İntikam Tutkusu

Nefes Nefese

Bölüm Şarkısı : Yine yazı bekleriz

En anlamlı yemin söz vermektir, En büyük intikam affetmektir, En adi söz hiç sevmedim demek; Ve en güzel cevap gülüp geçmektir

..Ian’ın bakış açısı..

“Effy, Effy uyan hadi geldik.” Yol boyunca uyumuştu. Kolunu dürtüklemeye devam ettim “ Güzellik hadi uyan.”

“ Anne 5 dakika daha “ gözlerini açmadan konuşup uyumaya devam etti. Ah bu kız tam bir baş belası. Arabadan inip onun kapısını açtım. Emniyet kemerini çözdükten sonra onu kucağıma aldım. Allah aşkına neyle besleniyor bu kız. Besleniyor mu acaba. Bir insan bu kadar hafif olamaz. Verandanın merdivenlerini çıkıp kapıyı tıklattım Annesi kapıyı açtı

“ Ne oldu o iyi mi ? “

“ Evet ama partide fazla yoruldu arabada sızdı.” Geçmem için kapıyı iyice açtı. Merdivenleri çıkıp Effy’nin odasına girdim. Onu yavaşça yatağına yatırıp odanın kapısını sessizce kapattım.

“ Onu getirdiğin için teşekkür ederim Ian.”

“ Her zaman bayan Stone. İyi geceler. “

“ İyi geceler.” Kapıyı arkamdan çekip evden çıktım . Arabama atlayıp eve sürdüm. Bu gece iki tane kadınla sevişmiştim. Ama nedense bir türlü tatmin olmuyorum. Sanki bir şeyler eksik. Hatunlarda bayağı ateşliydi aslında. Son birkaç haftadır değişik bir his var içimde . Sanki içimde bir şeyler eksik. Lanet olsun bu histen nefret ediyorum.

.. Effy’nin bakış açısı..

Sabah uyanmamla başımda müthiş bir ağrı hissetmem bir oldu. Penceremi sonuna kadar açıp sabahın taze havasını içime çektim. Yüzümü yıkadıktan sonra eşofmanlarımı ve spor ayakkabılarımı giyip koşuya çıktım. Koşarken yüzüme çarpan serin rüzgar iyice ayılmamı sağlamıştı. Koluma taktığım koşu saati ile ne kadar koştuğumu ölçebiliyordum.8 km gibi bir hedef belirledim. Eve döndüğümde artık iyice kendimden geçmiştim. Annem yine işe gitmiş olmalı. Masanın üstüne küçük bir not bırakmıştı “ Tatlım bugün işten 8de dönerim evde olmanı istiyorum. Düzgün bir şeyler ye .” Al sıçtık. Dün beni odama Ian taşımış olmalı. Kesin arabada sızdım kaldım. Akşam iyi bir azar yiyeceğim kesin. Bugün cumartesi olduğu için rahattım. Yukarı çıkıp küveti doldurdum. İçine Lavanta aroması atıp soyunmaya başladım. Sıcak su çıplak tenime değince kaslarımın gevşediğini hissettim. Kendime suyun ve kavantanın büyüsüne bırakıp kafamı arkaya yasladım. Baş ağrım artık iyice hafiflemişti. Su soğmayı başladığında küvetten çıktım ve iç çamaşırlarımı giydim. Odama yürüyüp telefonu elime aldım. Stephenden mesaj vardı : “ Günaydın melek. Görüşelim ?” Rehberde ismini bulup hemen aradım.

“ Günaydın melek .” sesi çatallaşmış geliyordu

“ Uyandırdım mı ?”

“ Evet ama senin sesinle uyanmak çok güzelmiş.” Yüzümde hafif bir gülümseme oluştu

“ Bana gelsene. Dışarı çıkmak için fazla yorgunum.”

“ Yorgunsun ama sabah koşunu aksatmadığına eminim.”

“ Beni fazla iyi tanıyorsunuz bayım.”

“ 1 saate gelirim.” Diyip telefonu kapattı.

Odama çıkıp üzerime evlik bir şeyler geçirdim. Stephen’ı beklerken bir şeyler atıştırıp televizyon izledim. 57 dakika sonra kapım çalındı. Kapıyı açmamla Stephen’ın boynuna atlamam bir oldu

“ Melek beni bu kadar özlediğini bilseydim daha önce gelirdim.” Gülerek sarılmama karşılık verdi. Dudaklarına yapışıp onu evin içine çektim. Öpüşüme karşılık verirken ayağıyla kapıyı ittirerek kapattı. Belimden tutarak beni iyice kendine çekti. Hafif bir zıplamayla bacaklarımı beline doladım. Bir yandan öpüşüyor bir yandan odanın içine yürüyordu. Sırtımda soğuk duvarı hissetmemle kasıldım. Ellerimi saçlarına götürüp hafiften çektim. Ellerini aşağı kaydırıp bacaklarımı okşamaya başladı. Sonunda dudaklarımız ayrıldığında nefes nefese kalmıştık.

“ Bunu neye borçluyum? “

“ İnsanın bu kadar yakışıklı bir sevgilisi olunca fazla uzak duramıyor.” Hala aynı pozisyonumuzu koruyorduk.

“Hmm o zaman uzak durma.” Tekrar dudaklarıma yapıştı. Beni duvardan ayırıp koltuğa doğru yürüdü. Sırtımda yumuşak koltuğu hissetmemle üstüme çıktı. Öpüşmemiz gittikçe daha ateşli bir hal alıyordu. Artık durmamız lazım değil mi ? Ama nedense hiç durasım yok. Ellerini tshirtümün içine sokup tenime dokundu bende üzerindeki gömleğinin düğmelerini açmaya başladım.

------

Bıraktığım yer ( puhahhahah )