...
Çok geçmeden ardı ardına başka patlamalar da olmuştu.
Anlaşılan birileri bataklığın çeşitli yerlerine bombalar saklamıştı. Ve bu saldırıların hedefi, Amaris'ti.Kraliçe.
Pek şasıracakları bir olay değildi tabikide.
Hiç kimsenin yaralanmadığı bir şekilde bitirmek isterlerdi ama hayır.
Eve...Patlamaların birinde, araç altında kalmış ve sonunda da dayanamayıp hayata veda etmişti. Henüz... Henüz kurtulamamışken özellikle.Amaris kendisini suçlu hissediyordu. Onu kurtaramadığı için. Böyle olmasını istememişti ama...
Kimin yaptığını bile bilmiyorlardı. Marcel'den hesap sormak istemişti ama... Sonuç hüsrandı. Doğruyu söylemek gerekirse kız bunun Marcel'in işi olduğu konusunda da şüpheliydi.Başka bir şey olmalıydı gözden kaçırdığı. Göremediği, atladığı...
Elijah yeniden ısrar etmeye başladı, kıza onu hedef aldıklarını, eve dönmesi gerektiğini söyledi. Ama Amaris tarafından sertçe reddedildi.
"Ev mi ne evi? Benim bir evim yok, Elijah."
İşte, ayrılıkları böyle olmuştu.
Yapacak bir şey de yoktu. Kurtları yalnız bırakmak istemiyordu.
Elijah için onları bırakmayacaktı.Her ne kadar onun gitmeden önce kendisine attığı o bakışlardan etkilensede...
Yapamazdı.
Ailesi buradaydı. Ona ihtiyacı olan, koca bir aile buradaydı. Ve Amaris, onları terk edemezdi. Elijah'ın yıllar önce kendisine yaptığı şeyi, o bu insanlara yapamazdı.
Elijah...
Amaris'in anlamadığı şey işte tam olarak buydu. Elijah.
Ne istiyordu hala daha? Yeterince parçalanmamış mıydı? Yeterince canını yakmamış mıydı bu herif?İstemiyordu.
Adamın ise aklında çok başka şeyler dönüyordu. Eve ile o ölmeden önceki son akşam olan, konuşmaları aklında dönüyordu. Kendisi, çalılıkların arasından usulca, ateşin çevresinde oturmuş kurtlar ile sohbet eden kıza bakıyordu. Amaris'e.
Eve, adamın arkasından usulca yaklaşmış ve tam yanında durarak o da onun baktığı gibi kadına bakmıştı. Ama Elijah büyülenmişçesine bakıyordu hülyalı hülyalı, orası ayrı.
"Her gece her gece, Artık gelmene gerek yok. dedi hafif bir tebessümle.
"Bir sıkıntı olursa ben sana haber veririm. Amaris..."
Gözleri kendisine bakmayan Elijah'tan çekildi ve yeniden karşılarında gülüşerek yanındaki kurtlar ile konuşan Amaris'i buldu.
"O gayet iyi idare ediyor. Ondan beklendiği gibi,kanının getirdiği şekilde doğuştan bir liderlik vasfı var. Herkesi şaşırttı."
Bu söyledikleri zaten hafifçe sırıtan Elijah'ı daha da gülümsetmeye yetmişti.
Aynı büyülü ifade ile kızı izlemeye devam ederken, gözünü ondan alamaz iken istemsizce fısıldadı."Herkesi değil."
İmasını, kadın gayet iyi anlamıştı. Ve bi ima,kesinlikle daha da fazla tebessüm etmesine neden olmuştu.
...Bu sırada Cami de, amcası Kieran ile büyük bir mücadele veriyordu. Unutulmuş, baş başa dertleri ile kalmış o zavallı genç kadın...
Adamın, durumu artık çok, çok kötüydü.
Elleri bağlı ya da zincirli olmadığı zamanlarda durmadan, başkalarına saldırıyor öldürmekten bahsediyordu.
Artık dayanılamaz olmuştu. Korkunçtu. Bir korku filmi edasında.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELIZABETH : House Of Mikaelson
FanfictionGeçici zevkler,hevesler,kalp kırıkları yarım kalan aşklar,körelmiş duygular... Kökenlerin Mystic Falls'a gelişiyle herkesin hayatı altüst olmuştu. Stefan,Elena,Damon,Bonnie,Caroline... Hepsi Klaus'un başlarına gelebilecek en kötü şey olduğunu düşünü...