Oy atıp ve yorum yapmayı unutmayın olur mu?
Keyifli okumalar dilerim.
Mabel Matiz, Arafta
3. BÖLÜM
Sınıfa tekrar geldiğimde Efe'yi bulamamıştım. Yüzümü asarak yerime geçeceğim sıra sınıftakiler laf atmaya başladı. Onları duymazlıktan gelerek yerime geçtim. Sıkılmıştım onlardan da. Bir süre sonra sınıfa diğer sınıftaki öğrenciler gelmeye başlamıştı. Edebiyat dersimiz ortak olduğunu için bütün sayısal ve sözelciler bizim sınıfta toplanarak ortak derse görecektik. Sınıfımız gayet büyüktü hatta bir sürü boş yer vardı. O yüzden rahatça sığıyorduk.
Defterimin köşesine rastgele bir şeyler çizmeye başladım. Daha çok karalamada denilebilirdi.
"Selam."
Başımı kaldırıp sesin sahibine baktım. "Selam." Dedim hoşnut olmayan bir sesle. Sanki tatsız tuzsuz bir şey yemiştim. Öyle bir sesti benden çıkan.
İleriye baktığımda Uğur'un arkadaşları birileriyle konuşmaya başlamıştı. O neden benimle oturmak istiyordu ki?
Kaşlarını kaldırarak, tatlı tebessüm kondurdu yüzüne. "E sen aynı yerine oturmuşsun." Diye hayıflandı. Her şeyi o kadar ölçülüydü ki, onunla iletişim halinde olsaydım bu zamana kadar yine severdim. Nazikti, kimle nasıl konuşacağını iyi biliyordu. Kendince sınırları vardı ve onları geçmiyordu. Hele o gülüşü... O gülüşüyle herkese istediği şeyi yaptırabilirdi.
Her şeyden önce kitap okuyordu.
Şu zamanda kitap okuyan erkek o kadar azdı ki, bir tane okuyan birini gördüğünüzde etkilenmemeniz mümkün değildi.
Mesela Efe de yakışıklıydı. Hatta çok yakışıklıydı ama kitap okumazdı. Sevmezdi bir kere. Onunla kitap konuşulmazdı.
Ama Uğur'la saatlerce kitap hakkında konuşabilirdin. Sıcak bakışlarında olan o kahveler insanın içini ısıtırdı.
Kısaca Uğur her şeyiyle sevilecek biriydi.
Dudaklarımı birbirine bastırdım. "Tek başıma olunca kendi yerime geçmek istedim." Diye saçmaladım. Unutmuştum aslında ama bunu ona söylemek istemedim.
Kaşlarını kaldırdı. "O zaman artık yalnız olmadığına göre yerimize geçelim mi?" diye sordu o tatlı ifadesiyle. Yerimize.
Başımı sallayarak ayağa kalktım. Ona bakıp, "Duvar kenarına ben geçebilir miyim?" diye sordum.
Başını sallayarak bana yer verdi.
Yerime oturduğumda, "Teşekkürler." Diye mırıldadım. Ön sırada olan çantamı alarak yanıma koydum ve içinden minik kalem kutumu çıkardım. Aslında tam bir kalem takıntım vardı ama bunu okula taşımıyordum genellikle. Evde bir sürü renkli kalemlerim vardı. Arada getirdiklerim oluyordu ama onu da pek çıkartıp kullanmazdım. Okulda tuttuğum notları evde temize geçiriyordum o renkli kalemlerle. Böylesi daha çok hoşuma gidiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Orkideler Açtığında
Novela Juvenil"Bazen orkideler açmaya yetişemez." Kendini bildiği bileli sürekli zorbalıklara maruz kalan Rana, ailesi konusunda da pek şanslı değildir. Annesi, Rana'nın kilolarından şikâyetçidir ve bunu her fırsat çok acı bir şekilde yüzüne vurmaktan çekinmez. R...