Bölümü bazılarınızda gözükmediği için tekrar yayımlıyorum. İyi okumalar :)
----------------------------------
Carlos ve Jackie gülerken Ian ve ben birbirimize kaçamak bakışlar atıyorduk. Sonunda Ian
" Ben ve o mu ? Şaka yapıyor olmalısın." Dedi buz mavisi gözleriyle bana bakarken. Yavaş yavaş içimde bir şey çatladı. Ses tonu o kadar alaycıydı ki dediğine bende inandım. Acaba James'in yemek teklifini kabul ettiğim için bunu hakketmiş miydim diye düşünürken kafamdaki düşünce bulutunu James'in sesi dağıttı
" Öyleyse çıkabiliriz." Dedi çekici ses tonuyla bana yönelmiş bir şekilde
" Ben vazgeçtim." Dedikten sonra sandalyeye asılı olan çantamı kaptığım gibi kantinden çıktım. İlk dersim edebiyat olduğu için binadan çıkıp karşı bloğa doğru yürüdüm. Yavaş yavaş soğumaya başlayan hava tüylerimin ürpermesine sebep oluyorken ceketimi kantinde unuttuğumu fark edip kendime küfrettim. Binanın ağır kapısından içeri girip edebiyat sınıfına gittim. Kendime cam kenarından bir sıra seçtikten sonra çantamdan mor defterimi çıkardım. Geçen sene ödev amaçlı okul gazetesi için yazdığım bir yazının çok beğenilmesinden sonra edebiyat hocası benden kısa yazılar yazdığım bir defter tutmamı istemişti. İçine duygularımı ya da o an aklıma gelen herhangi bir düşünceyi not ediyordum.
..Kararlar..
Hayatımızda olup biten her şey bizim verdiğimiz kararlar sonucu mu gerçekleşir ? Olup bitenler bizim ağızımızdan çıkan tek bir cümleye mi bağlıdır ? Peki o ağızımızdan çıkan yine bizim kararımız mıdır ? O cümleyi söylemek için ağzımı açmak da mı bizim kararımız ? Ya da bunların hepsi anlık bir refleks sonucu oluşan olaylar zinciri midir ?
Mesela olayı birde baştan ele alalım. Biri gelip size küfrettiğinde refleks olarak ağızını açarsınız. Bir beyniniz sizin için bir küfür seçer ve onun ağızınızdan çıkmasını sağlar. Küfür yetmez üzerine birde sinirle bir cümle kurar beyniniz sizin için. Karşı taraftan yediğiniz yumruk ise hayatımızda olup bitenlerin çok küçük bir bölümüdür. Şimdi bu olay zinciri bir refleks ile başladı ama devamı fazla hızlı verilmiş kararlardır.
" Bunu yazarken beynin yanmıyor mu ?" hemen defteri kapatıp omuzumun üzerinden deftere bakmaya çalışan Ian'a döndüm
" O defter özel. Okumaya hakkın yoktu." Dedim sinirle
" Yazmaya başladığından beri omzunun üzerinden uzanıyorum. Fark etmemen beni şaşırttı açıkçası." Dedi ve yanımdaki sandalyeye oturdu
" Yazı yazarken kendimi kaybediyorum." Diye mırıldandım ve önümdeki kitabın boş yerlerini karalamaya başladım. Ona sinirliydim ama bunu ona gösterip kendimi küçük düşürmemem lazım. En iyisi az iletişim kurmak. Yanımdaki sandalyeyi çekip oturdu
" Dolu." Dedim kafamı kaldırmadan
" Kim oturacaktı ?" dedim hafif sinirli bir sesle
" Jackie için."
" O bu dersi almıyor." Diye devam etti aynı ses tonuyla. Ona yandan bir bakış atıp cevap vermedim.
" Bugün kantinde yaptığın neydi ?" diye sordu
" Ne yapmışım ?"
" Bütün geceyi benimle geçirdikten sonra başkasıyla yemeğe çıkmalar falan ?"
" Reddetmek için bir bahanem yoktu."
" Dediğin gibi olsun." Dedi ve sinirle ayağa kalktı. Yere bıraktığı çantasını kaptığı gibi sınıftan çıktı. Hemen arkasından öğretmen girdi sınıfa. Çantamı topladıktan sonra ayağa kalktım
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İntikam Tutkusu
Teen FictionYüzümü soğuk ellerinin arasına aldı. Biraz öne eğilip iyice yaklaştı. Sıcak nefesini yüzümde hissettim. Buz gibi mavi gözlerle bana bakıyordu. Dudaklarımı aralayıp beklemeye başladım. Kafasını hafifçe eğip dudaklarını dudaklarımla birleştirdi. Ayrıl...