Planlar Planlar

4.4K 105 5
                                    

Edebiyat dersinin olduğu sınıfa girdiğimde Ian her zamanki yerimizde oturmuş kitaptan bir şeyler okuyup önündeki kağıda geçiriyordu. Yavaş adımlarla sırama yürüyüp yanına oturdum. Birkaç dakika öylece onu izledim

" Sormayacak mısın ?" dedi bana dönmeden

" Neyi?"

" Öğle arasında nereye kaybolduğumu." Nasıl da biliyor dediler gibi merak ettiğimi

" Kendin anlatırsın diye düşünmüştüm aslında." Elindeki kalemi bırakıp bana döndü

" Stephenle konuşmaya gittim." Dediğinde kaşlarım yukarı kalktı ama bir şey demeden konuşmaya devam etmesini bekledim " Barışmak istediğimi söyledim. Ama o da haklı olarak bizi görmeye dayanamayacağını söyledi. Fakat Aria'yı göndermemizde bize yardım edecek. Bir kereye mahsus."

" Nasıl yardım edecek?"

" Ona senin bir planın olduğunu söyledim o da hemen kabul etti."

" Ah benim bir planım mı varmış ? Benim haberim yok." Dedim sesimi şaşkınmış gibi çıkararak

" Yapma Effy. Eminim kafandaki tilkilerin kuyrukları çoktan birbirine dolanmıştır." Gözlerimi devirdim. Yükleyin yükleyin bütün yükü bana yükleyin

" Düşünmeme biraz yardımcı olabilirsin." Diyerek yanağımı uzattım. Çenemi tutup kafamı yavaşça kendine döndürdü ve dudaklarıma uzun bir öpücük bıraktı " Bak fikirler nasılda gelmeye başladı." Dediğimde hafif bir kahkaha attı. Öğretmenin sınıfa girmesiyle konuşmamız orda bitti.Okul çıkışı arabam Ian'de kaldığı için yine Ian'nin arabasıyla benim evime gittik. Annemin arabasını evin önünde görmeyince beraber arabadan çıkıp eve girdik

" Ben üzerime değiştiresiye kadar bize kahve yapsana.Sütlü olsun" Dedim merdivenlerden tırmanmaya başlarken

" Aslında seni izlemeyi tercih ederdim." Dedi ve bana göz kırparak mutfağa doğru yol aldı. Odama girip rahat bir şort üstünede yüzücü atlet giydim. Saçlarımı tepeden salaş bir topuz yapıp aşağı indim. Ian masada oturmuş kendi kahvesini yudumluyordu. Hemen karşısındaki sandalyeye çöküp kendi kahvemi önünden aldım

" Akşam çok mu garip geçecek sence?" diye sordum kahveden ilk yudumumu aldıktan sonra

" Umarım sadece garip geçer. Bir gerginlik oluşmaz." Sabahtan planladığımız gibi çantalarımızdan kitaplarımızı çıkarıp ineklemeye başladık. Saat 6ya ulaşırken sonunda pes edip kitapları bıraktık.

" Artık bana mı geçsek? Stephen akşam demişti."

" Olur." İkimizde anlamsız şekilde durgunlaşmıştık. Stepheni karşımıza alıp konuşacağımız için mi yoksa içimizde kabaran suçluluk duygusundan mı karar veremedim. Anneme kısa bir not yazıp anahtarı ve telefonu şortun cebine sokup Ian'in çantasını almasını bekledim. Çantayı omzuna asmasını beklerken o çantayı sandalyeye bırakıp gözlerime bakarak bana doğru gelmeye başladı. Eliyle belimden tutup beni kendine çekti ve ben daha ne olduğunu anlamadan kendimi ateşli bir öpüşmenin içinde buldum. Bir elimle boynundan kaydırarak ensesindeki saçları kavradım ve kendime doğru çekmeye başladım. Ağzından hafif bir inilti kaçarken dudaklarımdan ayrıldı

" Bu ne içindi?" diye sordum nefesimi düzenlemeye çalışırken

" Kafandaki tilkileri tatmin etmek için."

" Sen çok pislik bir insan olmayı başladın." Dememle güldü ve çantasını alıp omzuna astı

" Hadi geç kalacağız güzellik." Peşinden kapıya ilerlerken cebimden telefonu çıkardım ve rehberimde Cloe'nin numarasını buldum. İkinci çalışta telefonu açtı

İntikam TutkusuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin