1000 Yıl Kadar Önce
"Daha ne kadar daha gideceğiz, Beth?"
Amaris yorgunluk bacaklarını tutarak eğildi. Nefes nefeseydi ve her yeri ağrıyordu. Bu lanet karanlık ormanda günlerdir yürüyorlardı ama sonuç yoktu. Elizabeth arkasında kalan kıza baktı ve ona yaklaştı. Koluna girdi.
"Az kaldı Amaris, birazdan bir at arabasına binecegiz merak etme."
"Nasıl bu kadar eminsin? Ayrıca bu intikam meselesi...yapmak zorunda mıyız?"
Kızın kollarını sıkıca tuttu Elizabeth. Onu sarstı.
"Bir söz verdik Amaris, hatırla. Bu intikamı alacağız. Onlar bebeğini bizden aldı,ailemizi bizden aldı. Biz o yangında yanarken bizi terk ettiler. Söyle bana onlara kızgın degil misin?"
Amaris acıyla baktı bir süre. Sonra gözünde bir öfke belirdi.
"Tabikide kızgınım ve nefret doluyum!"
Kızın kendisini tutan kollarından kurtuldu.
"Ama bu neye yarar? Ben sen ya da onlar gibi değilim. Hızlı veya güçlü değilim, vampir değilim, cadı değilim, kurt değilim.."
Geriye gitti ve kollarını açtı iki yana.
"Ben hiçbir şey değilim, basit bir insan parçasıyım. İşe yaramayan güçsüz bir kızla ne yapabilirsin ki? Ben ne yapabilirim ki?"
Elizabeth ona doğru endişe ile atıldı ve ellerini tutmak istedi.
"Öyle söyleme-"
Amaris ellerinin çekerek arkasını döndü.
"Sende bunu biliyorsun, yalan söyleme Elizabeth. Aptal değilim. Be olduğumun farkındayım. Yaşlanacağım ya da birisi beni gebertecek. Sonra ölüp gideceğim, sen yüzyıllar boyun genç kalarak yaşayacaksın ama ben yanında olamayacağım. "
Hüzünle kıza döndü.
"Bunun için üzgünüm. Güçsüz olduğum için üzgünüm Eliza. Yalnız kaldığın izin üzgünüm."
Elizabeth ona hemen yaklaştı ve ellerini sıkıca tuttu.
"Ben yalnız değilim ve kalmayacağım. Sen gitmeyeceksin, güven bana."
"Nasıl?"
"Sadece bana güven Amaris. Bir yolunu bulacağım."
Kız usulca kafa sallarken kızıl kız gülerek geri çekildi.
"Öyleyse hızlan çünkü güney Fransa'daki gidiş biletimiz geldi."
"Ne-"
Amaris soramadan Elizabeth kendisini yola attı. Yaklaşmakta olan araba bununla durmak zorunda kaldı. İçinden çıkan bir adam kıza bağırmaya başladı neden yola atladığı ile ilgili.
Elizabeth sadece güldü ve alayla ona yaklaştı. Henüz yeni öğrenmiş olduğu telkin etme gücünü adamda kullandı."Bundan böyle bana hizmetçisi olduğun leydiye davrandığın gibi davranacaksın. Leyin artık benim."
Adam sözleri tekrar ederken arkadan iyi giyinmiş bir genç kız çıktı.
"Neler oluyor! Bune cüret sende kimsin!"
Elizabeth ona doğru baktı,üzerindeki kıyafetleri inceledi.
"Ne sevimli şeyler öyle."
Arkasındaki diğer kadını gördü ve iki genç kıza sırıttı.
"Hemen aşağıya inin sevgililerim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELIZABETH : House Of Mikaelson
FanfictionGeçici zevkler,hevesler,kalp kırıkları yarım kalan aşklar,körelmiş duygular... Kökenlerin Mystic Falls'a gelişiyle herkesin hayatı altüst olmuştu. Stefan,Elena,Damon,Bonnie,Caroline... Hepsi Klaus'un başlarına gelebilecek en kötü şey olduğunu düşünü...