B.35 Canımın canı

496 88 21
                                    

Fatma Gül 🌹

Keyifli okumalar ✨

....

"Dudaklarımın dudaklarının üstünde olması bu sigara kadar yakmıyor içimi"

Urazın anlamlı ve aşkla bakan gözleri gözlerimde iken tekrar dudaklarına ulaştı.

Hayır hayır onu öpmek cennet değildi... Onu öpmek araftı cennete çok yakın aynı zamanda da çok uzak cehenneme girmek kadar kortucu ama yanmak isteyecek kadar güzel...

"Böyle konuşma" diyip bakışlarımı kaçırdım. "Ve öyle bakma"

"Nasıl bakıyor muşum?" Nasıl baktığını gaye iyi bildiğine emindim sözlerinde ki alaydan bunu anlayabiliyordum.

"Sanki dünyada bir tek ben varmışım gibi bakıyorsun değerli bir şeymiş gibi..."

Gerçekten de böyle bakıyordu bunu söze dökmese de bakışları ile bana bunu hissettirebiliyordu. Ondan ayırdığım bakışlarımız tekrar ona döndürdüm yine her zaman gibi bakıyordu ama daha da anlamlı daha da güzel bakıyordu. Mavi Gözlerini gözlerime sabitlemişti

"Çünkü benim dünyamda bir tek sen varsın"

İki elini de yanaklarıma sabitledi elindeki sigaraya dikkat ederek yanaklarımdan tutup yüzümü yüzünün hizasına getirdi ardından uzanıp önce anlıma sonra yavaş ve narin bir şekilde gözlerime ve burnuma küçük öpücükler kondurdu.

"Ve sen benim tek değerli varlığımsın"

Son olarak dudaklarıma küçük bir öpücük kondurup geri çekildi. Yüzümde tüm yaşanılanlara rağmen bir gülümseme oluştu. Beni böyle bir durumda bile gülümsetebilen tek kişiydi.

"Bugünü devam ettirelim mi? Yoksa yarın mı?"

"Yine nereye gideceğiz"

Diye endişeli gözlerle sordum herhangi bir gerçeği daha kaldıracak durumda değildim. Urazın yüzünde anlayışlı bir ifade geçti.

"Korkma kafanı dağıtman için seni bir yere götüreceğim ve birde Canan hanım ile görüşmen gerekiyor"

Canan hanımla görüşme düşüncesi beni bir yandan rahatlatıyor bir yandan da geriyordu ve şuan her ne kadar bir psikolog da olsa urazın bana vereceği huzuru asla veremezdi.

"Şey..."

Diyerek ona biraz daha sokuldum ve başımı göğsüne yasladım hala onun kucağında iken bu durum onu memnun ediyor ki gülümseyerek kollarını bana daha çok sardı. Kafamı hafifçe kaldırıp uraza aşağıdan baktım.

"Bugün canan hanıma gitmesek ama o bahsettiğin yere gitsek?"

"Hım düşünmem lazım"

Tek kaşımı kaldırıp uraza baktım normalde şuan hemen bunu kabul etmesi gerekiyordu dudağım istemsizce büzüldü.

"Büzme o güzel dudaklarını gideriz tabi"

Dudaklarım tekrar eski halini aldı dudaklarımda ki gülümseme ile birlikte onun kucağında sarılarak oturduk.
Uraz telefonunu alıp birine mesaj yazıyordu ama yerim o kadar rahat ve güzeldi ki kafamı kaldırıp bakamadım bile.

Urazın karamel kokusunu derince içime çektim. Kokusunu beni huzura erdiriyordu bunca olan şeyden sonra onunla huzur bulmak tuhaf ve alışılmadık bir durumdu.

Uraz belimdeki iki elinden birini çekip burnuma dokundu. Ardından burnumu iki parmağının arasına alıp sıktı.

"Napıyorsun? Acıdı"

kızıl melek Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin