Öncelikle hepinizden büyük büyük özürler diliyorum güzellerim ve yakışıklılarım. Bu kadar uzun zaman boyunca bölüm atmamazlık yapmamalıydım. Tekrar, tekrar vede tekrar özür diliyorum.
Shiranın Ağzından
Hayır Denki. Bu yaptığın çok ama çok yanlış. Bakugonun hiçbir suçu yok. "Sen öldüğün için hepsi çok üzgünler. Bu sözler öylesine çıkıyor onlardan."
"Umarım haklısındır Beyazlı." Beyazlı hanım gülmeye başladı. "Ehh burdaki askerler ile sohbet etmemiz mümkün değil. Bari seninle edelim sohbetimizi. Var mı bakalım birileri."
Ohoo buda Momo iki çıktı. "Var ama yok gibi yani varda yok." Harika cevap verdim. " Hmmm yani sen onu seviyorsun onun duygusundan emin değilsin." Oha lan.
"Merak etme ölümünü herkes izledi. Sen burda aşırı değerli birisin. Hatta buraya temelli geldiğinde ruhların yol gösterici olacaksın diye tahmin ediyorum."
"Peki ya sen?" "Bense senden daha az rütbeli şekilde devam ederim." Tamam bu kadar ciddiyet yeterli. "Senin birisi var mı?" Gözlerini başka tarafa çevirdi. "Yani bilemem."
"Ne demek bilemem. Maalesef ben senin ölümünü izlemedim." "Şey kimseye söylemezsin değil mi." Evet anlamında kafamı salladım. "Hani şey var ya. Nana Shimura. Onun bir kardeşi vardı ya hani. Yani belki ona karşı birşeyler hıh."
Devamını getiremedi bile. Biz gülüşürken bir ağlama sesi duyuldu. Büyük ekrana baktığımızda Bakugo?...
Bu kişi Bakugo ise çok şaşıracağım. Çünkü odasına kapanmış ağlayan bir Bakugo görmek herkese nasip değildir. "Anne! Birdaha böyle beni üzecek görüntüler göndermeye kalkışırsan seni ruhlar aleminden bile atırrırım!"
Etraftan kahkaha sesleri gelmeye başladı. "Onları son kez göreceksin. Sence gitmene izin verir miyim." Etrafımıza adamlar dolmuştu. Askerler bizden uzak tutmaya çalışıyorlardı adamları.
Bende bir sürü adam çağırmaya başladım. Ruhlar aleminde güçler ters işler. Mesela Denki elektriği verirken burda alabilecek. Ayrıca diğer gücüm ise babamınki olan kanca.
"Gel bakalım annene. Seni bir kucaklayayım." Askerler ve ruhlar uğraşırken annem tam karşıma geçti. "Bana dokunman yasak." "Ben dokunmayacağım. Öldüreceğim."
Burda pek gücüm yok. Sadece ruh ve kanca. Annem gelip hızlı bir yumruk geçirdi. Bense geri savruldum. Beyaz ruh önüme atladı. "Sen git biz bunları durdururuz. Zaten kapı hemen şurda."
Beyaz Ruhun dediğini yapıp kapıya koştum. Gelir gelmez içine atladım.
Geri gidiş işlemi başlatılıyor.
Rasgele rota seçiliyor.
Rota seçildi.
İşlem başarılı.
Hay aksi ben rota girmeyi unuttum. Burası ise karanlık bir yer. Bi anda ışıklar açıldı. "TOMURA." Çok değişmiş. "Siz çıkın."
Diğerleri hızla odadan çıktı. Tomura değişmişti. Bana bile nefret ile bakıyordu. "Bana sarılmayacak mısın Tomura." Kollarımı açtığımda yumruklarını sıktı.
"Tomura iyi misin?" "Sen onu öldürdün. Ustamı öldürdün. Sende suçlusun." "Tomura neyden bahsediyorsun. Hani biz arkadaştık. Sen benim için bu işleri bile bırakırdın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aizawanın Kızı
FanfictionYani bence başlık herşeyi açıklıyor. Kalan bilgileride hikayeyi okuyup öğrenin canım yani çokta zor değil