2! 3!

Bölüm 8

Medium: Arda Orbay

-"Ne?" Dedim yüzünü yüzüme fazlasıyla yaklaştıran Kas yığınına.

-"Ne ne?

-"Neden bu kadar yakınlaştın?

-"Güzel görünüyorsun."

Şaşırmış bir şekilde gözlerinin içine baktım. Utanmıştım ve yanaklarım kızardı.

Bir dakika!

Şuan Mira bize bakıyor. Hassiktir ona ne diyeceğim.

Kas yığınını umursamadan koşarak çıktım sınıftan, arkamdan seslendiğini duysam da asla dikkate almadan koşmaya devam ettim.

Sınıfa geldiğimden nefes nefese kalmıştım. Nida yoktu. Sırama oturup soluklandım.

Ne yapacaktım şimdi?

Neden kabul ettim ki?

Neymiş efendim kimsenin beni yanlış anlamasını istemiyormuşum da ya başlayacağım kendime.

Neyse ne olacak ki alt tarafı oturup izleyeceğim.
Ama Mira'ya ne diyeceğim her şeyi gördü derken Mira'dan mesaj geldi.

BUZDOLABI

Buzdolabı : N'oluyo Derin Hanım?

Ne diyeceğim bilemiyordum.

Derin: Bu bir otomatik whatsapp mesajıdır. Lüften daha sonra tekrar deneyiniz.

Buzdolabı: Derinn!!! Çocuğu dövdürtme bana.

Derin: Hayatımın Anlamı sen eve git valla akşam toplaşıp konuşcaz bu meseleyi.

Okunmamış yeni bir mesaj

DERİN ÇEVRİMDIŞI
BUZDOLABI ÇEVRİMDIŞI

Mira'nın ne yazdığına bakmadan telefonu kapatıp cebime attım. O sırada Nida geldi baya telaşlı gözüküyor olacağım ki

-"Hayırdır kız ne bu surat platoniklerinden biri manita mı yaptı?"

-"Dalga geçme Nida!" Şuan sana ihtiyacım var lütfen hiçbir şey sormadan Mira'yı al ve eve git akşam konuşucaz.

-"Ay ciddi mevzu var hiç benlik değil geriliyorum bak germeyin beni."

-"Aşkım n'olur.. Eve gelirken sana bir kutu muzlu süt alıp gelicem.

-"Muzlu süt aşkına, bana bunlarla gel. Kaçta çıkalım istersin? İstersen hemen alıp eve götüreyim."

-"Tamam abartma Nida çıkışta direk eve götürüp ben gelene kadar idare etsen yeter."

-"Sen nereye?"

-"Sanane? Muzlu sütü ben alıyorum sus ve dediğimi yap."

Nida'nın cevap vermesine kalmadan Hoca sınıfa girdi. Önümüze dönüp dersi dinledik.

...

-"Nida çantamı bırakıyorum nolur çantamı da al ben tuvalete diye çıkıcam tamam mı?"

Nida hiçbir şey demeden onaylarcasına kafasını salladı.

Hocadan izin alıp çıktım sınıftan. Koşarak dans odasına gittim henüz kimse yoktu biraz tedirgin olsam da içeri girdim aynadan kendimi görünce korkarak geri adım attım.

-"Beni izlemeye mi geldin cidden?"

Bu Kas yığınıydı.
Arkamı dönmeden önümdeki aynadan terlemiş vücuduna baktım. Oldukça erkeksi bir vücudu vardı.

-"Şimdi de beni mi dikizlemeye karar verdin?"

Hemen gözlerimi ondan ayırarak ayak uçlarıma baktım.
Sırıttığını hissedebiliyordum.

-"Başlayalım mı?"

-"Başlayalım mı derken?" Şaşırarak arkamı dönüp yüzüne baktım.

-"Dans edicez."

-"Ah hayır hayır dans ediceksin. Ben sadece izlemek için geldim."

-"Peki öyleyse oradaki telefondan bir şarkı seç"

Dediğini yaparak aynanın dibinde duran telefona doğru ilerledim, şarkı listesinden herhangi bir şarkı açıp telefonun yanında duran sandalyeye oturdum.

O kadar güzel dans ediyordu ki insanın eşlik edesi geliyordu. Gülümseyerek 3 dakikalık şarkı boyunca onu izledim.

Şarkı bittiğinde yanıma gelerek.

-"Eşlik etmek ister misin?" Dedi sakin bir o kadar istekli bir sesle.

-"Ben dans edemem ki." Dedim sanki biraz üzülmüştüm. Dans etmeyi seviyordum ama hiç gerçekten kareografilere uyarak dans etmemiştim.

-"Sadece bana odaklan" dedi göz kırparak.

Ayağı kalktım, uzattığı elini çekinerek tuttum.
Bir eliyle elimi diğer eliyle belimi tutuyordu.
Birbirimize fazlasıyla yakındık, nefesi suratıma çarpıyordu.

-"İlk adımını sağa at 2! 3! .. evet harika." dedi, gözlerime odaklanmıştı. Kafamı kaldırıp yeşil gözlerine baktım. Gözleri yakından daha yakışıklı görünüyordu.

-"Obaa.. pardon knk siz devam edin."

Okulun popüler çocuğu Kerem girmişti içeri.
Korkup Rüzgarı ittim.

-"Sakin ol Kerem bir şey yapmıyoruz." Dedi bana bakarak.

Utanıp kafamı eğdim.

-"Geç oldu ben eve gidiyorum kızlar beni bekliyor." Diyerek hemen hızlı adımlarla kapıya ilerledim.

-"Yarın görüşürüz."

Rüzgar'ın söylediklerine karşılık vermeden yürümeye devam ettim.

Okulun kapısına geldiğimde Özgür'le karşılaştım.

-"Civciv? Napıyosun bu saate, kızlar nerde?"

-"Bir işim vardı Mira'yla Nida'yı gönderdim."

-"Selin?" Dedi merak edercesine.

-"Ha o biraz hastaydı bugün gelmedi."

-"Nesi var?" Endişelenmişti her halinden belliydi.

Tam bir şeyi yok diyecektim ki

-"Ateşi falan var ya hiç iyi değil." Demeyi tercih ettim. Ee arkadaşlık bunu gerektirir.

Sözlerime devam ettim.
-"İstersen bize gidelim kendi gözlerinle görmüş olursun hem sen yeni evimizi de görmedin."

Onaylarcasına kafasını salladı.

OYLAMAYI UNUTMAYIN LÜTFEN💜💜