Ayh burasıda Türkiyemi ne bitmez ateşmiş. Yandı yandı bitmedi. Ama tabi benim mükemmel, eşsiz, harika, eşi benzeri olmayan, bir tane, Herolar Herosu Shiram bununda üzerinden gelir.
Tükendik. Yangının ana kısmına kadar geldik ama ne su nede Todoroki de buz kaldı. Damla damla su atıyoruz resmen. " Ben geldiiim." Todoroki şaşkınlıkla arkaya döndü.
"Hoşgeldiniz Fuyumi Hanım." "Lütfen bana abla de. Nasıl yardımcı olayım ben." Elimle yangının kalan kısmını gösterdim. "Orayı buzlar ile kaplayabilir misin?" "Tabiki."
Biraz durdu sonra ellerini yere koydu. Todorkinin iki katı gerçek anlamda bir dağ oluşturdu. " Bu yeterli mi?" "Fuyumi abla hiç kurtarma ajansına gitmeyi düşündün mü?"
Bayağı bi güldü. " Maalesef sınıfım ile çok mutluyum." "Eh o zaman böyle büyük durumlarda çağırmak için arasam olur mu?" "Böyle olursa tamamdır."
"Todoroki seni görünce çok şaşırdı." Onlar Todoroki ile sarılırken Hawks ve 13 geldi.
"Sonunda bitti yangın. Hawks, Shira ve diğerleri siz olmasanız daha kaç can mahvolacaktı. Shira gözümden kaçmadı durumu çok yönettin." "Çok teşekkürler. Elimden geleni yaptım."
Hawks anlatmaya başladı. Abartıyor yani. "O olmasa ben biraz daha geç gelmeyi planlıyordum. O bana diğerlerine haber verme fikrini sundu. Sonra kendi sınıfını aradı. Kriz yönetiminde gayet iyi."
Fuyumi abla bi elini omzuma atayım deyince ufak bi inledim. "Ah pardon." "Sorun yok Fuyumi abla. Kolumu kırmak zorunda kaldım da o kadar."
"Anlamadım?" "Ateş buraya doğru geliyordu bende hava akımını değiştirmek zorunda kaldım. Bunun bedelide hafif değil yani."
Geldi kolumla ilgilenmeye başladı. 13 koşarak tekrardan geldi. "Yine bir yangın başlamış. Biz gidiyoruz." Hemen ayağa kalktım "Bende geliyorum."
Hawks bana baktı ve konuştu. " Sen otur oturduğun yerde. Biraz dinlenmeliyiz. Biz sonra gelmeliyiz 13 iyi değiliz."
"Ama-" "Shira kolun kırık. Tüylerim bitti. Todorokinin buzu kalmadı. Ojiro bayağı bir yandı. Lidanın yeniden kendine gelmesi gerek. Yapabilecek birşeyimiz yok."
Birşey yapmam gerek. "O zaman uzaktan müdahele yapalım." "Birşey yapma ve otur. En son ne zaman uyudun sen."
Ahh evet uyku. Canım çıktı diyebilirim. "Sende bilmiyorsun." Hawks tam devam edecekken 13'ün adamlarından birisi daha geldi. "Efendim yangın çıkan yerde sivillerde varmış. Bay Endeavor geliyor siz yinede gelmek ister misiniz."
Hawksı tutup kendime çektim kulağına konuştum. "Ben gideceğim. Kendimi asla Endeavora ezdirmem." Oda kafasını salladı. " Biz ikimiz geliyoruz. Çocuklar dinlensin."
Herkes geleceklerini belirttiler. Bir yangın yeri daha. Hemen 13'ün yanına gittim. "Yangının ana yerini söndürebiliriz belki. Ancak orda sivil var mı?" "Hayır yok ama nasıl söndüreceksiniz?" "Bizde buzul kardeşler var."
Hemen Todoroki ve Fuyumi ablayı götürdüm. Tam yangının ana noktasında güçleri ile tamamen durdurdular. " Tamam sizlik bu kadardı siz şimdi oturun."
Ne derlerse desinler onları oturttum. "Sero bağla bizi. Hawks yukardan sen izlersin bizi." Sero bantlayınca yola çıktım. Bir köyü boşaltıyorlar. "Ojiro ve Lida yardıma gidin hemen."
Koşarak gittiler. Bir kadın ağlayarak ateşe gidiyordu. Hemen gidip onu tuttum. " Ne yapıyorsun kadın. Ölmek mi istiyorsun!" "Kızım orda!"
Hemen ateşin önündeki ağacı gösterdi. " Sen kaç ben alacağım." Sol yumruğumu hazırlayarak gittim. Hızla yere vurdum ve bir süreliğine akışı değiştirdim. Hemen ağaca zıpladım.
"Merhaba minik kız. Senden istediğim ellerini boynuma bağla, kollarımı kullanamıyorum." Dediklerimi yapınca koşmaya başladım. Kadına kızını verdim. İki kolumda kırık halde.
"Kayıp birisi var mı!!" Olağan gücüm ile bağırıyordum. Bir genç yanına geldi. "Kardeşim dağa odun toplamaya gitmişti." "Tamam hemen gidiyorum."
Dağ patikası tamamen yanmış. Bende kıyıdan köşeden giderek daha çıktım. Bir genç taşın üzerine çıkmış bekliyordu.
Hızla yanına gittim. " Bak seni kurtaracağım. Ama dediklerimi yap. Ellerini boynuma bağla. Kollarım kırık." "Bacağım sıkıştı!" "Tamam ama taşı kırar kırmaz tutun bana."
Hızla taşı patlattım. Adamda hemen bana sarıldı. Hızla koşarak gitmeye başladım. Eğer gittiğim yol yanarsa yandık. Ki yanmış. " Bak ben seni ateşlerin tepesinden atacağım sende beni orda bekleyeceksin. Hemen geliyorum."
Bir taşın tepesinden adamı ateşlerin olmadığı yere attım. Zaten ince bir duvar gibi yanmıştı. Bende ateşe basa basa geçtim.
Geri bana sarıldı. "Kolların fena kırılmış. Ayrıca çok teşekkür ederim." "Sorun yok!" Hemen adamı bıraktım. Bende artık güç kalmadı. "Yardım edin!"
Gene ne var. Hemen adamın yanına gittim. "Hayvanlar orda. Kapağı açsanız kaçacaklar." Ateşlerin tepesinden atlayarak geçtim. Ben takılınca bantta koptu.
Sağ ayağımla kapıyı parçaladım. Bütün hayvanlar can havli ile ateşten koşarak kaçtılar. "Stajyer ölmeye kalkma sakın!" Hawks inip beni geri aldı.
"Diğer kolunuda kırmışsın." "Ama kızcağızı kurtardım. Ama daha fazla birşey yapamam." Ama bir bakınca zaten bitmiş ya. Bende ne çok ama dedim ama. Amaaaan boşver.
"Ben çok yoruldum." "Hadi uyu biraz bende seni bırakayım." Hawks hemen beni Fuyumi ablanın yanına bıraktı.
"Ama sen diğerinide kırmışsın olmaz ki böyle." "Tamam anne." Fuyumi abla ufakça gülümsedi. Yaptığı şeyler acılı olsa bile hissetmiyorum şu an.
"Todoroki kızı tutsana sen biraz. Bu telefon önemli." Valla birinin üzerinde uyumam gerek. Örtüyü alıp üzerime örttü.
"Hava örtü için sıcak değil mi?" "Evet sıcak ama üstüm yırtıldı. Sende biraz beni serinletirsen daha rahat olacağım."
Ohh buz gibi klimanın dibine yattım. Gözlerimi kapattım. Biraz saçımla oynuyordu. Tam böyle uykuya dalarken birşey duydum. "Uyu Shiram. Sen çok yoruldun." Tepki veremeden uyudum.
UwU uWu Uwu uWU uwU. UWUWUWUUWUWUWUWUWUWUWUWUWUWUWUWUUWUWUWUWW. Ve UwU. Shira adına ben sevindim lan. Ayırca öküz hâlâ uyumaya devam ediyor. Ben olsam bende uyurudm ama baygınlık geçirdiğim için. Gerçi Shoto bana öyle birşey diyecek direkt yapışırım ama konumuz bu değil. Konu: ÖKÜZ SHİRANIN, PRENS SHOTONUN ONA 'SHİRAM' DEMESİNE RAĞMEN UYUMASI.
SİNİR KRİZLERİGİĞİĞİĞ
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aizawanın Kızı
FanfictionYani bence başlık herşeyi açıklıyor. Kalan bilgileride hikayeyi okuyup öğrenin canım yani çokta zor değil