...
Aylar sonra
_Virginia'da küçük bir kasaba_
...
"Jane-Anne burada mı?"
Gülen gözlerle sormuştu. Umutla.
Barmen kız, karşısındaki kadına bakarak iç çekti. Onu burada görmekten bıkmıştı adeta. Bıkmıyordu gelmekten, kendisine sarkıntılık eden adamlardan çok daha uzun süredir buradaydı.
Git artık dercesine baygın baygın baktı ve Elindeki bardağı silerken yanıtladı.
"Az önce geldi."
İşaret parmağı ile arka taraftaki odayı gösterdi.
"Orada."
Tebessüm etti kadın.
"Teşekkür ederim. İyi çalışmalar."
Mutlulukla ilerlemeye başladı, at kuyruğu olan saçları uçuşuyordu adeta. Uğurböcekli bir toka takmıştı.
O giderken barmen arkasından mırıldandı gizli bir hayranlıkla.
"Saçları uzamış ha..."
...
Jane-Anne elindeki tarot kartlarına son kez baktı ve masaya attı. Sıkılmıştı artık bu aptal durumdan. Dönmek istemiyordu ama dönmeliydi o New Oreleans çukuruna.
Kız kardeşi ve cadı arkadaşları oradaydı. Onları kaderlerine, Marcel pisliğine terk edemezdi. Marcel'i yenmelilerdi.
Gözü içeri giren kadına kaydı ve bir sırıtma kapladı yüzünü.
"Saçları uzamış."
Yeneceklerdi. Ataları ve Tanrı onun yanındaydı.
Neşeli bir ses doldurdu odayı.
"Amaris!"
Jane-Anne ayağa kalktı ve kadına yaklaştı. Hoşgeldin dercesine neşeyle açmıştı kollarını.
"Gelmişsin!"
Amaris, usulca gülümsedi.
"Gelmeyip ne yapacaktım ki, Elizabeth için tek umudum sensin Jane."
Jane-Anne de tebessüm etti, karşısındakinin omzunu sıktı desteklercesine.
"Tabikide, hiç kuşkun olmasın."
Birbirlerine tebessüm ettiler bir süre. Jane-Anne eliyle sandalyeleri işaret etti.
"Hadi gel otur."
Bu sırada birisi daha içeri girmişti.
"Jane-Anne!"
İkisi de aynı anda gelene baktılar. Kahverengi uzun saçlı, garip bir giyim tarzı olan bir kadındı.
Amaris kafasını hafifçe sağa eğdi süzmeye başladı, bu kadını tanıyor gibiydi. Gözü bir yerlerden ısırıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELIZABETH : House Of Mikaelson
FanfictionGeçici zevkler,hevesler,kalp kırıkları yarım kalan aşklar,körelmiş duygular... Kökenlerin Mystic Falls'a gelişiyle herkesin hayatı altüst olmuştu. Stefan,Elena,Damon,Bonnie,Caroline... Hepsi Klaus'un başlarına gelebilecek en kötü şey olduğunu düşünü...