Bölüm 43 | "Mikaelson etkisi"

283 37 15
                                    

...

"Ah! Hadi ama Davina(!) Ne oldu yapamıyor musun yoksa?"

Cadılar, ortadaki kıza alayla güldüler. Özellikle bunların arasında, Monique öne çıkıyordu. Olabildiğince eziyordu kızı.

"Bir gülü bile açtırmayı başaramayan sen mi, bize yeniden katılıp cadı olacaksın? Güldürme bizi(!)"

Yeniden kahkahalar havaya yükseliyordu. Davina ağlayacak gibiydi, bu kadarı ona çok fazla geliyordu. Kaldıramıyordu.

Elindeki kuru gülü yere düşürdü ve yüzünü kapatarak koşmaya başladı. Giderken yanlışlıkla kapşonlu birine çarpmıştı. Ağlamalarının arasından, eğilerek özür diledi. Yüzüne bile bakamamıştı.

"Özür d-dilerim."

Ve koşmaya devam etti mezarlığın arka tarafına doğru. Çarptığı kişi, onun arkasından bir süre baktı anlamsızca.

Mavi gözlerinde garip bir bakış vardı. Çok geçmeden, kızın peşine düştü.

Merak ediyordu.

Onu arka bahçe tarafında, bir ateşin başında buldu. Uzaktan izlemeye başladı. Kız, ateşe hükmetmeye çalışıyordu ama nafile.

Başaramıyordu.

En sonunda ağzından ve burnundan kanlar akmaya başlamıştı. Yere çöktü hüzünle, acı acı ağlıyordu.

"Neden,neden,neden! Neden yapamıyorum, lütfen yardım etsin biri...atalar...lütfen, birisi..."

Yere kapandı. Diğer hasat cadılarına yardım eden başka usta cadılar vardı. Ama hain ilan edilen kendisine yardım eden kimse yoktu.

Herkes onu dışlıyor, nefret ediyordu.

Yüzüne bile bakan yoktu, istemiyorlardı. Davina, artık böyle yaşamaya katlanamıyordu.

Pişmandı.

Kafasında yeniden yükseliyordu ataların nefret dolu sesleri, onu lanetleyişleri,öteki tarafta o kısa ölüm süresinde çektikleri...

Kafasını tutarak daha da fazla çığlık atmaya başladı. Burada ölüp gitse ne iyi olurdu.

Ne de olsa seveni de yoktu.

O, bu düşünceler içerisinde acıyla kıvranırken uzaktan onu izleyen yeşil gözler dolar gibi oldu. Acı vericiydi.

Kıza bakarken kendisini görüyordu, o nefret ettiği anıları gözünün önüne seriliyordu. Ateşe hükmetme çabaları...

Başarısızlık ve hüsran...

Bunları en iyi o bilirdi belkide. Yumruğunu sıktı.

Davina Acı yüzünden ciddi anlamda öleceğini düşünmeye başladığı zaman, omzunda bir el hissetti bir anda. Bu elin varlığı ile, tüm acı da yok olmuştu.

Derin bir ferahlık gelmişti, yerine. Serinlik,rahatlama, ev hissi, huzur hissi...

Kapalı gözlerinin ardından usulca nefes alıp verdi. Yavaş yavaş sakinleşiyordu. Omzundaki elin sahibini merak ediyordu.

En sonunda, cesaret edip gözlerini açtı. Yavaşça kafasını kaldırdı ve omzuna elini koyan hemen baş ucunda dikilen kadına baktı.

Siyah kapşonlu kadındı bu. Tabi şimdi kafasını açmıştı, kısa kızıl saçları meydandaydı. Davina usulca mırıldandı, kadının gülen yüzüne ve mavi gözleri karşı.

"Siz kimsiniz? Daha önce hiç görmemiştim."

Kadın daha da gülümsedi. Eliyle kızın omzunu sıktı.

ELIZABETH : House Of Mikaelson Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin