allaha şükür düşündüğüm gibi bir şey olmamıştı. Ama darp edilmişti çocuk. Belli ki cok da korkmuştu.
Deniz ve ben doktorla konuşmaya gelirken mert çocuğun yanında kalmıştı. Bizde odaya girerek yanlarına gittik. Çocuk çok tedirgin duruyodu. Belliki bir şeyden yada birinden korkuyodu. Yatağın kenarına oturarak gülümsedim. Ve konuşmaya başladım.
-merhaba ben su.
Cevap vermemişti.
-bak bunlarda deniz ve mert. Senin adın ne?
Yine sessiz kalmayı terciğ etmişti.
Zorlamak istemediğim için daha fazla soru sormadım. Birazdan sosyal hizmetlerden geliceklerdi. Pedegoklar daha iyi ilgilenirlerdi sonuçta.
Kapı tıklanıp yavaşca açıldığında içeri iki kadın iki erkek ve bir polis girmişti.
- buyrun? Dedi mert.
-biz sosyal hizmetlerden geliyoruz dedi kadın.
-aaa hoş geldiniz buyrun. Diyerek koltukları işaret erttim. Herkes bir yere geçerken bende yataktan kalkarak görevliye çocukla konuşması için izin vermek istedim. Ama ben daha uzaklaşmadan küçük çocuk elimi tutarak durdurmuştu beni. Arkamı dönerek yüzüne baktığımda yalvarırcasına bakıyodu. Kalktığım yatağa tekrar oturdum. Ama bu sefer çocuğun yanına oturmuştum. Küçük çocuk ben oturduğum gibi sarıldı bana kafasını göğüsüme yaslıyarak karşısındaki kadına dikti. Bu sırada kadın hiç konuşmamış yanlız çocuğun davranışlarını izlemişti.
Sonra konulmaya başladı.
- merhaba tatlım. Bana güvenebilirsin. Dedi. Kadın. Sürekli gülümseyerek güven vermeye çalılarak konuşuyodu. Sonra devam etti.
- adım ceylin. Senin adın ne? Diye sordu.
Cocuk hiç cevap vermemiş yanlız bana bakmıştı. Gülümsediğimde oda gülümsedi ve tekrar ceylin hanıma döndü. Konuşmamıştı. Ama ceylin hanımın elindeki deftere uzanarak aldı. Sonra kalemide alarak deftere bişeyler karaladı. Defteri önce bana uzattı. Elime aldığım defterde üç tane çöp adam cizilmişti. Bu tatlımbir resim gibi gelebilir size. Ama 5 yaşındaki bu küçük cocuğun resminde onlardan beklenilmeyecek kadar büyük bir dehşet vardı. Çöp adamlar yanlız küçük olanı ayaktaydı. Diğer iki çöp adam ise yerde uzanıyodu. Daha kötü olanıysa yerdeki adamların gözleri yerine çarpılar konmuştu. Elimdeki defteri ceylin hanıma uzattım. Bir kaç dakika defteri inceley ceylin hanım hiç şaşırmamış gibiydi. sanki böyle olacağını biliyodu. Belkide mesleği gereği bu tür şeylere fazlasıyla alışkındı.
-annen ve baban öldümü tatlım? Diye sordu.
Küçük cocuk kafasını salladığında tekrar defteri eline aldı. Bu sefer bulut resmi cizmişti.
-bulutla ne anlatmak istiyosun? Dedi ceylin hanım.
Cocuk ise önce resmi sonra kendisini işaret etti.
-adın bulutmu? Diye sordu bu kezde.
Çosuk kafasını salladı.
-tanıştığımıza memnun oldum bulut.
Bana bu resim yöntemiyle olanları anlatabilirmisin? Dedi.
Cocuk kafasını sallayarak cizmeye başladı.
Cizdiği resimde iki çöp adam vardı el ele tutuşmuş. Bir de onlara kolunu uzatmış bir adam. Adamın üzerinde kızgın surat vardı. Bir sonraki resimde iki kişi düşmüş,diğer kişi ise gülerek bakıyodu onlara.
- aileni birimi öldürdü. Diye sordu kadın.
Kafasını salladı bulut.
Başka bişey cizmemişti. Daha fazla sorulara cevapta vermedi. Ceylin hanım bir saatin sonunda artık bulutu yurda götürmeleri gerektiğini söylediğinde kıyamet koğmuştu işte. Bulut kolundan tutan sosyal hizmetlileri kızgın suratla ittiriyor. İnatla bana sarılıyodu. Sosyal hizmetler calışanları çocuğu götürmekte ısrar etselerde ceylin hanım bunun bu şekilde ilerleyemiyeceğini söylediğinde çözüm benden gelmişti.
-izniniz olursa buluta bir süre bak bakıyım. Hiç olmassa tamamen iğleşene kadar. Ben bir yardım kuruluşunun başkanıyım. Ona yardım etmek isterim. Dedim.
Herkes biraz düşünsede ceylin hanım ikna etmişti onları. Diğerleri odadan ayrılırken geride mert deniz bulut ve ben kalmıştım. Saat neredeyse gece yarısını geciyodu. Anneme kısaca mesaj atmıştım geç kalacağımı. Ama işte meraklanmıştır da kadın.
Ben Bulutu hazırlarken deniz ve mert cıkış işlemlerini yapmaya gitmişti. Bulutun üzerindeki hastane önlüğünü cıkartığımda acıyla yüzümü buruşturdum. Heryeri mosmordu küçük cocuğun. İşin kötü tarafı bu kadar acıya rahmen hala sessizdi sanki canı yanmıyo gibi davranıyodu. Yaralarına dikkat ederek kıyafetlerini giydirdim. Bir kolu alcıdaydı bulutun. Ayakkabılarınıda giydirip yataktan indirdim. Cantamı ve telefonu alıp bulutun elinden tuttum. Ve odadan cıktık. Koridorun başında denizlerle karşılaşmıştık.
- hallettinizmi? Diye sordum.
-evet sosyal hizmetler gerekeni yapmış zaten. o yüzden sorun olmazmış. Ama hergün sosyal hizmetlerden biri bulutu kontrole eve gelicekmiş. Adresi verdik biz. Dedi mert.
Kafamı sallıyarak onayladım onu.
- hadi gidelim artık. dedi deniz.
Hastaneden cıkarak bir taksiye bindik. Deniz ve mert önce bizi bırakacaklardı eve. Taksi bizim evin önünde durduğunda deniz bana döndü.
-bişey istersen ara. Hemen yardıma gelirim.
-tamam.
- aynen kanka sabahın körü bile olsa ara. Dedi mert.
Gülümseyerek onayladım onları ve taksiden inerek eve ilerledim. Bulut kuçağımda uyuya kalmıştı. O yüzden kapıyı anahtarımla açamazdım. Bende zile bastım. Kapıyı uykulu gözlerle annem açmıştı. Önce bana sonra kuçağımdaki buluta baktı. Şaşkınca konuşmak için ağzını açtığında susturdum onu. Ve içeri girdim. Babm abim, ablam ve eniştemde dail tüm ailem burdaydı. Ve bana bir açıklama yapmam için bakıyolardı. Onlara hemen geleceğimi söyliyerek odama çıktım. Bulutu yatağıma yatırıp üzerini örtüm. Sonra tekrar aşağı inerek annemlerin karşısına geçtim.
-evet şimdi nereden başlamalıyım? Dedim...Bulut
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rengarenk
ChickLitHer gidiş bir kaybediş değildir. Ve bazen kazanmak için, Önce kaybetmek gerekir... Hatırladığımızı sandıklarımız unuttuklarımızın küçük bir parçasıymış sadece. Boşa geçen iki yılı bizimle yeniden yazmaya varmısınız?... İyi geceler canım derdin...