Selam ballarım. Nasılsınız bakalım ben şahsen iyiyim. Hmm ilk defa şuana kadar hiç yapmadığım birşeyi yapacağım ve galiba utanıyorum. Eğer isterseniz, kesinlikle zorlama ya da yönlendirme algısı ile bi alakası yok, benim bir kitabım daha var. Eğer ilginizi çekerse hoşunuza giderse ona da bakabilir misiniz. Tabi zevk meselesi sevip sevmemek size kalmış. Hadi neyse fazla uzatıyorum iyi okumalar size. <3
"Hepimiz güzelce azar işittik." "Ama haklıydık." Diğerleri bize gülüyordu. Neymiş efendim ne güzel azarlanmışız, Peh. "Midoriya! Bakugo! Shira! Hepiniz buraya gelin."
Baba gene ne yaptık. Hemen dışarı çıktık. Uyuşuk Bakugo sallana sallana geldi gene. "All Might sizinle konuşmak istiyor."
Hemen All Mightın olduğu odaya girdik. "Gelin genç kahramanlar. Sizinle önemli birşey konuşmam gerek." Ruhundan okuyabildiğim kadarıyla? All Might korkuyor?
"Ne var lan. Gece gece kaldırıp durmayın beni!" "Kacchan böyle konuşmamalısın." "KES LAN DEKU!" "İkinizde susun! All Might sen devam et."
Ellerini ovuşturmaya başladı. "Nerden başlanır bilmiyorum. Ama şunu söylemeliyim ki Midoriya çalıştırmalarını acilen hızlandırmalıyız." "Ne oldu All Might?"
Derince bir nefes verdi. "Bu büyük savaş çok yakında olacak. Tomura ve askerleri fazlası ile güçlendi çocuklar. Kahramanların gücünün yeteceğinden emin değilim. Ama şunu söyleyebilirim ki yakında bir baskın olacak. Bu durum herşeyi belli eden olay olacak."
"BİR DAKİKA." Nolur bu olmasın. "Babam şimdi, o göreve mi gidiyor?" " ... " Hemen ayağa kalktım. Bakugo kolumu yakaladı. "Shira korktuğunu anlıyoruz ancak o herife birşey olmaz eminim."
"Hayır Bakugo. Ben artık ailemden bir kişiyi daha kaybedemem." Bakugodan kurtulduğum anda koşarak babamın yanına gittim.
Beni beklediği belliydi. Koşup ona sıkıca sarıldım. "Biliyordun. Bu duyguları yaşayacağımı biliyordun." "Üzgünüm Shira ama bunu yapmazsam binlerce çocuğun hayatı mahvolacak."
"Peki ya senin çocuğun. Ya sana orda birşey olursa. Ben artık istemiyorum. Ne kahraman olmak nede etrafımda kahraman birisi istemiyorum."
Ağlar vaziyette Yurda girdim. Herkes bana baktığında koşarak odama çıktım. Kendimi kaybetmeme çok az kaldı.
Ya babamda ölürse abla?
Hayır! Öyle birşey olmayacak. Odamın kapısı açıldı. "Gelebilir miyiz." Görebildiğim kadarıyla Tsuyu, Momo, Mina ve Uraraka kapıdaydılar.
Daha fazla durmayıp içeri girdiler. "Ne oldu bu kadar az vakit içinde." Ben artık konuşamayacak duruma geldim. Tabi zihin okuyan birisi olmadıkça benim içimdeki düşünceleri kimse anlayamaz.
"Hanımlar siz dışarı çıkar mısınız." Todoroki hepsini kovdu. Gelip yanıma oturdu. "Bana anlatabilirsin Shira merak etme." "O-oda gidecek Todoroki."
"Kim Shira?" "Babam! Artık ailem diye birşey kalmayacak! Önce annem, sonra kardeşim, şimdide babam giderse ben yaşayamam." "Aizawa Senseinin hiçbir yere gittiği yok! O hep senin başında olacak."
Biraz daha bana sarıldı. "Asla seni bırakmayacak. O her ne olursa olsun bir baba ve seni canından daha çok seviyor. Bu yüzden seni bırakmaz!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aizawanın Kızı
FanfictionYani bence başlık herşeyi açıklıyor. Kalan bilgileride hikayeyi okuyup öğrenin canım yani çokta zor değil