...
Balo Marcel'in Strix'e kabul töreni ve benzeri bir şeylere dönerken Elizabeth fazla dikkat etmemişti.
Tristan'ın kendisine Klaus ile ilgili imalarını dinlemiş ve en sonunda parti bitince derin bir nefes almıştı.
Tristan onu ve Klaus'u haset ve kıskançlıkla izlemişti ama onun suçu değildi. Umrunda da değildi. Elizabeth sadece şu Kökenleri öldürecek silahla ilgileniyordu.Ne olabilirdi?
Aradan günler geçerken Klaus'un şükran gününde Aurora, Tristan ve Lucien'i konuşmak için yemeğe davet ettiği kulaklarına geldi Rebekah içindi, minik kelebekleri ona haber vermişti.
Bu kadını sinirlendirdi ve gıcık etti.
Eline konan beyaz kelebeği severken ne yapacağını düşünüyordu. Bir şeyler yapmalıydı. Rebekah'ı o deli kaltak Aurora'ya bırakamazdı her ne kadar ona hala sinirli olsa da. Rebekah'ı seviyordu bunu inkar edemezdi ama içinde bir yerlerde onu sattığı için hala nefret ediyordu.Karışıktı.
En sonunda aklına gelen şeyle sırıtırken ayağa fırladı. Arka odaya gitti ve kapısını kapattı. Üzerini değiştirirken bunun eğlenceli olacağını düşündü.
Siyah botlarını ve kısa elbisesini giydi keyifle. Saçlarını açık bıraktı. Yine aynı tonlarda bur makyaj,kırmızı ruj ve takılarla iş bitmişti. Taktığı kolyesini sakladı, görmelerini istemedi. Sadece gün ışığı kolyesi kaldı ve kuş figürünün ucunu elbisenin içine soktu. Figür kayboldu.
Aynadan bir kez baktı ve aşağıya indi. Sonra kapısından dışarı çıktı. Caddenin karşısındaki Mikaelson evine baktı.
Vampir kulaklarına gelen seslerle artık hepsinin içeride olduğunu duydu. Karşıya geçti. Elini uzattı ve bir kaç kelebek kondu. Onlara bir şeyler fısıldadı, gözleri kırmızı kırmızı parıldadı. Kelebeklerin etrafında kırmızı bir büyü gezdi. Ve minik kelebekleri havaya doğru bıraktı.Arkalarında tebessümle baktı. Sonra Kapıya yaklaştı ve gürültü ile açarken kendi kendine fısıldadı.
"Oyun başlasın."
Açılan gürültülü kapı ile avluda oturanların yönü kapıya çevrilmişti. Elizabeth kapıyı arkasından kapatırken karanlık koridordan geçti, tam karşısında masada oturan beylere ve hanımlara baktı. Alayla güldü.
"Fazla geç kalmadım umarım."
Klaus ile göz göze geldi.
"Malum, hazırlanmak uzun sürdü de. Biz kadınlar işte."
Maviler ona burada ne işin var dercesine bakarken Elizabeth onu görmezden geldi. Aurora'dan bir kahkaha yükseldi.
"Ah,ah. Sevgili Elizabeth lütfen endişelenme. Tam vaktinde geldin her zamanki gibi."
Elizabeth kadına baktı. Aurora da ona bakıyordu. Birbirlerine gıcık gıcık güldüler sinir bozucu şekilde. İkside asla renk vermedi. Tristan ayağa kalkmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELIZABETH : House Of Mikaelson
FanfictionGeçici zevkler,hevesler,kalp kırıkları yarım kalan aşklar,körelmiş duygular... Kökenlerin Mystic Falls'a gelişiyle herkesin hayatı altüst olmuştu. Stefan,Elena,Damon,Bonnie,Caroline... Hepsi Klaus'un başlarına gelebilecek en kötü şey olduğunu düşünü...