DAĞLARIN ARDINDAKİ DUMAN

-3-

Vote atmayı unutmayalım 🧡 keyifli okumalar 🧡

Yeni gün buz gibi havasıyla merhaba diyordu bok yuvasından çıkıp eşşiz güzelliğini cürretkar bir biçimde sunan dağlara baktım kaç hain geberdi bu dağlarda kaç şehit düştü kaç ailenin ocağı söndü kim bilir. Arkamdan gelen ayak sesiyle bakışlarımı gelen kişiyle çevirdim tuvalet taşı suratlı mahluk kocaman gülümsemeyle bana bakıyordu günlerim bu şekilde geçip giderken burada 6. Ayı arkamda bırakmıştım şubat ayına giriş yapmıştık bu 6 ay içerisinde çokta birşey olmamıştı bir kaç kadın ticareti birkaç uyuşturucu ticareti birde silah dışında bu 6 ay içerisinde bilerek üç kere yaralanmıştım bunu neden yaptın diye sormayın gittiğim her operasyondan çizik dahi almadan çıkmam dikkatleri üzerime çekerdi en son yaralanmam tesadüfen olmuştu...

Silah ticareti yapmak için sınıra yakın bir yere gelmiştik 30 itle beraber herşey bitmek üzereydi oyalamaya çalışıyordum ama nereye kadar herşey bitti derken aslanların silah sesleri duyuldu an bir rahatlama geldiki size anlatamam bende formaliteden ateş etmeye başladım tek tek it sürüsünü indiriyorduk tek farkla onlar şanlı üniformalarıyla bense üzerimdeki çaput kıyafetlerle sonuç olarak amaç aynıydı ayağa kalkmıştım ki sol omzumdaki acıyı hissettim arkama dönüp baktığım da kendine siper yaptığı yerde silahının namlusunu bana doğrultmuş askeri gördüm tek yaptığım gülümsemek olmuştu gerisini hatırlamıyordum gözlerimi açtığımda başkan denen adam yanımdaydı.

O olayın üzerinden tam 4 ay geçmişti sık sık Albayla konuşup durum bilgisi alıyordum buradaki planları aktarıyordum deşifre olmama çok az kalmıştı bunu çok rahat anlayabiliyordum ballandıra ballandıra anlattıkları kadın gittiği her görevde baskına uğruyordu hepsini geçtim her plandan askerin bir şekilde haberi oluyordu son görevimide yapıp artık geri dönecektim kayanın üzerine oturmuş düşünceler içerisinde kaybolurken insan müsveddesinin sesi duyuldu kulaklarımda bu altı ayda kulaklarımı kesmeyi bile düşündüm.

-Günaydın Heja.

-Günaydın başkan.

-Hayırdır çok dalgınsın.

-Ne zamandır göreve gitmiyorum aksiyon lazım kan lazım kan.

-Bu gün gidiyorsun işte.

-Nedir gideceğim görev.

-Çarşıdaki bomba eyleminin başında sen olacaksın, umarım bu sefer başarılı olursun.

-Tamam başkan bu sefer olmayacak planımı kimse bozamayacak.

-Git yanına alacağın adamları seç bende okul eyleminde olacağım ben gelmeden patlatmayacaksın.

-Yani sen bekleyeceğiz başkan.

Kafa salladı burası boş kalıcaktı yada birini burada bekleteceklerdi bunu Albaya iletmeliydim biz orda bunları bitirirken aslanlar burayı havaya uçurabilirlerdi bu gün herşey bitiyordu hani en başından beri diyordum ya elbet gelecek o gün diye geldi işte bu bok yuvası bu gün içindeki it sürüsü ile birlikte havaya uçacaktı içimden zafer kahkahaları atmaya başlamıştım bile Lara benimle gelmeliydi o ettiği boş tehtidlerini yedirme zamanı gelmişti bok yuvasına son kez girip telefonumu çıkarttım Albayla kısaca durum bilgisi verdim bu sırada Şahin gibi gözlerimle etrafı tarıyordum bunca aylık plan benim dikkatsizliğim yüzünden boşa gitmemeliydi gerekli bilgiyi verip bok yuvasından çıktım gözüme kestirdiğim adamları başkana bildirdim.

-Başkan Larayı ben almak istiyorum.

-Neden Heja.

-Benim işime yarar çünkü.

-Al bakalım ben gelmeden başlamayın bu şöleni kaçıramam.

Kafa sallayıp arabaya doğru yol aldım bitiyordu artık derin bir nefes aldım araba hareket ettiğinde Laranın bakışları üzerimdeydi aldırış etmeden yolu izlemeye koyuldum aslanlarım planlarını çoktan yapmış olmalıydı bunun rahatlığı vardı üzerimde 2 saatlik bir yolun ardından merkezi rahat görebileceğim bir konumda durmuştuk ben yukarıdan izlerken it sürüsü halk gibi meydanda olacaklardı elimdeki dürbünle etrafı kontrol ediyordum bizim aslanlar harika bir şekile kamufile olmuşlardı bomba 30 yaşlarında bir kadının üzerindeydi beynini yıkamışlardı kadının sanıyor ki burda ölünce vatan uğruna öldü cennete gitti yazık çok yazık aradan geçen 45 dakikada ne bir ses ne bir seda yoktu sanırım bizimkiler tuvalet taşı suratlıyı almışlardı o sırada Lara konuşmaya başladı.