Avuçlarımda biriktirdiğim buz gibi suyu yüzüme çarptım ve aynada kendime baktım. Saat Jungkook 3'e geliyordu. Yine bir kabus bölmüştü uykumu. O olayın üzerinden tam dört gün geçmişti. Dört gün önce hastaneden çıkıp gitmiştim. Her şeyi öyle bırakırım sanıyordum, olmadı. Hastane masraflarının hepsini ödemek ve kimin aldığı belli olmayacak şartıyla tekerlekli sandalye almak vicdanımı rahatlatmamıştı. Her gözümü kapattığımda ona çarptığımız sahne geliyordu gözümün önüne. Kanlı vücudu ve doktorun sözleri...
Derin bir nefes verip yine o düşüncelerden kurtulmaya çalışarak aşağıya, mutfağa indim ve su ısıtmaya başladım. Kahve işte şimdi güzel giderdi. Mutfak masasına oturdum ve bir sigara yakıp, tableti elime aldım.
Biraz şu çocuk hakkında araştırma yapmam lazımdı. Nereliydi, nerede oturuyordu, nerede okuyordu? Belki onu görmeye gidebilirdim. Hayatımda bir ilk yapmış olurdum ama olsun. Sigaramı az az içime çekerken Facebook da profilini bulabilmiştim. Twitter ya da Instagram kullanmıyordu. Bir kaç saniye profil fotoğrafına bakakalmıştım. Sonra da vakit kaybetmeden diğerlerine bakmak için fotoğraf kısmına tıkladım.
Josefe sıfır bir fotoğraftı, arkası dönüktü. Josefi tam gören bir yalısı yoksa gemi de ya da teknede olmalıydı. Hava rüzgarlı olacak ki üstündeki beyaz tişörtü uçuşuyordu. Yüzümdeki tebessümle değiştirdim. Eğilmiş kaldırımdaki bir köpeği seviyordu. Sokak köpeğiydi, belli oluyordu. Ona nasıl dokunabildiğini düşündüm ilk, sonra da onu inceledim. Yüzü yan çıkmıştı. Ve yüz hatları gerçekten muazzamdı. Saçları boya gibi duruyordu ama değildi. Doğal saçı nerede görsem anlardım. Uzun sayılırdı saçları. Kulaklarının yarısını kapatmıştı. Karizmatikti. Kol kaslarına bakarak bu fotoğrafı da geçtim.
Şimdi baktığımda ise uçuyordu. Ciddi anlamda uçuyordu ama. Bu fotoğraf sayesinde onun hakkında bir şey daha öğrenmiştim. Profesyonel basketbolcuydu. Zıplamıştı, sağ elinde basketbol topu, karşısında ise pota vardı. Smaç atıyordu, harika yakalanmış bir kare diye düşündüm. Üstünde de tabiî ki formaları vardı. Derin bir iç çektim. Bir basketbolcu için hayatındaki en önemli şeyi çalmıştık, farkındaydım.
Gözlerim dolarak bu fotoğrafı da geçtim. Son fotoğraftı. Tepkisiz kalmama sebep olmuştu. Gerçekten cesaret işiydi. Sadece yüzü vardı fotoğrafta. Her iddiasına varım ki şimdiye kadar böyle doğal bir gülümseme görmemiştim. İncelerken istemsiz olarak beni de gülümsetmişti. Burnu küçücüktü, çenesinde az da olsa sakal vardı. Gözleri... Renkli değildi. Ama öyle normal, sıradan da bir renk değildi. Yeşil,hayır hayır. Ela da sayılmaz. Açık kahverengi tonları ya da bal sarısı. Hafif yeşillikte vardı ama. Çok farklıydı.
Etkileyiciydi. Saatlerce baktırabilirdi. Kirpikleri hem uzun hem de kıvrımlıydı. Sol yanağında derin sayılmasa da bir gamzesi vardı. Saçları dağılmıştı hafif, anlına düşüyordu. Kıvırcık değildi, dalgalı kırış kırıştı. Temizdi yüzü. Bana bak diyordu, otur karşıma ve beni izle. İtiraf etmeliyim ki çok yakışıklıydı. Keskin baktığında ne kadar seksi olabileceğini düşündüm. Bir model olarak canlandırabildim hemen kafamda. Fiziği de hoştu, az buçuk hatırlayabiliyordum. E sporcuydu olacak o kadar.
Kolumun masadan kaymasıyla kendime geldim. Adeta fotoğrafa bakakalmış, dalmış gitmiştim. Isıtıcıdaki su çoktan kaynamış, soğumak üzereydi. Kahvemi yaptım ve yarım bıraktığım sigaramı geri elime aldım. Fotoğraflara bakmayacaktım bir daha. Öyle kendimi kaybediyordum. Bilgilerine girdim çabucak. Aynı yaştaydık, Güney Kore'liydi, basketbolda profesyonel olarak oynuyordu. Ve ve ve ve! Bizim yan taraftaki devlet lisesinde okuyordu!
"Kahretsin!" dedim tableti sertçe masaya bırakarak. Neden o okuldaydın ki? Neden varoşun tekiydin? Neden en kötü mekanlara giden, konuşmaktan yoksun, giyinmekten anlamayan, görgüsüz, fakir bir gençtin ki, neden? Yıkılmıştım ama çabuk toparlandım. Artık bunların hepsinin yanına bir de sakat unvanını eklemiştik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölü Papatyalar I JJK
FanfictionSarhoş olduğu bir gecede erkek arkadaşıyla birlikte birine çarpan Aurora, sakat bıraktığı bu gence yardım etmeye çalışır. Birçok açıdan hayat şartları farklı olan bu ikili aralarındaki çekime karşı koyamazlar. Aurora sakat bıraktığı gence aşık olurk...