22. BÖLÜM

5.8K 252 83
                                    

Cihan Mürtezaoğlu, Sen Banasın

(Bu bölümü iki part olarak düşünebilirsiniz; ben part 2 yapmayı seven biri değilim, o yüzden 23

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Bu bölümü iki part olarak düşünebilirsiniz; ben part 2 yapmayı seven biri değilim, o yüzden 23. Bölümde kaldığımız yerden devam edeceğiz. Umarım yakında gelir.)

22. BÖLÜM

Korku bir dilim pasta yedikten sonra hayata küsen bir kız çocuğu gibiydi bende. Pasta belki de benim için şu dünyadaki en güzel şeylerden biriydi ama her zaman yemem yasaklanmıştı. Annemden habersiz ne zaman yesem anlardı ve öbür gün beni bir yeşil elmaya veya tatsız tuzsuz bir sebze çorbasıyla sınardı. Aslında sınamak değildi onun yaptığı, benim her zaman böyle beslenmemi istiyordu. Onun için bedenimde biriken yağlar mide bulandırıcıydı. Görmeye dayanamıyordu.

Annem benim bedenimden iğreniyordu.

Kapıya yaklaşan adım sesleri yükseldiğinde hızla yerimden kalktım ve kapıya doğru koştum. Kilidi sağ doğru çevirdiğimde bu kapının diğer ardından annemin varlığını hissedebiliyordum, kalbimde oluşan yoğun ağrıyla. Kapı açılmak için kulpu çevrildiğinde nefesimi tuttum. Sırtımı kapıya dayayarak bana, daha doğrusu olanlara şaşkınca bakan Efe'ye baktım, çaresizlik gözlerime yerleşmişti.

Dudaklarımı birbirine bastırdığımda annem bir kez daha denedi kapıyı açmayı ama başaramadı.

Ardından onun öfkeli sesini duydum. "Rana, bu kapı niye kilitli?" Sesinden çıkan kıvılcımlar ince zehirli bir iğneler gibi tenime battığını hissettim. "Aç şu kapıyı!" Annem için sabırlı olmak her zaman insanı bir adım önde götüren bir meziyetti ve şu an onun sabrının kenarlarında çocuk gibi oynadığımı biliyordum.

İzmir'de nisan ayında olmamıza rağmen bahar diğer yüzünü göstermek istercesine gökyüzünde mavi, beyazlı bir ışık yayıldı. Tabii onunla beraber yürek hoplatan, kulaklarını sağır edecek güçte bir gök gürültüsü. Nefesim boğazıma dizilen bir hançer parçaları gibiydi ve hepsi birleştiğinde hiç düşünmeden kafamı yerinden koparıp atacaktı.

Yutkunmaya çalıştığımda boğazımda yaşadığım korkunun acısını hissettim. "Müsait değilim." Dedim kendimi sıkarak. Sesimden herhangi bir şey sezerse bu kapıyı öyle böyle açardı annem, bunu biliyordum. Annemin duraksadığını hissettiğim anda ona cevap hakkı sunmadan devam ettim. "Üstümü değiştiriyordum, rahatsız olduğun için kapıyı kilitledim." Bunu söylemek ne kadar zor olsa da Efe'nin gözlerine bakarak hem kendime ona itiraf ettim. "Benim vücudum mideni bulandırdığı söylemiştin anne, bununla karşılaşmak istemezsin diye düşündüm." Sesim bile o kadar acıyordu bu acı gözlerimde bir mahşer yeri oluşturuyordu. Orada bekleyen onca hiç yanan gözlerimde akmak için her şeyi verebilecek güçteydi.

"Haklısın," dedi annem net bir sesle. Yüzünü buruşturduğu düşündüm, öyle hissettim. "Görmek isteyeceğim bir görüntü değil. Rüyalarıma kâbus niyetine giriyor, bütün gece uyuyamıyorum mide bulantısından."

Orkideler AçtığındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin