Bölüm 41 | Ana Kötü

255 41 14
                                    

...

Rebekeh ve Genevieve yan taraftaki odalardan birinde kendi geçmişlerini yad ederken, Klaus ve Elizabeth ise konuşuyorlardı.

Daha doğrusu Klaus konuşup duruyordu.

Gözlerindeki öfkeyle karşısındaki bitkisel cadısal garip şeyler yapan kadına baktı.

"Aile gibiydik, arkadaştık, dosttuk, sevgiliydik. Nasıl bunların hepsini bir anda silebilirsin? Nasıl bize bu kadar kin tutabilirsin?"

Elizabeth alayla gözlerini devirdi, karışımını hazırlamaya devam etti, takmadan.

"İnan bana bilmek bile istemezsin, bunun için oldukça bol zamanım oldu."

"Anlamıyorum seni, anlayamıyorum. Nasıl... benimle gülüp, oynayan, dans eden hatta bana kafa tutan kıza ne oldu böyle? Sana ne oldu?"

Kadın hala daha takmıyordu.

Karışımı bir kenara ayırdı ve ellerine bakarak yüzünü buruşturdu. Eldivenlerindeki kanlar hala gitmemişti.

Aceleyle yıkamaya başladı musluğu açarak. Kan gerçekten midesini bulandırıyordu, özellikle kendisine bulaştığı ve temizlenmediği zaman.

Temizlemeye uğraşırken, Klaus'un alaylı sesi kulağına geldi.

"Ne yani? Bu kadar zamandır o kanı çıkarmak için mi bu uğraşıyorsun? Yoksa kandan iğreniyor musun? Güldürme beni, sanki vampir olduğunu bilmiyorum."

Devam etti kafasını sağa eğerek.

"Sanki seninde insan kanı sömürdüğünü bilmiyo-"

Sesi kendisine daha doğrusu kafasına atılan bıçak ile kesilmişti. Ondan kaçmak içi kafasını eğmişti.

"Kes sesini! Beni kendinle karıştırma Klaus Mikaelson!"

Sinirle yanına geldi Elizabeth, adamın. Yakasından tuttu, kendisine çekti. Dişlerini sıkıyordu 

"Sen benim hakkımda ne biliyorsun ki? Ne bok biliyorsun, söylesene!"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Sen benim hakkımda ne biliyorsun ki? Ne bok biliyorsun, söylesene!"

"İşte sorun da bu. Bilmiyorum."

Klasu, nazik bir sesle devam etti deminkinin aksine.

"Anlat bana."

Öyle yakındı ki kadına...
Konuştukça dudakları birbirine değiyordu. Eğer bu konuşma daha da fazla uzarsa şüphesiz ikisinden biri dayanamayıp yapışırdı bir diğerinin dudağına.

Elizabeth, bir kaç saniyeliğine donmuştu. Dudağı titrer gibi oldu, transa girmişti sanki.

Klaus onu büyülüyordu sanki, etkisi altına alıyordu, tekrardan.
Tanıdık his vücudunu sardı.

Ne olduğunu anlamadan mırıldandı.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
ELIZABETH : House Of Mikaelson Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin