1000 yıl kadar önce
Genç kız eteklerini çekiştirerek büyük akmeşe ağacının altına oturdu. Upuzun kahverengi saçları ve gözleriyle küçük kalkık burnu ,dolgun dudakları ahenk içindeydi adeta.
Topladığı rengarek çiçeklerle kendisine taç yapmaya çalışıyordu. Yüzündeki küçük tebessümü eksiltmeden.
Hatta o kadar çok dalmıştı ki yanına yaklaşan gölgeyi fark etmemişti bile.Genç adam onun bu haline gülerek yavaşça yanına oturdu. Kılıcını çimenlerin üzerine bıraktı ve kızı seyretmeye başladı. Onu seviyor muydu?
Evet tabikide. En iyi arkadaşıydı genç kız onun. Tabikide seviyordu.
Amaris nihayet yanına oturanı fark ettiğinde yaklaşık on beş dakika geçmişti. Korkuyla geriye sıçrasa da adamın sakinleştirici sesi ve yüzüyle rahatlamıştı.
"Hey! Sakin ol Amaris. Benim Elijah."
Amaris çocuğu görünce istemsiz olarak kızarmıştı. Kalbi hiç olmadığı kadar hızlı çarpıyordu ,yuvasından çıkacakcasına. O günden beri bu haldeydi. Ormanda bacağını sararak ona yardım eden centilmene aşık olmuştu küçücük yaşında. Ve hala daha aşıktı.
Ama ne yazık ki Elijah onu görmüyordu bile.
"Sen ne ara geldin buraya?"
"Seni uzaktan görünce yanına uğramak ve konuşmak istedim. Fakat o kadar huzurluydun ki bozmak istemedim."
Amaris kafasını önüne eğerek tebessüm etti.
"Taca bakabilir miyim?"
Amaris'in itiraz etmesine fırsat kalmadan elinden almıştı Elijah. Geriye küçük küçük mırıldanmalar kalmıştı.
"O... Daha bitmemişti kötüdür..."
Amaris duymadığını zannediyordu ama duymuştu çocuk.
"Yanılıyorsun. Bence çok güzel. Ama tabikii..."
Elijah kızın kucağındaki çiçeklerden alarak tacı yapmaya devam etti.
"Bitirilmesi gerek."
Amaris çocuk tacı bitirirken sessizce onu izledi sadece. Mutluydu.
"Son olarak ta..."
Elijah cebinden çıkardığı orkideyi tacın tam ortasına yerleştirerek kıza uzattı.
"Orkidesiz olamazdı. Değil mi orkidem?"
Amaris daha fazla kızaramayacağını düşünüyordu. Ama yanılmıştı. Domatesten daha beter bir haldeydi.
Titrek elleriyle uzandı ve tacı aldı. Alırken elleri birbirlerine değmişti ve bu Amaris için çok büyük bir mutluluktu.
Tacı takarak yeniden Elijah'a baktı ama onun dikkati başka bir tarafa kaymıştı.
Uzakta arkadaşlarıyla kıkırdayarak gezen Tatia'ya...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELIZABETH : House Of Mikaelson
FanfictionGeçici zevkler,hevesler,kalp kırıkları yarım kalan aşklar,körelmiş duygular... Kökenlerin Mystic Falls'a gelişiyle herkesin hayatı altüst olmuştu. Stefan,Elena,Damon,Bonnie,Caroline... Hepsi Klaus'un başlarına gelebilecek en kötü şey olduğunu düşünü...