Medyanın konu ile hiçbir alakası yok ama hoşuma gitti.
"Shira ne oluyor anlamıyorum." Fuyumi ablaya yapıştım bırakmıyorum. "Odan nerde senin." "Gel göstereyim sende anlat ne oldu?"
"Bizim Yurda geliyorsun." "Neden? Todorokiye mi birşey oldu." "Hayır o gayet iyi. Sen gelip iki Yurtta kalacaksın ona göre kıyafet ayarla."
"Ama yani ben kafama göre hareket edemem ki." Anında ağlamaya başladım. Şu iki günü herkese zindan ederim ben. " Tamam tamam ağlama geliyorum ben."
Bir valiz hazırlamaya başladı. Bende hemen Endeavoru aradım.
-Müsait misin?
- Evet Shira. Ne oldu.
- Ben Fuyumi ablayı Yurda götürüyorum. İki günlüğüne. Ben eve geri geldiğimde evde tek bir erkek çalışan olmasın. Fuyumi abla evde tek başına kalıyor ve ona dik dik bakıyorlar.
- Tamam ben hallederim.
Telefonu kapattığımda Fuyumi abla yanıma geldi. Ha bu arada bu olaylar gerçekten oldu. "Gidelim bari."
15 Dakika Sonra
"Buyur Fuyumi abla." Herkes sevinçle karşılamıştı Fuyumi ablayı. Tabi kalacağını söylediğimde kimse neden, diye soramadı.
Todoroki odasında uyuyor. "Fuyumi abla sen şöyle geçebilirsin benim bir iki işim var." "Tamam canım."
Hemen Todorokinin odasına çıktım. Kiliti açıp içeri girdim. Gidip yanına oturdum. Tabi kapıyı gene kilitledim. "Todoroki, Todoroki." Onu biraz dürttüm.
Ama zar zor gözlerini açtı. Uyku sersemi ve çok tatlı duruyor. Yada bana öyle geliyor, bilmem. "Hadi uyan." "Ne olduu." 'U' yu uzatan ağzını yerim. "Fuyumi abla geldi." "Ha?"
"Senin ablan Fuyumi abla ya." "Peki neden?" "Onuda evdeki hizmetlilerden kıskandım galiba biraz. İki günlüğüne burda kalacak." "Senin kıskançlığın çok genel galiba." "En özelleri hariç. Hadi giyinde gel. Sakın kimseye rastlama."
Ona dediğim şeyi düşündürmeden konuştum. Sonra anlaşın ki kalsın öyle. Aşşağıya inmeden önce babamın yanına gittim. Uyuyor yakışıklı babam benim. Neden çirkin değil bu adam ya. Sonra neden kıskanıyorsun.
"Bari bu gün yemekleri ben yapayım." Herkes Fuyumi ablanın yemek yapmasına çok mutlu oldu. Yanlız benim kıskanma durumum çok garipleşmeye başladı. Hâlâ aklım babamın odasındaki çiçekte.
Sonuçta oda canlı. "Hadi Uraraka sen gidebilirsin. Mina sende." İkiside rahatlayarak gittiler. "Ben?" "Sen değil iki gün, iki bin gün kadar kalacaksın!"
Bi yandan da Jiroya bakıyordum. Hırsız, baterici, kulağı bozuk kız seni. "Ojiro gelsene." Onuda boş kalan yanıma oturttum. Nedense onu kıskanıyorum artık.
Galiba bu durum sürekli değişecek. Babam ve Todoroki hariç. Bi dakika ya ben Todorokinin odasındaki aynaları kırdım mı? Unuttum! İki büyük düşmanım belli. O çiçek ve ayna. Ama o çiçekten çok şüpheliyim. Ya çiçeğe dönüşme özgünlüğü olan biri babamın odasına girdiyse. Ya o baba hırsızı Pixie babamı büyülesin diye çiçek koyduysa. Ben duramiyicam artık.
"Ben tekrardan gidiyorum." Denki ve Lida peşimden geliyorlar. Babamın odasına daldım ve çiçeği aldım. Sonrada götürmeye başladım.
Onu gidip Yurdun yanındaki ormana diktim. Tabi bu sürede herkes beni izledi. "Tamam oturun yerinize."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aizawanın Kızı
FanfictionYani bence başlık herşeyi açıklıyor. Kalan bilgileride hikayeyi okuyup öğrenin canım yani çokta zor değil