Söz

244 28 3
                                    

Nasılsınız insancıklar.  Ben iyiyim. Dikkat bu bölümde sövebileceğiniz şeyler var. Ayrıca ben birşey demek istiyorum. Ben kitabı yazmayı bitirdim. Finale kadar geldim. Ha bu arada kitap o kadarda kısa değil yanlış anlamayın. Ancak sizce final nasıl olmalı. Evli mutlu çocuklu haller falan yoksa sizin istediğiniz final tarzlarından birini yapalım bilemedim.



Hemen büyük evin kapılarını çaldım. Kapıyı çok tatlı bir hanım açtı.    "Merhabalar. Kime bakmıştınız."     "Ben Todoroki Shoto için gelmiştim."   "Ben ablası Fuyumi. Gel içeri gel."

Todorokinin ablası çok tatlı birisi ya.   "Birşeyler ister misin?"     "Ha yok teşekkürler Bayan Fuyumi benim Todorokiyi görmem gerek o yüzden rahatsız ettim.

Fuyumi abla gülerek yukarı çıktı. Yaklaşık bi 5 dakika sonra geldi.  "Todorokiyi uyandırmayı başaramadım da."     Ruhu yalan söylüyordu

"Hmmm demek uyanmadı. Birde ben uyandırsam."    Fuyumi abla endişeli gibi duruyordu. Gidip omzuna iki tane vurdum.  "Endişelenmeyin  ona zarar vermem. Uyanık olduğunu da biliyorum. Biz onunla iyi arkadaştık ancak bazı olaylar yüzünden çok kırgın bu yüzden iyice soğudu bana karşı. Eğer başarabilirsem Todoroki diğer insanlara karşı çok daha açık  olur."

Fuyumi abla tamam anlamında kafasını salladı.  "Yukarda sağdan ikinci oda."  Hemen Todorkinin odasına girdim.   "Gelmemeni söylemiştim."

"Ağlamak korkulacak birşey değil."  Todoroki şaşırdı.    "Odanın içersinde pencereler açık olmasına rağmen çok sıcak ve yastığında yeni oluşan bir yanık lekesi var."

Anlamıştı.   " Neden geldin."      "Todoroki karar verdim ki gitmeden önceki birkaç günümü sizinle beraber geçireyim. Sizi olabildiğince çok dertten kurtarayım.  Ayrıca hediyeni vereyim."  

Bu küreyi bir gün içinde bir dükkanı kapattırıp yaptırdım. Bütün paramıda bu bitirdi.

Ona küreyi uzattım. Kürenin bir tarafı sıcak ve ateşler ile dolu diğer tarafı ise soğuk ve buzlar ile kaplı.   "Bak ordaki tuşa dokun."     Bir el çıkıyor ve tam ortadaki çocuğa uzanıyor. 

"Todoroki sağdaki tuşa dokunursan eli kabul edeceksin eğer sola basarsan kabul etmeyeceksin."       Bende aynı şekilde elimi uzattım.

Ondan sadece bir gülüş yada sağa tıklamasını bekliyorum.

Yazarın Anlatımıyla

Todoroki sol tarafa bastı. Shiranın kaldırdığı eli umutsuzca düştü.  

Küredeki sayfa değişti ve çocuğun bir tarafı donmuş diğer tarafının ise yanmış halde kaldı.

Ancak bu kürenin özelliği hangi tarafı seçersen diğer taraf sonsuza kadar yok olur. Todoroki daha bu durumu anlayamadan Shira umutsuzca aşşağıya indi. 

Fuyumi onu gülerek karşıladı.  "Nasıl geçti tatlım."    "Kötü geçti Fuyumi abla. Bu zaten beni son görüşün."

Fuyumi çok üzgündü. İlk gelen kız ile bu bir değildi çünkü.  Todoroki ise hala sayfayı çevirip diğer tarafı getirmeye çalışıyordu. Kendisince Shiraya biraz ceza verip geri dönecekti.

4 Gün Sonra
Shiranın Ağzından

Artık herkese veda etme vaktim. Önce Midnight  gelip beni sıkı sıkı kavradı.  "Seni çok özleyeceğim minicik kız."  Bir göz yaşım böylece düştü.

Present Mic yaklaştı. Ben yine onun boynuna sarıldım. "Ayrılıyoruz ha."   Bir göz yaşı daha.

Recovery Girl yere bakarak yaklaştı.  Minicik elleri ile sarıldı. "Görüşürüz kızım..."   

Mina,Uraraka, Tsuyu ve Momo geldiğimizden beri ağlıyordu.   Onlara son kez sarıldım.  "Bizi unutma. V-Vraaaak."  Tsuyu tekrardan ağladı.  

"Tabi unutmaz unutursa onu asitlerim ."     "Unutamaz zaten."    "Unutturmayız kendimizi."  Onlar kendi kendilerini teselli ediyorlardı. Ben tek kelime bile edemiyorum.

Denki bana yaklaşmıyordu bile.  Kirishima ile yumruğumuzu tokuşurduk.  "Görüşürüz kanka."    "Görüşürüz kırmızı kanka." 

"Keşke gitmeseydin Shira-chan. Bize çok yardım ettin."    "Ben senin arkadaşınım Kıvırcık Marul. Tabiki yardım edeceğim."

Midoriya alışmıştı böyle seslenmeme. Garip olan ise Minetanın ağlaması.   "Hadi gel son bir hatıra fotorafı çekelim seninle."   Bu sefer izin verdim. Minetanın göz yaşları ile çekildik.

Tokoyami yanıma geldi.  " Seni çok özleyecek birisi var."  Ben daha birşey diyemeden Dark Shadow üstüme atladı.  "Bende sizi özleyeceğim."

Denki yavaşça geldi. Gelip bana hızlıca sarıldı. Gözyaşlarını hissedebiliyorum. Sesi bile gitmişti. "Gitme."     Bu benide ağlatmaya başladı.

"Gitmem gerek Denki."     "Gitme nolur."   Beni daha çok sıkmaya başladı.   "Yapamam Denki. Üzgünüm."    Denkiyi yavaşça üzerimden aldılar.

"Geliyorum bir dakikaya."  Hızla Tomura ile kararlaştırdığımız yere gittim.  "Geç kaldın."    "Sen çok erken geldin Tomura."     Tomura bile üzgündü.

"Artık beni sonsuza kadar göremeyeceksin bu anın tadını iyi çıkar derim."     "Anneni öldürdüğüm vakit seni buraya getireceğim."

"Tomura seninle görüşmek istemiyorum."    Anlamamıştı.  "Sana bağlanmak  istemiyorum. Sen kötüler birliğinin başındasın. İllaki bir gün seninle savaşmam istenecek. Eğer sana bağlanırsam bunu yapamam."

"Haklısın o zaman bu gün bizim veda günümüz. Ama yinede seni üzdüğü için geberteceğim onu."    Gelip bana bir abiymiş gibi  sarıldı. 

Ona güvendiğim günkü gibi ağlamaya başladım. "İstemiyorum Tomura gitmek istemiyorum. Ama eğer burda kalırsam herkese zarar verecek. Todorokiye verdiği gibi herkese zarar verecek. Babama, arkadaşlarıma, sana, herkese. Ancak mecburum. Ama kalbim ve ben asla gitmek istemiyoruz."

O da benim gibi biraz ağladı.    " Seni kurtaracağım merak etme."     "Bende yardım ederim. Ama bu durum öğrenilmese daha iyi olur."   Hiih  babam.

"Baba şey."    "Herşeyi biliyorum. Anneni durdurmamız için bize sadece 3 ay ver. 3 ay sonra burda güvende olacaksın."     "Söz mü."     "Söz."

Gidip babama  sarıldım.  " Ben gideyim bari." Her zamanki gibi yok oldu Tomura.

Bunca kişi olmadan 3 ay.

3 Ay Cehennem Ateşlerinde  Yanacağım Demek Bu



Gitmeğğğ.  Nedense kendim gittiğim için üzülüyorum. Ama geldiğimde o alçak Shotonun babasının şarap çanağına tüküreceğim. Kırmızı gözlerinden nefret ettiğiminin çocuğu.

Aizawanın Kızı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin