B.29 Unutulan geçmiş

598 91 67
                                    

Fatma Gül 🌹

Fatma Gül 🌹

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"... Ve hiç bir zaman anlamıyorum, daha önce kimsenin yapmadığı şekillerde gözlerini üzerime dikmeni"

Belimde duran elleri beni kendisine çekti ardından sımsıkı sarıldı bana bu beni iyice germişti bana sarılmasını istemiyordum. Çünkü onun kollarında iken mantıklı hareket edemiyordum.

"Özür dilerim ama ben sevmekten korkuyorum. Sevdiklerimin hepsi tanıdığım gibi kalmıyor."

"Bende korkuyorum" diye itiraf ettim. Benimde sevdiklerim ilk tanıdığım insanlar olarak hiç bir zaman kalmadılar.

"Her ne kadar korksam bile ben sana bir söz verdim kızıl ve bu sözü tutacağım senin yanında olup seni kurtaracağım"

Ya sonra?

Sonra ne olacak sırf korkuyoruz diye beni kendine alıştırdıktan sonra gidicek misin? Kendime bile itiraf edemesem de sadece seni sevmekten değil beni bırakman da korkuyorum

"Sen beni anlarsın değil mi kızıl?"

Anlardım değil mi? Yaralı bir insan başka bir insanın yarasını anlar mıydı? Hala onun kollarında olup gözlerini görememek beni rahatsız etti yüzünü ve gözlerini görmek istiyordum.
Hafifçe ondan uzaklaştığımda mavi harelerini benim yeşilliklerime dikti.

Yine aynısını yapıyordu yine seviyormuş gibi bakıyordu ve ben yine ona kanıyordum.

"Bilmiyorum." Diyerek dürüst davrandım tıpkı onun beni sevdiğindeki cevabında yaptığı gibi.

"Peki sen beni anlar mısın?"

Aşk, sevgi, güven yada diğer herşeyden önemlisi bir insanın birbirini anlamasıydı. Bunların içinde birbirini anlamak yoksa birşeyler ifade etmezdi.

"Anlatırsan, anlarım"

Diyerek karşılık verdi. İçimdeki ona karşı olan güven kırıntısı her zaman ki gibi yerini koruyordu. Anlayışlı bakışları ile beni esir almıştı.
Gözlerimdeki on karşı olan hissi görmüş olacak ki yüzünde buruk bir tebessüm yayıldı.

"Deniz kenarına gidelim mi?"

Diye sordum yüzündeki hafif tebessüm daha da büyürken beraber yürümeye başladım. Burdan sahile çıkan yolu tam olarak bilmediğim için sadece ona yak uydurdum.

Bakışlarım onda değil de yavaşça ilerleyen ayaklarımızdaydı. Her ne kadar normal yürüyüşünden daha da yavaş ilerlese de ona ayak uydurmak zordu ve hep bir adım gerisinde kalıyordum.

Adımlarımı hızlandırıp onun büyük adımlarına yetişmeye çalıştım. Bunu fark etmiş olmalı ki gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı ve adımlarını yavaşlattı artık zorlanmadan onunla aynı hizada gidebiliyordum.

kızıl melek Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin