...
Günler şu gibi aktı geçti.
O olay da atlatıldı.
Amaris ve Elijah'ın arası bir tık daha iyi olmuştu. En azından kız, artık adama sanki düşmanıymış gibi ayarsızca sözler söylemiyordu. Daha nazik olmuştu.Zaten gündemleri başka başka şeylerdi.
Marcel ordu topluyordu, anlaşılan saldırmaya hazırlanıyordu. Krallık için.
Kieran,Cami'nin amcası,kız tarafından nedeni bilinmeyen bir şekilde başka ülkeye yollamıştı. İnsanların liderlik koltuğu boş kalmıştı. Bu yetmezmiş gibi Francesca denilen kadın izinsizce o koltuğa yayılmıştı hakkı olmamasına rağmen.Tabii, yüzük meselesi de vardı. Klaus, annesinin büyü kitapları aracılığı ile Genevieve'ye kurt adamlar için dolunay kontrolü için, yüzük yaptırıyordu.
Biyolojik babasının taşıdığı o yüzükten....Yüzüğün tamamlanma ve yapım aşaması bu akşam,şuan bitiyordu. Ama biten sadece o değildi.
Kimse sözünü tutmadı.
Aniden malikaneye vampir ordusu saldırınca Tüm vampirler kökenler de dahil olmak üzere savaşa inmişlerdi.
Geriye kalan,insan sandıkları kurtlar ve cadılardı. Ve bu en kötü haberdi.Meğerse aralarında onlardan gizli başka bir anlaşma daha varmış.
Amaris, bunu kökenler çıktığı ve Francesca denilen insan kılıklı kurdun kıkırtısını duyması ile anlamıştı.Bu bir tuzaktı.
Ve anlaşma yemleri, kurtların yüzükleri ile Amaris'in ta kendisiydi.
"Seni sürtük yalancı kurt bozuntusu!"
Hırsla kadına saldırmak istedi ama Monique'nin arkasından mırıldandığı büyüler ile sendeledi.
Başı dönüyordu dünyası kayıyordu. Karardı ve karardı. Yok olana kadar.
Yere düştü, ama sertçe çakılmadan önce bir kaç cadı tarafından yakalanmıştı.Genevieve sertçe kafası ile işaret yaptı.
Genç cadılar ve Monique, birlikte baygın anne ile kiliseye yöneldiler.Genevieve gitmeden önce son kez anlaşma yaptığı kadına baktı ve başı ile selam verdi. Francesca da ona verdi, elindeki yüzükleri sırıtarak sallarken. İşte bu karlı bir alışveriş olmuştu. Cadılar anneyi alır, kurtlar ise yüzükleri.
Doğru olandı.
Sırıttı ve sırıttı. Çok mutluydu. Aşağıdan gelen patlama sesi ile göz devirdi. Bu vampirler gösteriyi ne çok seviyordu.
İşaret verdi adamlarına ve o da kayboldu.
Elindeki yüzükler, taşlar ile artık kurtlar güçlerini özgürce kullanabilirdi. Artık devir kurtların olacaktı. Yıllarca süregelen ölümler nihayet bitecekti. Bu mutlak zaferdi.Sinsice güldü.
Artık kendi kanının, klanının yükselme vaktiydi. Kraliyet, tamamen yok olacaktı. Kalan son prenses, kraliçe cadıların elinde can verecekti.Böylelikle o,kendi krallığını yeniden kurabilecekti. Sonra da...
Sonrada hem cadılar hem vampirler öbür tarafı boylayacaktı.Olması gerektiği gibi.
Dünya yeniden kurtlara ve kurttan gelenlere kalacaktı....
"Bırak beni, bırak!"
Genç kadın çırpındıkça, daha da batıyordu sanki. Umutsuzca yardım bekliyordu,kurtulmak için çabalıyordu. Ama faydasızdı. İki kolundan sıkıca kendisine yapışmış olan cadılar, onu ölüme sürüklüyorlardı.
"Hemen yatırın şuraya!"
Kilisenin merdivenlerini işaret etti Genevieve. Monique itiraz etmek istedi ama kızıl kadın ağzına tıkadı lafları.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELIZABETH : House Of Mikaelson
FanfictionGeçici zevkler,hevesler,kalp kırıkları yarım kalan aşklar,körelmiş duygular... Kökenlerin Mystic Falls'a gelişiyle herkesin hayatı altüst olmuştu. Stefan,Elena,Damon,Bonnie,Caroline... Hepsi Klaus'un başlarına gelebilecek en kötü şey olduğunu düşünü...