Sen kimsin ?

7.2K 153 1
                                    

Burada mıymış ? Korkulu gözlerle etrafı izlemeye başladım. Gözlerim buz mavi bakışlara kilitlendi. Ian'in yüzündeki neydi öyle ? Endişe ? Yok olamaz. Ian'den bahsediyoruz burda. Hafif bir baş hareketiyle tuvaletleri gösterdim o da onayladı. Stephene tuvalete gideceğimi söyleyip oraya yöneldim. Soğuk koridora girmemle Ian'a toslamam bir oldu

" Sana da mı mesaj geldi ?" diye sordum toparlandıktan sonra

" Evet" o bana kendi telefonunu uzatınca bende benimkini ona verdim. Ian ve benim az önce bilardo oynarkenki halimizin bir fotoğrafı vardı. Altında ise " İki kardeş kıza iyi bakın. Yakında bana kaptıracaksınız" yazıyordu. Fotoğrafı bir daha açıp incelemeye başladım

" Bu oyun salonunun güvenlik kameraları yok mu ? Belki oradan bir şeyler buluruz." Diye öneride bulundum.

" Mantıklı. Ama neden izletsinler ki görüntüleri." Haklıydı niye versinler ki

" Acaba polise mi haber versek"

"Saçmalama. Stephen her şeyi öğrenir." Kahretsin ine haklı

" Eh ne yapacağız o zaman. Her gün korkarak yatağa girmek istemiyorum." Diye yakınmaya başladım

" Bak bu gün bir şey yapmayalım yarın Stephena çarktımadan birdaha gelelim. Belki görüntüler alırız." Karanlıkta yüzünü tam seçemesem de sesi sanki endişeli geliyordu. Tabi kafamda uyduruyor olma ihtimalim çok daha yüksek

" Tamam. Hadi dönelim." Arkamı dönüp yürümeye başlamamla tok bir vurma sesini duymam bir oldu. Kafamı çevirip Ian'i yerde görünce çığlığı bastım .Ama ağzımı açmamla üstüne bir bez örtülmesi bir oldu.


... X'in ağızından...


   Effy'i büyükçe yatağa yatırıp ellerini ve ayaklarını bezle bağladım. İple bağlarsam şimdi keserdi. Merdivenlerden aşağı inip Ian'i arabanın bagajından çıkardım. Zorla yukarı kadar sürükleyip Effy'nin olduğu odaya soktum. Ahşap bir sandayeyi oturtup bulabildiğim en ince ama sağlam olan iple bağladım. Eti kesilsin piçin. Mutfağa inip kendime bir papatya çayı yaptıktan sonra yukarıya çıktım. İkisini bağladığım odada bulunan tekli koltuğa oturup ikisinin de uyanmasını bekledim.


..Flashback..


Arabayı evin önüne çektiğimde paneldeki saat 19.55i gösteriyordu. 8'de gel demişti o yüzden beklemeye başladım. Acaba neden kabul etmişti benimle partiye gitmeye ? Hele ki Effy'nin etrafında bu kadar yakışıklı erkek varken. Belki yavşaklıklarından bıkmıştı diye düşündüğüm sırada evin kapısı açıldı. Effy altında siyah bir şort üstünde ise uçuk pembe bir bluzla arabaya doğru yürümeye başladı. Arabadan çıkıp onun için kapıya açtım. Yanağıma küçük bir öpücük kondurup bindi. BENİ ÖPTÜ ! Kapıyı arkasından kapatıp kendi tarafıma geçtim. Ben arabayı çalıştırırken o müzik açmaya çalışıyordu

" Eh nasılsın ?" diye sordum hafif utangaç bir şekilde. Kendime gelmem lazım özgüvensiz erkekleri kimse sevmez değil mi

" Süperim. Ya sen ? Biraz gergin gözüküyorsun."

" Yok iyiyim. Sadece bugün biraz fazla yoruldum." Böyle atış olmaz

" Ne yaparken yoruldun ?" al işte uydur şimdi bir şeyler

" Sabah 5 kilometre koştum."

" Sen 5 kilometrede yoruluyorsun ben ne yapayım. Sabah 9 kilometre koştum." Siktir. Kız koşucuydu. Fena rezil oldum

" Tabi ben senin kadar iyi olamam. Koşu takımının kaptanı oldun ilk seneden." Hafiften gülümsedi

" Evet biraz öyle oldu." Partinin olacağı evin önüne varınca rahatladım. Hemen arabadan inip onun kapısını açtım

" Bu devirde senin gibi erkekler kaldı mı ya ." 32 dişini gösterecek şekilde gülümseyerek bana baktı. Bende ona bir gülümseme gönderdim. Beraber eve doğru yürürken koluma girdi. Etraftaki erkekler kızgın gözlerle bana bakıyordu. Eve girince Effy beni çekiştirerek içkilerin yanına götürdü. Yüksek müzik yüzünden klaklarım acımaya başlasa da bir süre sonra alıştılar. Effy kendine bir bardak vodka alıp benim elime bir şişe bira sıkıştırdı. Normalde içmediğim bu kadar mı belli oluyor ?  Effy ikinci bardağınıda devirdikten paytak adımlarla dans eden grubun içine daldı. Biraz daha oyalandıktan sonra onu bulmak için kalabalığın içine daldım. Effy bulduğumda bir erkekle sarmaş dolaş dans ediyordu.Kolundan tutup kendime çevirdim

" Ne yapıyorsun ya ?!?" diye çırındı hemen

" Benimle gelip başka erkeklerle ne işin var." Melül melül suratıma bakmaya başladı

" Ben seninle gelmedim. Seni şoför olarak kullandım. Ne kadar aptalsın." Kendi kendine gülmeye başladığında ondan ayrılıp kendimi dışarı attım


..Şimdi... (X'in ağızından)


  Bunları hatırlamam yine öfkelenmeme yetti. Gerçi bir saniye bile aklımdan çıkmıyor. Beni orada herkesin önünde küçük düşürüşü. O olayın üstüne bir hafta okula bile uğramamıştım. Sonraki süreçte de hep silik kişi olarak gezdim etrafta. Ona ne kadar kızgın olsam da uzaktan uzağa sürekli takip ettim. Bir süre böyle iyi gitmişti aslında. Ama sonradan artık bunun yetmediğine karar verdim. Effy'i yakınımda istiyordum. Çok yakınımda hem de . Stephen'in her an ona dokunabilmesi, Ian'in onun evinden çıkmayışı... Çıldıracak noktaya geldiğimde mesajları atmaya başladım. Effy'lerin evinin oraya kamera yerleştirdim. Aslında eve de yerleştirecektimde yakalanıyordum az kalsın. Bende not bırakıp çıkmaya karar verdim. Yaptıklarım normal değil. Bunu psikoloğum da bana yüzlerce defa söyledi ama kendimi tutamıyorum. Her gün onu görüp ona dokunamamak nasıl bir acı veriyor anlatamam.

  Effy yavaş yavaş kıpırdanmaya başladığında kalp atışlarım hızlandı. Sonunda gözlerini açtı. İlk önce şaşkınlıkla etrafı inceledi sonunda gözleri beni buldu.

" Sonunda uyanabildin sevgilim." Dedim. Bir şey hatırlamaya çalışıyormuş gibi kaşlarını çattı

" Sevgilim mi ? Sen kimsin ?" ah işte bu koydu. 


——————————

1.1 K !!!! Sizi seviyorum :) Sınavlarım perşembe bitiyor o zaman söz bol bol bölüm paylaşacağım

İntikam TutkusuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin