Nasılsınız beyler and bayanlar. Bak bak ingilizce seviyem yaa. Yani harikayım, eşsizim, mühammelim, yani ne kadar iyiyim ya. Ya kendimi çok seviyorum iyiki ben varım. Canım ben.
Yine hastanede uyandım. "Sonunda uyandın Shira-chan." Kıvırcık Marul? "Yani bence çokta benzemiyorum." Lanet-lanet-lanet. "Bunu içimden söylemeliydim boşver. Neler oldu bana anlatır mısın." "Şey biz ikimiz kavgayı ağır atlatanlarız. O yüzden burdayız."
Of kollarım hala fecaat ağrıyor. "Babam nasıl?!" "Aizawa Sensei ve Therteen biraz ağır durumdalar ancak hayati bir tehlikeleri yok." Ohh rahatladım.
"Ayrıca benziyorsun." "Ha?" "Kıvırcık marula benzediğin konusunda hâlâ fikrim değişmedi." Midoriyada, Uraraka gibi kıpkırmızı oldu.
"Shira-chan." Uraraka gelip üzerime atıldı. Bütün sınıf buradaydı. "Hepimiz geçmiş olsun dileklerimizi sana sunarız." Lida her zamanki gibi değişik konuşmaya devam ediyordu.
"Hepimiz çok iyi iş çıkardık. Ancak siz savaşın tam ortasındaydınız. Siz ayrıca zorlandınız." Tokoyami endişeli şekilde konuşuyordu.
"Hepinize teşekkür ederim ancak burda sadece 3 kişi kalsa diğerleri çıksa. Biraz dinlensek bu sayede."
Tokoyami, Uraraka, Todoroki ve Denki kaldı sadece. " Tamam ben çıkarım. Ancak dikkat edin ikisinede." Tokoyami fazla ses çıkarmadan gitti.
Gözlerimi kapatıp biraz dinlenmeye başladım. Denki beni izliyor Todoroki ise kitap okuyordu.
"Canın çok acıyor mu, kırık fazla zorladı mı seni, Nomu ne kadar güçlüydü, fazla uğraştınız mı, ne ka-" "URARAKAAAAAAAAAAAAA." Olağan gücüm ile bağırmıştım. Denki sandalyesinden düştü. Todoroki kitabını düşürdü. Bunlar tabi komik olsada konumuz bu değil.
"Özür dilerim." "Canım, birtanem bağırdığım için kusura bakma ama biz hastayız ya hani, hani benim iki kolum kırık ya. Biraz dinlenmem gerek diye bütün sınıfı kovdum ya. Nolur biraz sessiz ol bak yalvarıyorum."
Midoriya ve Denki gülmeye başladı. Todoroki bile sırıtmaya başladı. "Dost musunuz düşman mısınız belli değil. Siz ikinizden bahsetmiyorum bile. Hele sen, şurda kırk takla atsak gülmezsin ben kafayı yemek üzereyken mi gülüyorsun."
Bu sefer herkes Todorokiye gülmeye başladı. İçeriye All Might girdi. "Merhaba genç Shira ve genç Midoriya. Nasılsınız bakalım." Ben daha cevap veremeden ses geldi. "Baksana gayet iyiler. Hatta hemen okula gitseler iyi olur." Herkes ayağa kalkmıştı.
"Öyle mi seni zeki fare. Bize saldırı düzenlendiğinde nerdeydi o aklın acaba. Bana bak hemen git burdan yoksa hıncımı orda çıkaramadım seni burda mahvederim." "Tamam gidiyorum." "Çakma kahraman seni "
Herkes çok şaşırmıştı. "O an iki kolum kırık olmasaydı elimde kalmıştı." Denki tekrardan gülmeye başladı. "Beni 5 dakika kadar Midoriya ve Shira ile yanlız bırakma ihtimaliniz var mıdır." Herkes hemen odadan çıktı.
"Evet Shira sana söz verdim. Bu olayları anlatma kısmında." Midoriya şaşkın şekilde bakıyordu. "Benim gücüm Wan For All bildiğin gibi. Bu güç yıllardır birbirinden aktarılan bir güç. Ustamdan bana benden de başka birine geçmesi gerekiyordu. Bende U.A. ya öğretmenlik için değil varisimi seçmek için gelmiştim ki daha okula varamadan Midoriyaya bu gücü teslim etme konusunda emin oldum."
"Yani bu senin gittikçe güçsüzleşeceğin anlamına geliyor. Hatta bir gün emekli olacağına belki o güne kadar ölebileceğin anlamına geliyor." İkiside yüzünü eğdi. Ölecek Zamanı buldu buda. "Çocukken hiç inanamazdım, senin güçsüz kalacağına, ölebileceğine. Ama her ne olursa olsun sen birtek benim değil bütün çocukların kalbindeki tek kahramansın. Halkın gönlünün birincisisin. Kötülerin korktuğu tek kişisin. Asırlar sonra bile hatırlanacak tek kahramansın."
All Might gelip bana sıkıca sarıldı. "Ancak bunu başkasına belli etmemelisin. Sende Midoriya." "Senden başka kimseye söylemedik. Değil mi Midoriya." Midoriyada kafasını salladı.
All Might eski bedenine kavuştu. "Ben gidiyorum minik savaşçılar sizde dinlenin." Camdan uçarak gitti. Bende arkamı döner dönme göz yaşlarımdan birkaçını saldım.
"Sen ağlıyor musun." "Yok öyle birşey." Ben asla ağlamam. İçeri tekrardan diğerleri girdi. "Midoriya gitmemiz gerekmiş öyle söylediler." Uraraka Midoriyanın koluna girdi. "Ben size yardım edeyim." Denkide diğer koluna girdi. Midoriyayı götürdüler.
"Biraz çekilde yastığını çevireyim uğraşma ." "Hı?" "Ağlaman yastığı ıslatmış." Lanet burdan çevirmeliyim. "Ben asla ağlamam." "Merak etme bende babam için çok ağladım. En azından seninkisi iyi biri." "Anlatmak istersen." "Ben asla uzun soluklu sohbet etmek istemem. Senin gibi."
Bu mesajı anlamam uzun sürmedi. Eğer ona yaklaşabilirsem içini dökmek istiyor. Ancak bunu yapmam imkansız. "SHOTOOOOOOO." Endeavor bağırarak içeri girdi. Todorokinin yüzü düştü. Endeavor bana bakmaya başladı.
"Her zaman seni görüyorum. Sürekli kendini yaralamak ve oğlumu peşinde sürüklemek zorunda mısın." Todoroki birşey diyemeden konuştum.
"Sende İki numaralı kahraman olarak dışarda kötüleri durdurmak yerine kazık kadar oğlunun peşinde koşmak zorunda mısın. Belki bunu yapmayıp biraz işine odaklansan saldırıya uğramazdık Endeavor."
Todoroki geri durmuş kavgamızı izliyordu. "Çok küstahsınız. Özelliklede bana karşı bunu yapmanız büyük terbiyesizlik." "Ben babam dışında kimseye karşı geri çekilmem. Bunu anlasan iyi olur Endeavor." "Öyle olsun genç hanım. Ben size diğerleri kadar katlanmam. Bunu aklınıza sokun isterseniz."
Ufak bi güldüm. "Sana katlan diyen olmadı. Ayrıca hemen gitmezseniz personeli çağırmak zorunda kalabilirim." "Hadi Shoto gidiyoruz." Endeavor arkasını döndü. Todoroki bana bakmaya başladı. Bana fark etmez işareti yaptım.
"Sen gidebilirsin." "Shoto bu iş önemli." Todoroki peşinden gitti. Tam kafamı koydum 5 dakika rahatladım içeri o girdi. "BEN GELDİİİİİM." Present Micin ne işi var burda. "SS SENİ EĞLENDİRİCEM." Denki arkadan el sallıyor. Hemen bende yardım butonuna bastım. "Hey hey napıyorsun Shira." "Üzgünüm ama birdaha kulağımdan kan gelmesini istemiyorum."
Güvenlikler Present Mici alıp götürdü. "Denki onu niye peşinden getiriyorsun ki." "Ya ben gelince peşime takıldı. Pardon." "Lütfen sus. Biraz uyumalıyım."
Kafamı güzelce koydum. Yastığıma yerleştim. Bacaklarımı uzattım. Yan yattım ve üstümü güzelce örttüm. Artık rahatça uyu- "Uyan bakalım Shira." Midnight. "Seni artık çıkaracağız evine gideceksin."
"Ya yeter ya bi uyutmadınız beni. Bıktım hepinizden. Yani be-benimle hoooh ne alıp veremediğiniz var." Hmm çok hmm sinirliyim. Midnightın bayıltıcı yeteneği ile uykuya daldım.
Uyuma yöntemi iki. Midnight! Canım benim ya. Belkide animede en sevdiğim karakter yani. Hayır yani adam akıllı sahnesi yok ama çok seviyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aizawanın Kızı
FanficYani bence başlık herşeyi açıklıyor. Kalan bilgileride hikayeyi okuyup öğrenin canım yani çokta zor değil