Geçici zevkler,hevesler,kalp kırıkları yarım kalan aşklar,körelmiş duygular...
Kökenlerin Mystic Falls'a gelişiyle herkesin hayatı altüst olmuştu. Stefan,Elena,Damon,Bonnie,Caroline...
Hepsi Klaus'un başlarına gelebilecek en kötü şey olduğunu düşünü...
Barın biraz ilerisindeki karanlık sokağa doğru ilerliyordu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Baştan aşağı siyah giyinmişti ve yüzündeki ifade anlaşılmıyordu. Fakat sokağın başına geldiğinde iyice belirginleşmeye başladı.
İğrenme...
Kulaklarına gelen ahlaksız seslerle kusacak gibi hissetti kendini. Ama geri dönüşü olmadığını bildiği için midesini tutmaya çalışarak sokağa adımını attı.
Kesinlikle nefret ediyordu.
Bakmamaya çalışarak hızlıca geçmeye çalıştı. Ama maalesef her köşe başında sevişen çiftler ya da sarhoş adamlar olunca iş biraz zor oluyordu. Üstelik her yer inleme sesi doluydu.
"Ah! Ahh!! Bebeğim geliyorum! Geliyorummm! Ahhh!" (İstemsizce gülüyorum sizede oldu mu? Hdbhxjxjxjx Filmde olsa gülmem ama yazınca neden güldüm hdbdhxbxhx)
Şahit olduğu şeyle iyice kötü hissetti kendini. Eğer güçleri yerinde olsaydı burayı hepsinin başına yıkar canlarını alırdı.
Biraz ilerdeki binayı görünce derin bir nefes aldı. "Küçük sürtüğü buldum işte." diye düşünerek daha da hızlandı. Ama önü yarı çıplak bir adam tarafından kesildi. Tabi,böyle bir sokağa girmenin faydası olabilir miydi ki?
"Hey tatlım hadi gel, sende katıl. Bu beni kesmedi."
Kaldırımda tamamen çıplak yatan kadını göstererek söylemişti.
"Belki senin küçük kıçın ve girişin daha iyi iş görür de..."
Erkekliğini aniden Elizabeth'e bastırarak devam etti.
"Beni tatmin eder. Zevki doruklarda yaşarız beraber."
Elizabeth'in sinirden çenesi kasılmıştı. İlk önce yerde yatan kadına ardından tekrar adama baktı. Biraz oyun oynamaya karar verdi.
Ellerini adamın omuzlarında gezdirip kendini daha çok bastırdı.
"Ah böyle bir kadının seni tatmin etmesini mi bekledin bebeğim? Becerdiğin kadınları daha özenli seçmelisin. Seni öyle çok inleteceğim ki sesin diğer kıtadan duyulacak. Söz veriyorum."
Eli yavaşça aşağı iniyordu ve adam da boynuna yönelmiş öpmeye başlamıştı. Elizabeth onun iyice kendini kaptırdığını anladığı anda sinsice gülümsedi ve eline ne ara aldığı belli olmayan bıçağı erkekliğine sapladı.
Adam acı bir kıvranış ile yere düştü. Üzerini giyinmeye çalışan kadın ise korkuyla çığlık attı ve giyebildiği giysileriyle kaçmaya başladı.
Elizabeth gözlerini yerde gözyaşları ile inleyen adama çevirdi. Tehlikeli bir şekilde gülümseyerek eğildi.
"Ben her zaman sözümü tutarım tatlım. Bak,seni hayatında hiç olmadığı kadar inleteceğimi söyledim ve inletiyorum. Artık sende o küçük sikini tutmayı ve kadınları bir çöp olarak görmeyi bırakırsın."
