Bölüm 29

63 9 0
                                    

Herkes bana bakıyordu ben ise Rüzgar'a.

—"Biraz konuşalım mı? Rüzgar gözlerini gözlerimden ayırmadan konuşmuştu.

Ağır hareketlerle Selin'in kolundan çıktım.

—"Kızlar siz girin ben geliyorum."

Bir şey demeden kapıya yöneldiler o sırada Rüzgarla bakışıyorduk. Kızlar içeri girince Rüzgar bana doğru ilerledi.

O konuşmaya başlamadan ben söze girdim.

—"Buraya yakın bir cafe var oraya gidelim mi?"

Rüzgar hiçbir şey söylemeden omuzlarımdan tuttu ve konuşmaya başladı.

—"Gerek yok kısa sürecek."

Gözlerinin içine bakmaya devam ettim.

Derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı.

—"Eğer hala eski sevgilinden hoşlanıyorsan bunu bana söylemeliydin. Aptal gibi peşinden koşmazdım. O gün arabada, burada kalma sebebinin hoşlandığın adam olduğunu söylediğinde benden bahsettiğini düşünmüştüm-"

—"Rüzgar-"

Konuşmama izin vermiyordu.

—"Derin!"

Kafasını eğdi, nefes verdi biraz bekledi  ve tekrar kaldırdı. Kafasını kaldırdığında gözleri kızarmıştı.

—"Umarım mutlu olursun."

—"Rüzgar-" sesim ağlamaklı çıkmıştı.

Konuşurken boğazım düğümlenmişti.

Hiçbir şey dememe izin vermeden ellerini omuzlarımdan çekti ve arkasına bile bakmadan gitti. Bense onun gidişini izledim. Yanaklarım ıslandı. Henüz sevgili bile olmamışken bu ayrılıkta neyin nesi?

Yere çöktüm, olduğum yerde kaldım öylece. Vücudumun ağrısı bir yana kalbimin ağrısı da eklenmişti acıma.

Kapı açıldı, bu Selindi. Sanırım bizi dinlemişti. Hiçbir şey söylemeden kollarımdan tutup kaldırdı beni. Sımsıkı sarıldı.

—"Her şey düzelicek merak etme."

Daha fazla ağlamaya başladım.

...

Bir gün istirahat ettikten sonra ertesi günü tekrar okula geldik. Geç saate kadar uyumadığımdan gözlerim kan çanağına dönmüş, uykusuzluktan ölüyordum.

Tanıdığımız arkadaşlarımız ve öğretmenlerimiz geçmiş olsun dileklerini ilettiler.

Ortam çok gergindi sanki. Daha doğrusu etrafımda Rüzgar olmadığı için iyi hissetmiyordum. Ders biter bitmez sınıftan çıktım ve kafeteryaya doğru ilerledim. Her şey gayet normaldi ama ben değil.

Büyük bir boşlukta sıkışmış gibiydim. Seslensem de kimse duymuyordu beni. Çok farklı bir duyguydu bu.

Sabah kahvaltı yapmadığımdan acıkmıştım karışık tost alıp herhangi bir yere oturdum.

Yanımdaki sandalyenin hareket ettiğini hissettiğim an kafamı kaldırıp sandalyeyi hareket ettiren kişiye baktım, bu Sudeydi.

Oturur oturmaz konuşmaya başladı.

—"Nasılsın Derincim?"

(Iyy samimiyetsiz) her zaman canım -cım gibi samimiyetsiz kelimeler ve eklerden nefret etmişimdir.

Şaşırmış bir tavırla karşılık verdim.

—"İyiyim Sude, sen?"

—"İyi bende ne olsun. Emirle barıştınız sanırım. Anlattı bana bir de senden duymak istedim."

2! 3!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin