Piç Kurusu

5.3K 128 7
                                    

Annem gidesiye kadar salona geçip bir koltuğa çöktük.Oda bizim sesliğimizin içinde boğulmasın diye televizyonu açtım. Karşıma ilk çıkan kanalda bir belgesel vardı. Zipleyip durmak istemediğim için kumandayı sehpaya bırakıp belgeseli izliyormuş gibi yaptım. Annem elinde bir valizle merdivenlerden inince onu uğurlamak için yerimden kalktım. Ian'de hemen peşimden gelip Annem'in elindeki valizi aldı.

" Ehm siz vedalaşın ben valizi arabanıza koyayım." Bu çocuk ne ara bu kadar kibar oldu

" Olur Ian çok sağol." Annem ona bir gülümseme atıp bana döndü

" Kızım sende kendini çok yorma. Kendinde biliyorsun zaten 8 saat kadar uyumaman lazım. Okula da gitmesin yarın." Kadının ağızından bal damlıyor resmen " Tezgaha da para bıraktım aç aç dolaşma bir şeyler ye."

" Tamam anneciğim.Hadi git ve eğlen artık." Yüzüme sahte bir gülümseme takıp onu kapıya doğru ittirmeye başladım. Annem bu halime gülüp daha çok itiraz etmeden evden çıktı ve arabasına doğru gitti. Ian'le arabanın yanında bir şeyler konuştular. En son annem bir kahkaha patlatıp onunla da vedalaştı ve arabasına bindi. Ian eve doğru gelirken annem bahçeden çıktı ve gözden kayboldu. Ian gelip tam önümde durdu

" Bana bakıcılık yapmana gerek yok uyanık kalabilirim ben." Dedim ona doğru bir adım atarak

" Peki ya bakıcılık yapmak istiyorsam ?" diyerek cevap verdi ve o da bana doğru bir adım attı. Şimdi dibimde duruyordu. Sıcak nefesini yüzümde hissettiğimde kalbimin teklediğine yemin edebilirim. Az önce kızgındım ona ne oldu da bu hale geldik

" Peki ya ben istemiyorsan." Diyerek ona kafa tuttum

" Sana bağlı değil güzelim annen görevi bana devretti." Söylediği her kelimede sanki bana daha çok yaklaşıyordu. Dudaklarımızın birleşmesine santimetreler kala birden kendimi geri çektim ve salona yürüdüm. Ian'in şaşkın bakışlarını sırtımda hissedebiliyordum resmen. Yüzüme piç smiley'ımı yerleştirip koltuğa attım kendimi.Ian sessizliğini koruyarak gelip yanıma oturdu.

...Stephen...

Yüksek sesli müzik kulağımı tırmarlarken Aria gelip kucağıma oturdu ve boynumu öpmeye başladı

"Dans edelim mi sevgilim ?" bu kız acaba onu gerçekten sevmediğimi bir gün anlayacak mı ?!

"Hayır." Diyerek cevap verdim soğuk bir sesle

"O zaman eve gidelim.Yalnız kalabilceğimiz bir yere." Her kelimeden sonra boynuma öpücükler konduruyordu.

"Ben gidiyorum ama sen kal." Onu yavaşça kucağımdan indirip bardan dışarı attım kendimi. Arabama doğru yürürken yine aklımdan binbir tane soru geçiyordu

Effy ne yapıyor ?

Ian ne yapıyor ?

Acaba beraberler mi şu anda ?

Beraberlerse ne yapıyorlar ?

Sevgililer mi ?

Düşünceleri kafamdan atmak istercesine başımı salladım ve arabama atladım.Çevre yoluna son sürat girip ağaçların perde gibi yanımdan geçip gitmelerini izledim. Hava karardığı için onları aydınlatan tek şey farlardı. Bir zamanlar Effy'nin hayatımı aydınlatan tek şey olduğu gibi. Ama artık o da yoktu. O ve Ian hayatımı söndürmüştü. Ian'e karşı bir hatam olmuştu. Aria.. Onu elinden almıştım. Ama Ian beni affettiğini söylemişti. Onun bana böyle bir şey yapmayacağını garantilemişti. Bende ona bütün kalbimle güvenip onun bana sırtını dönmeyeceğine inanmıştım. Ama ilk fırsatta sözüne karşı geldi. Ian'e Effy kadar kızgın değilim gerçi. Onun bir gerekçesi var. Peki ya Effy ? Onu bu dünya da kimseyi sevmediğim kadar sevdim. İçimdeki sinir intikam tutkumla beraber büyürken gazı biraz daha kökledim.

...Effy...

" Film mi izlesek ?" diye sordum masumca

" Hayır." Diyerek cevap verdi en soğuk sesiyle

" Patlamış mısır ister misin peki ?"

" Hayır.Kendine yap."

" Peki kahve ?"

" Hayır Effy ."

" O zaman ben gidip uyuyayım ?" dedim bıkkın bir ses tonuyla

" Aklından bile geçirme." Az önce onu öpmediğim için mi bu tripler. Kaç ay benimle konuşmadı birden iyi olmamızı beklemiyordu herhalde. Gerçi bende de hata var resmen gösterip vermedim çocuğa.İyice sıkılıp Ian'i belgeseliyle yalnız bırakarak odama çıktım. Saat daha ikiye geliyordu ve benim daha uyanık kalmam gerek 6 saat vardı. Kapıyı hafifçe aralık bırakıp elime bir kitap alarak yatağa yattım.

*

İnançlılar camilere koşarken, şehrin geri kalanı işlerine devam ediyorlardı. Gürültücü üniversite öğrencileri biralarını içiyor, işadamları anlaşmalarını yapıyor, tüccarlar baharatlarını ve halılarını pazarlıyor ve turistler büyülenmiş bir halde olan biteni izliyordu.

Burası ikiye bölünmüş bir dünya , karşıt güçlerin şehriydi ; Dindarlarla laikler ; eskiyle yeni ; Doğu'yla Batı... Avrupa ile Asya arasındaki coğrafi sınırda duran bu ebedi şehir ; gerçekten de Eskidünya'dan daha eski bir dünyaya uzanan bir köprüydü.

İstanbul

*

Yazarın ne kadar haklı olduğunu düşünürken Ian yavaşça odama girip çalışma masamdaki dönen sandalyeye oturdu. Ben onu izlerken o masanın üstüne duran bir kağıt ve kalemi alıp bir şeyler karalamaya başladı. Birden

" Bence arkadaş olmalıyız." diye atıldı. Artık o da kafasını dönmüş beni izliyordu. Bir süre bakıştıktan sonra

" Tabi olur arkadaşım." Diyerek cevap verdim gayet normal bir şeymiş gibi.Olanlardan sonra garip bir tepki vermesini bekliyordum aslında ama bu olması aklımın ucundan bile geçmemişti.

" Ehm tamam o zaman." Diyerek kağıdına geri döndü bende kitabımı okumaya devam ettim.

...Yazarın ağızından...

Saat 03:22 => ikiside yaptıklarından sıkılıp yer değiştirirler

Saat 04:12 => Salona inip film izlemeye karar verirler

Saat 06: 45 => Film bitince yine çaresizce bakışıp bir şeyler yemeğe karar verirler

Saat 07: 16 => Çalışma odasına çıkıp kağıtlardan top yaparak onları çöpe doğru basket atmaya çalışırlar

...Effy'nin ağızından....

Saatin 8'e gelmesiyle ikimizde sonunda uyuyabildik. Yatmadan hemen önce Jackie'ye durumu özetleyen kısa bir mesaj atıp hemen yatağa atladım. Ian'de salondaki kanepeye kıvırılıp uyudu.
Üzerinde bir ağırlık hissetmemle uyandım.Kol mu o ? Gözlerimi hafifçe aralayıp yanımda uzanıp bana sarılan Ian'i görmemle gülümdedim.Uyurken fazla tatlı oluyordu
"Beni dikizlemeyi keser misin uyuyamıyorum." Dedi uykulu ve seksi bir ses tonuyla
"Bende senin kolun yüzünden uyuyamıyorum arkadaşım." Son kelimemin üzerine gözlerini aralyıp beni izlemeye başladı
"Yeni uyanınca çok güzel oluyorsun." Dedi ve hafifçe gülümsedi
" Sende fazla evcil oluyorsun arkadaşım." Dedim ve ellerimle saçlarını karıştırmaya başladım
" Şu kelimeyi kullanmayı devam edecek misin ?" Diye sordu ve bir parmağını saçlarımı doladı
"Neden arkadaşım? Dün arkadaş olmaya karar vermemiş miydik ?" Dedin biraz sitemli bir ses tonuyla
"Hmm." Yatakta yukarı kayarak yüzlerimizi aynı hizaya getirdi "Demek o konu." Git gide bana yaklaşıyordu.Dudaklarımızın arasında yine sadece santimetreler kalmıştı.Tam öpeceği sırada kendini geri çekti "Aynen arkadaşım ona karar verdik." Dedi ve göz kırparak yataktan kalktı.Piç kurusu.

---------------------

Ian vurdu veeeeeeeee GOOL sayın seyirciler. Tribün ayakta alkışlıyor ...

İntikam TutkusuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin