..Cloe..
Telefonuma gelen bildirimle uyandım. Gözlerim ışığa alışınca komedimimde duran telefonu alıp mesajı açtım
Stephen: Yarım saate seni almaya geliyorum.Beraber gidelim okula
Bu neydi ki şimdi ? Aria'nında okuldan ayrıldığını düşünürsek benim takılmak için bir nedeni yok.
Cloe: Tamam
Mesaja cevap verdikten sonra fırlarcasına yataktan kalkıp banyoya girdim.İşlerimi hallettikten sonra dolabımı açıp elime gelen ilk elbiseyi ve ona uyan botlarımı giydim. 15 dakikam vardı. Hemen makyaj masama oturup hafif bir göz makyajının altına kırmızı rujumu sürdüm. Çantama bugün için gerekli eşyaları koyarken aşağıdan korna sesi geldi. Hala uyuyan annemle babamı uyandırmamak için yavaş adımlarla aşağı indim. Harbi neden uyuyordu onlar hala? Saatime baktığımda saat daha 7buçuğa geliyordu !!!
Dış kapıdan çıkıp arabasının önünde beni bekleyen Stephen'e doğru yürüdüm
"Günaydın." Dedi gülümseyerek
"Günaydın.Sence de okula gitmek için biraz erken değil mi?" dedim tam önünde durarak. Yaslandığı kaportada bana doğru eğildi
" Kahvaltı ederiz diye düşünmüştüm." Cevap vermek yerine başımla onayladım.İkimizde arabaya bindik ve Stephen arabayı çalıştırdı.
"Ian'in yanına geri taşındım." Dedi tamamen yola odaklanmış bir şekilde " Eşyalarımı almak için Aria'ya gittiğimde hepsini çöp poşetlerinde kapının önünde buldum. İyi oldu aslında yüzünü görmek zorunda kalmadım."
" Tam da Aria'nın yapacağı bir şey. Kaybetmeyi asla kabullenemiyor."
" Eminim deliye dönmüştür dünden beri.Dün çıkışta kutlmaya gitmedik herkesin işi çıkınca.Bugün geliyorsun değil mi?" Dün Stephen ve Ian'in Basket antremanı çıkmıştı birden. Effy'de koşu takımından atılmak istemedeği için o antremana katıldı. Jackie'de zaten hiç ortalıkta görünmeyince kutlamayı bugüne erteledik.
" Dün gitmek istemiyordun?" dedim sorarcasına
"Açıkcası Effy ve Ian'le takılmak istemiyordum. Ama nedense içimdeki kıskançlık duygusu neredeyse sıfıra indi." Ben cevap veremeden Stephen küçük bir cafenin önünde durdu.Beraber arabadan indik ve içeri girdik.Masanın birine oturunca garson hemen yanımıza geldi ve bize birer menü getirdi
" Buranın tarçınlı krepleri mükemmel oluyor."
"Olur." Stephen garsonu çağırıp ikimizede tarçınlı krep ve kahve söyledi. Garson gidince ikimizde boş boş bakışmaya başladık. En sonunda dayanamadım
" Stephen neden burdayız? Yani beni neden kahvaltıya çağırdın?" diye sordum
"Uyandığımda aklıma gelen ilk şey sendin. Sonra birden kendimi sana mesaj atarken buldum. Peki sen niye gelmeyi kabul ettin? Hemde o saatte." Al işte burdan yak şimdi
" Aslında bakarsan evden çıkasıya kadar saatin kaç olduğunun farkında değildim."
"Cloe bak seninle tanışmadan önce sana karşı önyargılarım vardı. Yani Effy'e yaptıkların sonra Aria'yla arkadaş olman. Umarım o önyargılarım konusunda haklı değilimdir."
" Benim nasıl biri olduğumdan emin değilsen neden benimle görüşüyorsun?" dedim biraz sinirlenerek.Tamam biraz sürtüklük yaptığımı biliyorum geçmişte ama Stephen'den gerçekten hoşlanmaya başlamıştım ve bu sözleri kırıcı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İntikam Tutkusu
Teen FictionYüzümü soğuk ellerinin arasına aldı. Biraz öne eğilip iyice yaklaştı. Sıcak nefesini yüzümde hissettim. Buz gibi mavi gözlerle bana bakıyordu. Dudaklarımı aralayıp beklemeye başladım. Kafasını hafifçe eğip dudaklarını dudaklarımla birleştirdi. Ayrıl...