Bölüm 50 | Elijah'ın Kayboluşu

107 16 26
                                    

Yorum yapın bol bol yorum okumak çok zevkli please 🥺 sonra benim heves falan puf olup kayboluyor...

...

Gecenin karanlığında Ay oldukça görkemli bir şekilde parıldıyordu. Ayın o kutsal ışığı, bebek Mikaelson'ın yüzüne düşüyordu. Annesinin kucağında usulca uyuyordu.

Amaris telaşla ayağını sallıyordu oturduğu yerde. Arabanın arka koltuğunda oturuyor ve Klaus ile Elijah'ın ön koltuklarda kendi aralarında verdiği kavganın bitmesini bekliyordu.
Korkuyordu.
Bebeğinden ayrılmak istemiyordu. Ama zorundaydı.

"Niklaus, bu kadar yeter."

Klaus sürücü koltuğundan yanında ki ağabeyine göz devirdi.

"Tabiki onurlu ağabeyim Elijah her zamanki gibi haklı, ne gerek var kötü kardeş Klaus'un yorumuna."

"Niklaus!"

"Elijah!"

"Yeter kesin ikinizde!"

Genç kadın bebeği ile birlikte aşağıya indi. Soğuk hava yüzüne çarparken derin bir nefes aldı. Peşinden hemen ikilide inmişti. Aynı anda konuşmaya başlayacaklardı ki Amaris bir bakışı ile susturdu. Azarlamaya başladı ikiliyi.

"İki küçük çocuk gibi kavga etmeyi ne zaman keseceksiniz siz ikiniz?"

"Ama Amaris-"

Elijah itiraz etmek istedi ama kadın müsaade etmedi.

"Ağabey-kardeş canımı sıkıyorsunuz artık. Küçük bebeğin sesi çıkmıyor ama siz ikinizin çenesi durmadı be."

"Amaris, fazla oluyor ama."

"Kes sesini Niklaus. Küçük kötü kurt oyununu başka zaman oynayalım."

"Amaris-"

Amaris onu da susturdu.

"Ve sende kes sesini Elijah, Ağabey vampirlikten artık baba olmaya geçsen mi acaba?"

Kızgın gözleri ikilinin üzerinde geziniyordu. Karşılıklı duruyorlardı, Klaus ve Elijah onun karşısında suç işlemiş,şimdi de azarlanan iki yaramaz çocuk gibi el pençe olmuş mahcubiyetle duruyorlardı.

Uzaktan oldukça komik bir manzaraydı. Rebekah da bu manzaradan oldukça keyif aldı.Uzaktan kahkahaları duyuldu. Sesinin gelmesi ile Amaris o tarafa döndü. Tebessüm etti.

"Rebekah."

Sarışın vampir hızla kıza yaklaştı ve sarıldı. Amaris hala daha kendisini yabancı hissetse de sarılmaya karşılık verdi. Sıkıca sarıldılar birbirlerine.
Sarışın ayrıldıktan sonra Küçük bebeğe baktı.

"Bebek Mikaelson."

Elleri ile oynadı büyük bir mutluluk ve heyecanla.

"O tam bir melek."

Amaris tebessüm etti oğluna bakarken.
Rebekah ise oyunbaz bir ifade ile ona bakıyordu şimdi.

"Şimdiden anne tavırlarını takınmışsın ha. Çocuklara azar çekmeler başlamış."

Kardeşlerine baktı ve güldü. İkili aynı anda kıza baktılar ve homurdandılar.

"Kes sesini Rebekah."

Bu görüntü ve sesler kızın daha da hoşuna gitti. Küçük bir kahkaha attı ve ışıldayan gözlerle yeniden bebeğe döndü. Kendi kendine konuştu.

"Ama keşke kız olsaydı. Zaten ailemizde yeterince erkek nüfusu var. Tek kız olarak acı çekiyorum."

Ofladı ama sonra gülen bebekle göz göze gelince morali yerine geldi.

ELIZABETH : House Of Mikaelson Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin